3-9 Kasım Organ ve Doku Nakli Haftası dolayısıyla, Mersin İl Sağlık Müdürlüğü koordinatörlüğünde karaciğer nakli temalı panel düzenlendi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda (MTSO) düzenlenen panele; Mersin İl Sağlık Müdür Yardımcısı Hasan Tuzla, MEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet İlvan, akademisyenler, sağlık çalışanları ve vatandaşlar katıldı. Panelde konuşan Mersin İl Sağlık Müdür Yardımcısı Hasan Tuzla, organ ve doku nakliyle ilgili hastaların sorunlarının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de olduğunu belirtti. Organ bağışı ve nakli konusunda Türkiye’nin çok geri ve alt sıralarda yer aldığını kaydeden Tuzla, “Çünkü organ nakli, bağışı konusunda halkımız ve hepimizin bilgilendirilmeye ihtiyacımız var. Her ne kadar bugün panel konumuz karaciğer nakli ile ilgili olsa da MEÜ’de böbrek nakli de yapılmaktadır. Bu konuyla ilgili gerek akademik kadromuz gerekse hastanemizin cihaz, teknik ve fiziki şartları her konuda müsaittir” diye konuştu.

“MEÜ'DE SADECE KARACİĞER DEĞİL BÖBREK NAKLİ DE GERÇEKLEŞTİRİLİYOR”

MEÜ’de sadece karaciğer değil böbrek naklinin de yapıldığını vurgulayan Tuzla, “Bizim amacımız burada hem organ nakliyle ilgili bilgilendirme yapmak hem de üniversitemizde de bu tür organ nakillerimizin yapıldığını anlatmaktır. Organ nakliyle ilgili çok yanlış ve bilgilendirme eksiklikleri var. Özelikle bağışçıların şöyle bir tereddütleri var. Eğer ben bağışta bulunduğum takdirde ölmeden benim organlarım alınır mı diye. Bu yanlış bilgiyi bizim kurum olarak, kuruluş olarak anlatmamız gerekiyor. Bir kişinin organının alınması için bir kere kesinlikle kendi bilgi ve iradesiyle, hiç kimsenin tesiri ve etkisi altında kalmadan bağışta bulunması gerekir. Ancak ondan sonra organ bağışı gerçekleşir. Birde bitkisel yaşam ile beyin ölümü daha farklı. Bitkisel yaşam belki yıllarca devam edebilir ama beyin ölümü fizyolojik olarak artık yaşamın bittiğinin göstergesidir. Bundan sonra yaşamın olması imkansızdır. Bu halinizle ancak organınız alınabilir. Bu da sadece bir kişinin kararıyla olmuyor. Bir doktor heyetinin imzasıyla olabiliyor” şeklinde konuştu.

“ÜLKEMİZDE 50-60 BİN CİVARINDA ORGAN NAKLİ BEKLEYEN HASTA VAR”

MEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet İlvan ise organ nakli konusunda artık ülkemizin yeterli teknik donanım, bilgi, beceri ve deneyime sahip olduğunu vurgulayarak, “Birçok merkezimizde özellikle böbrek ve karaciğer olmak üzere organ nakli yapılmaktadır. Belki de en az, en başarısız olan maalesef üzülerek söylüyorum akciğer nakli. Henüz yeterince gelişmediği için burada üzüntümü belirtmek istiyorum. Organ nakli konusunda maalesef ülkemiz bu konuda gelişmiş ülkeler düzeyine ulaştırılamamış durumda. Ülkemizde 50-60 bin civarında organ nakli bekleyen hasta var ama bunların çok az bir kısmı karşılanabilmektedir. Belki de her yıl 4-5 bin hastamızı bu yüzden kaybetmekteyiz” ifadelerini kullandı.

Bir organın bir hayat olduğu bilincinin maalesef Türkiye’de yeteri düzeye ulaştırılamadığını belirten İlvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son yıllarda bu konuda tatminkar olmasa da önemli gelişmeler var ama daha henüz çok gerilerdeyiz. Bunun yeterli verici sağlanamamasının sosyal, kültürel, belki ekonomik, hukuki ve inanç sistemiyle ilgili birçok nedenleri var. Son yıllarda ilerleme kaydedilmekle beraber henüz yeterli bir düzeye ulaşmış olduğumuz söylenemez. Geçmiş yıllarda organ bağışı konusunda dini faktörler gerçekten çok etkiliyor. Ancak son zamanlarda bunun da aşılmış olduğunu düşünüyorum. Tüm toplumun, tüm kuruluşların, tüm yandaşların ve halkımızın katkısıyla istenen seviyeye gelir ve organ bekleyen hastalarımızın hayatlarına devam etmesi sağlanır.”

MEÜ’nün organ nakli yapan merkezler arasında olmasından dolayı da ayrıca gurur duyduğunun altını çizen İlvan, “Gerçi organ nakliyle ilgili birkaç sitede bizim hastane gösterilmiyor, ona da üzüldüm. Hastanemiz 2006 yılında nakil ruhsatı almış, akabinde böbrek nakli yapılmaya başlanmıştır. Bugüne kadar 74 böbrek nakli yapılmış, karaciğer nakli daha sonra başlamış ve bugüne kadar 11 tane karaciğer nakli yapılmıştır. Diğer organ nakillerini de en kısa zamanda başlatmayı ümit ediyoruz. Fakültemiz ve hastanemizde bu zor ve zahmetli tedavi seçeneğini hastalarımıza sunan başta hocalarımız olmak üzere herkese teşekkür ediyorum” dedi. Açılış konuşmalarının ardından panelistler hazırladıkları sunumları sundu. 
Editör: Barış Köksal