Kuyumculuk sektörüne ilişkin değerlendirme yapan Aktuğ, fiyat istikrarsızlığı nedeniyle yaşanan sorunlara değindi. Sorunun çözümü için sektör temsilcilerinin birlikte hareket edememesinden şikayetçi olan Aktuğ, "Maalesef özellikle darphane tarafından basılan liralar ile tel bilezik olarak adlandırılan bilezik modellerinde 1-2 liraya varan fiyat farkları oluşuyor. Belki bir tane almak için çok ciddi araştırma yapılmıyor ama birden fazla alım yapılacağı zaman fiyatlara güven olmadığı için müşteri sürekli bir arayış içine giriyor. Bu durum kuyumcular arasında da tedirginlik oluşturuyor. Sektörde zaten kar marjları oldukça düştü. Buna bir de rekabet adı altında neredeyse maliyetine yapılan satışlar eklenince sıkıntı daha da artıyor" dedi. 

Sorunun çözümü için komite olarak sektör temsilcilerini bir araya getirip toplantı düzenlemek istediklerine dikkat çeken Aktuğ, herkesin bu konudan şikayetçi olmasına rağmen toplantıya tam katılım olmayınca istedikleri sonuçlara ulaşmadıklarını söyledi. Konuyu bölgeye taşıma kararı aldıklarını ve Silifke’den Kahramanmaraş’a kadar tüm sektörü kapsayan geniş katılımlı bir organizasyon düzenlemeye çalıştıklarını, ancak girişimlerinin yine sonuçsuz kaldığını vurgulayan Aktuğ, “Amacımız özellikle darphanenin bastığı liralarda tavsiye edilen fiyatlara uyulmasını sağlamaktı. Ama maalesef hiçbir girişimimizden sonuç alamadık. Özellikle işsizliğin üst seviyelere çıktığı böyle bir ortamda gerçekleştirilen yanlış tutumlar sektöre ciddi kayıplar yaşatıyor" diye konuştu. 

Altın fiyatlarının her geçen gün yükseldiğine de dikkat çeken Aktuğ, bu nedenle şu dönemde elde nakit para bulundurmanın da riskli olduğunu anlattı. Bu sıkıntılara bir de ikinci baskı olarak adlandırdıkları darphane dışı basılan sahte liralar sorunu eklendiğini kaydeden Aktuğ, “Piyasada darphane dışı basılan liraların bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu gerçeklerinden ayırt etmek ise kuyumcular için dahi oldukça zor. Müşteri bunu hiç ayırt edemez. Bu nedenle altın almak isteyenlerin mutlaka güvendikleri kuyumcuları tercih etmeleri gerektiğini söylüyoruz" ifadelerini kullandı. 

Bankaların altın hesaplarını da değerlendiren Aktuğ, bu uygulamadan da istedikleri sonucu alamadıklarını, hatta sektöre, bir sıkıntıyı da bu uygulamanın getirdiğini söyledi. Yalnızca altın hesaplarının değil, piyasalardaki mevcut altın birikimlerini de bankaların toplamaya başladığına işaret eden Aktuğ, “Bizim beklentimiz toplanan bu altınların kuyumculuk sektörüne çevrilerek piyasaların hareketlendirilmesi yönündeydi. Ama olmadı. Özellikle üreticilere verilen altın kredi faizleri de oldukça yüksek. Yüzde 8 civarında faiz talep ediliyor. Bu oranın yüzde 2-3 seviyesinde olması bizleri rahatlatacaktır. Bir de ekonomide yaşanan en küçük bir sıkıntıda bu krediler geri çağırılıyor. Bu durumda ne üreticinin ne de vitrinci kuyumcunun aldığı krediyi anında ödeyebilmesi mümkün değil. Üretici tüm malını bir anda Türkiye geneline satıp parasını toparlayamaz, vitrinci de elindeki malı bir çırpıda satıp parasını ödeyemez. Bu nedenle erken çağrılan krediler bizi sıkıntıya sokar" şeklinde konuştu. 

Piyasayı canlandırmak, müşteriyi çekebilmek adına kuyumculara da görevler düştüğünü anlatan Aktuğ, bu noktada tüm sektör temsilcilerinin birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi. Önce müşterinin gelmesi için fiziksel yapının değişmesi, dış dekorasyonların caddeye yakışır şekilde yenilenmesi gerektiğini vurgulayan Aktuğ, gerekirse belediyenin bu konuda bir zorunluluk getirmesini beklediklerini söyledi. Tüm iş yerlerinde tek tip tente kullanımı, tabela kullanımı olması gerektiğini dile getiren Aktuğ, “Hatta belli bir ölçü kıstası getirilmeli, herkes tabelalarında aynı rengi, yazı fontunu kullanmalı. Böylece caddeye görsel bir bütünlük gelecektir ve estetik kazandırılacaktır” dedi. 

Editör: Barış Köksal