Mersin'de iş dünyasının çatısı konumundaki Mersin Ekonomi Platformu (MEP), kente marka kazandırmak amacıyla 'Marka Kent Mersin' konferansı düzenliyor. 25 Eylül Perşembe günü Akdeniz İhracatçılar Birliği'nde yapılacak olan konferansla ilgili bugün bir basın toplantısı düzenleyen MEB Dönem Başkanı Mehmet Türker, konferansa konuşmacı olarak ülkemizin en önemli medya tanıtım gruplarından Global Connection Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Özkan'ın katılacağını söyledi.

Mersinli iş adamları ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de katıldığı toplantıda, markalaşma konusuna vurgu yapan Türker, yıllardır hep değişen, gelişen Mersin'i hayal ettiklerini belirtti. Elbette ki, burada bulunan herkesin kentini çok sevdiğini ifade eden Türker, "Yıllarca hepimiz Mersinimizin kabuğunu kırmasını istedik. İstedik ki, yeni bir bakış, yeni bir anlayış ve bilinçle Mersin'e sahip çıkalım. Sevgimizi ifade etmek ve hepimizin gurur duyacağı, değişen ve gelişen Mersin için bu gün hep birlikte buradayız. Mersinimizin hak ettiği ve bugüne kadar hiç sahip olamadığı fırsat ve potansiyelin değerlendirilebilmesi için beklentilerimizin her zamankinden daha fazla düzeyde olduğunu belirtmek isterim. Altyapı, şehir planlaması, kültürün ve çevrenin korunması, doğrudan yabancı yatırım, fikir ve kabiliyet sahibi insan cezbedebilme özelliğine sahip olabilme, kentimizi ekonomik cazibe merkezi haline getirip yaşanabilir ve çekici kılmak. Oluşan bu değeri modern iletişim kanallarını kullanarak tanıtmak. İşte bu gün burada kentimiz için geri dönüşü en yüksek yatırımdan, yani marka olmaktan bahsediyoruz. Ürünler, hizmetler, sanatçılar, fikirler gibi şehirler ve ülkeler de markalaşabiliyor. Ürünler gibi kentlerinde cazibesi varsa marka değeri ve taliplisi artıyor. Dolayısıyla marka değeri yüksek bir üründen bahsediyorsak, marka değeri yüksek bir kentten de bahsedebiliriz" diye konuştu.

Bir şehrin sahip olduğu denizi, kumu, dağı, taşı, müzesi, mutfağı, tarihi ve doğal güzellikleri ile kendiliğinden marka olamayacağını vurgulayan Türker, şöyle devam etti; "Bir şehrin marka olması için o şehrin yöneticilerinin ve halkının aynı fikir etrafında birleşip bu fikre sahip çıkmaları, bu fikri her gün yaşatmaları gerekir. Bu çaba ancak çok uzun süre, istikrarlı bir şekilde sürdürülürse bir şehir marka şehir olur. Eski yıllarda şehir pazarlanması denildiği zaman, bir yöreye turist çekmek için yapılması gereken etkinlikler anlaşılırdı. Bugün bu anlayış tanıtım alanından 'marka oluşturma ve yönetme' alanına doğru kayıyor. Şehirlerin markalaşması, birçok teknik ve artistik konunun entegre olarak planlanıp uygulanmasını, denetimini, yüksek bilgi ve çalışmayı gerektiriyor. Çok sayıda parametre ve hedefin gerçekleştirilmesi ile elde edilebilecek bir konu. Yani sadece reklam yapmakla 'biz marka olduk' ya da 'marka şehir x', 'marka şehir y' demekle şehrin markalaşması asla mümkün olmaz."

Her yıl dünyada şehirler arasında gayrisafi hasıla, istihdam, okul ve eğitim, yaratıcı-yenilikçilik, ulaşım, siyasi ve sosyal çevre, iktisadi çevre, sosyo-kültürel çevre, sağlık ve hıfzısıhha, kamusal hizmetler ve ulaşım, dinlence, doğal çevre, insan sermayesi gibi kriterler gözetilerek sıralamalar yapıldığına dikkat çeken Türker, "Önemli olan, bu farklı değerlendirmelere rağmen üst sıralarda yer alan şehirler arasında olabilmek. Elbette ki, dünyadaki zenginlik sınırsız değil ve bu zenginliğin bir çok taliplisi var. O halde şimdi şunu hepimiz kendimize soralım; 'kentimiz, marka olmayı bugün mü hak ediyor, yoksa yarın, öbür gün olsa da olur mu?' Ne dersiniz? Kentimizi dünyada marka haline getirmenin kentimiz için en önemli gelecek vizyonu ve geri dönüşü en yüksek yatırım olduğu bilinci ile tüm hemşehrilerimizi marka çalışmalarına sahip çıkmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Editör: Barış Köksal