Çalışkan, beraberinde Futbol Şube Sorumlusu Vedat Yüksel ve Basın Sözcüsü Murat Altındere ile birlikte Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenledi. Hüseyin Çalışkan, burada yaptığı açıklamada, bazı belgelerin ortaya çıkması üzerine zorunlu olarak böyle bir toplantıyı yapmak durumunda kaldıklarını söyledi.

"VERDİĞİ PARA KARŞILIĞINDA KULÜPTEN 5 MİLYON LİRA FAİZ ALMIŞ"

Kendisinden önceki Kulüp Başkanı Ali Kahramanlı ve yönetimine, takımı 29 yıl sonra Süper Lig'e çıkardıkları için teşekkür eden Çalışkan, "Bu konunun iyi tarafı. Ancak bir de kötü tarafı var ki, o da kulübü bu kadar borçlandırmış olmalarıdır. Hem de bu borçlanma, kendi şahsi ve keyfi borçlandırmalardır. Ali Kahramanlı, kongrede şunu söylemişti; 'ben bu kulüp için 200 tırımı sattım, işimi bıraktım, kalbimi bıraktım.' Şimdi mali müşavirlerle birlikte hesapları inceliyoruz. Gördük ki, verdiği borç karşılığında kulüpten 5 milyon lira faiz almış. Hani bu kulübe cebinizden para vermiştiniz, bağış yapmıştınız? Herkes verdiği parayı faizi ile almış ve alıyor. Benim bu kulübe 20 milyon lira verebilmem için 200 milyon lira servetim olması lazım. Ancak servetimin yüzde 10'unu bağışlayabilirim. 200 milyon lira serveti olmayan arkadaşlarımız, 'Biz 20 milyon lira verdik' diyorlar. Benim bildiğim böyle bir parayı ne Fikret Orman verdi ne de Aziz Yıldırım verdi. Ama ben şimdi sizlerden topladığım parayı veya Sayın Bakanın veya belediyelerden topladığım parayı, nasıl olsa soran yok diye kulübe verirken 'kendi parammış' gibi kulübü borçlandırırsam bunu da ileride alacakmış gibi faizi ile alırsam işte kulüp bu hale gelir" dedi.

"BAĞIŞLARI KENDİ PARASIYMIŞ GİBİ GÖSTERİP KULÜBÜ BORÇLANDIRMIŞ"

Sağdan, soldan bağış olarak gelen paraların, eski kulüp başkanı tarafından kendi parasıymış gibi kulübe verilip, kulübü kendisine borçlandırdığını ileri süren Çalışkan, "Yüzde 20 faizle bu paralar icra yoluyla tahsil ediliyor. Şu anda bile kulübümüz bir bankadan yüzde 19 faiz ile para kullanıyor. Tefeciye gitsen yüzde 16-17 ile para alırsın. Ondan sonra çıkıp 'Kalbimizi veriyoruz, tırımızı veriyoruz' diyorlar. Allah razı olsun Süper Lig'e çıkardınız ona saygı duyuyorum. Bunun için sonsuz teşekkür ediyorum. Ama burada bir hesap yanlışlığı var" diye konuştu.

ALTINDERE: "2013 YILINDA KENDİ KULÜBÜNÜ İCRAYA VERMİŞ"

Mersin İdmanyurdu Basın Sözcüsü Murat Altındere ise yönetime gelirken 'şeffaf bir yönetim, hesap verilebilir, denetlenebilir ve bunu da gerektiği zaman kamuoyuna açıklayan' bir strateji içerisinde olduklarını vurguladı. Bu kapsamda iki önemli karar aldıklarını kaydeden Altındere, bir tanesinin icradaki alacakların durumunu incelemek, diğerinin de yargıya taşınmamış hesapların ödenmesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:"Maçlardan galibiyetle ayrılıyoruz, 1.3 milyon lira hak ediş sağlıyoruz ama para gelmiyor. Biz yöneticiler olarak kendi çabalarımızla sürekli prim ve borç ödemeye çalışıyoruz. Sonra icra dosyalarını incelemeye aldığımızda gördük ki, 'kalbimi verdim, mali durumumu verdim, 20 milyon lira bu kulüpten alacağım var' şeklinde konuşarak kamuoyunda ciddi bir algı oluşturan Ali Kahramanlı ile ilgili gerçeğin, dosyayı açtığımızda bu olmadığını görüyoruz. İcar Müdürlüğü'ne Sayın Ali Kahramanlı 2013 yılında bir dosya açmış ve kendi hesabından kulübe göndermiş olduğu havale dekontlarıyla hepsini icraya koymuş. Bir tanesi 7 milyon 200 bin lira, diğeri de 8 milyon 600 bin lira. Peki bu paralar nereden geliyor. Kulübün almış olduğu bağışların, bakanın desteği, iş adamlarının desteği hesapta birikmiyor ve o dönem Sayın Ali Kahramanlı'nın hesabına gönderiliyor. Kahramanlı da oradan kulübün ihtiyaçlarını karşılamak için kendi hesabından ödeme yapıyor. Bunu dekont ile yapıyor. Sonra bütün bu makbuzları toplamış ve 8 milyon 600 bin liralık icra takibi başlatmış. Yani yönetimde iken 2013 yılında başkan, kendi kulübünü, kendi başkanını, kendi kendini icraya veriyor. Bunu neye göre veriyor. Bu dekontlarla. Bu neyin dekontu, bağış mı? Sayın Kahramanlı'nın hesaplarında bir tane bağış yok. Ne var? Havaleler var. Bu nereden gelmiş? Kulübün iş adamlarından, çevrelerden topladığı paralar Ali Kahramanlı'nın şahsi hesabına gönderilmiş, oradan da kulübün hesabına gönderilmiş ve bu dekontların hepsi de icraya konu edilmiş."

"FAİZİ İLE KENDİNİ KALKINDIRMIŞ"

İcra takiplerinin de ilamsız takipler olduğunu ifade eden Altındere, bu takiplere 7 gün içinde itiraz edilmediği taktirde takibin kesinleştiğini ifade ederek, "Çek değil, senet değil, sözleşme yok, bir temlik anlaşması yok. Hiçbir şey yok. Kulüp 7 gün içinde bunlara itiraz etmiyor. Çünkü kendi başkan, itiraz ettirmiyor ve kesinleşiyor. 8. gün ise tüm gelirlere haciz konuluyor. Ve takımın gelirleri ipotek altına alınıyor. Siz bir yarıda 10 puan almışsınız, futbolcuya para vermemişsiniz, çünkü kendinize almışsınız. 2013 yılında 8 milyon 600 bin lira Ali Kahramanlı tarafından icraya konulmuş. Biz geçen haftaya kadar toplam 12.5 milyon lira ödemişiz. Bu kulübün zorla bulduğu paraları, Ali Kahramanlı'nın avukatına ödemişiz, Kahramanlı'ya faiz ödemişiz, icra dairelerine harç ödemişiz. Kahramanlı burada parasını almakla kalmamış, faizi ile avukatını kalkındırmış, icra dairesini kalkındırmış, bir de kendini kalkındırmış. Bu kulübe herkes para verdi. Biz de verdik. Ama biz dekont yapmadık, bağış yazıp verdik. 'Ben 20 milyon lira verdim' diyorsan şunu söylemen lazım; 'Ben kulübe 20 milyon lira verdim, bunu da icra ile aldım, 5 milyon lira da faizi ile aldım ve ben gidiyorum' diyeceksin. Burada 5 milyon lira kulüp zarar etmiş" ifadelerini kullandı.

"CUMHURİYET SAVCILIĞI HAREKETE GEÇECEKTİR"

Altındere, konuyla ilgili bir suç duyurusunda bulunulup bulunulmayacağı yönündeki bir soruya ise şöyle yanıt verdi:
"Bağımsız denetçiler tarafından mali yönden inceleme şu an sürüyor. Kulüp muhasebesinden aldığımız bilgiye göre, kulübün hesaplarında icralar olduğu için Ali Kahramanlı'nın hesabına paralar ödenmiş. Kahramanlı da kendi hesabından kulübe ara ara ödemeler yapmış. Bu ödemelerin dekontlarını da herhangi bir borç falan demeden, 'şu tarihten Ali Kahramanlı'dan ödeme' denilmiş. Türk Ticaret Kanunu'na göre havale, bir borcun ödendiği manasına gelir. Bu da yok. Dolayısıyla bu gelişmeler yeni, yönetim olarak toplantı yapacağız. Biz bu konuda, 'kulübümüzden fazla para tahsil edildi' şeklinde dava açabiliriz. Burada iki konu var. Biri alacak davası, diğeri de savcılık. Türk Ceza Kanunu'na göre, yöneticisi olduğunuz bir kulübün, derneğin, şirketin size verdiği yetkiyi kendi menfaatinize veya başkasının menfaatine kötüye kullanırsanız bunun adı 'güveni kötüye kullanmak' suçudur, cezası da ağırdır. Bu durum şikayete bağlı da değildir. Bu açıklama ve sonra yapacağımız açıklamalar üzerine Cumhuriyet Savcılığı harekete geçecektir."
Editör: Barış Köksal