Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, geçen meclis toplantısında 5 binlik planlarla ilgili DSİ’de yaşadıkları sıkıntılara ilişkin dile getirdiği şikayet ve serzenişlerinin, bazı basın mensupları tarafından bir şer gibi manşetlere taşındığını söyledi. Kocamaz, “Konuyu şer gibi anlatan basın mensupları, farkında olmadan işi hayra dönüştürdüler” dedi. Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Haziran ayı toplantısının ikinci birleşimi, Burhanettin Kocamaz başkanlığında Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. İdareden gelen 14 teklif ile 26 komisyon raporunun görüşülerek karara bağlandığı toplantıda, Başkan Kocamaz Mersin basınını hem eleştirdi hem de teşekkür etti.

“Mersin’deki depoların çok büyük tehlike arz ettiğine yönelik raporlar var”

Toplantıda, Tarsus ilçesi sınırlarında Yenice Yeraltı Doğalgaz Depolama Tesisi yapılmasına yönelik 1/5 bin ölçekli nazım imar planı teklifine ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonu ile Çevre ve Sağlık Komisyonu’nun ortak raporu görüşüldüğü sırada, Meclis Üyesi Mustafa Güler, yapılacak tesisle ilgili bilgi istedi.

Bunun üzerine açıklama yapan Kocamaz, tesisin yapılacağı alanların geçmiş dönemde soda yapılmak üzere kullanılan yeraltı kaynakları olduğunu söyledi. Bu alanları doğalgaz deposu olarak kullanmak istediklerini belirten Kocamaz, “Aslında şu anda buralarda su dolu. Bir taraftan doğalgaz basılacak, diğer taraftan suyu kaldıracak ve yerin yaklaşık bin 100 ile bin 400 metre altındaki bu depolar değerlendirilecek. Çünkü devlet doğalgazı ithal ediyor ve taahhütleri var. Ancak, depolama alanları olmadığı için o taahhütleri yerine getiremediği halde bedelini ödüyor. Yani gazı almadan gazın bedelini ödüyor” .

“Depolardan biri patlarsa Mersin diye bir şey kalmaz”

Buna benzer bir projenin Tuz Gölü’nün bulunduğu bölgede de yapıldığını ifade eden Kocamaz, hatta Mersin’deki açıktaki akaryakıt depolarının da bu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kocamaz, “Bu konuda İstanbul’da bir çalıştay da yapılacak. Mersin’deki depoların çok büyük tehlike arz ettiğine yönelik raporlar var. Oradan gelenlerin ifadesi şu; ‘bu depolardan bir tanesi patlarsa hepsi patlar, Mersin diye bir şey kalmaz.’ Çünkü bir tanesinin patlamasıyla iş kapanmıyor, o diğerlerine sirayet ediyor, yayıldığı zaman da söylenen bu. Bununla ilgili de bizim şimdiden planlamaları yapmamız lazım.

Burada özel bir firma, Bakanlıktan aldığı yetkiye dayanarak bununla ilgili fizibilite çalışmaları yaptı, projeler hazırladı ve en son aşamaya geldi. Şimdi biz bunları imar planlarına işliyoruz. Üzerinde bulunan tarlalar, bahçeler yine tarım alanı olarak kullanılmaya devam ediyor. Ancak, bin 400 metreye kadar yeraltındaki bu kısımlar değerlendirilmiş olacak. O bölgelerin bu şekilde değerlendirilmesi bölge ekonomisine de katkı sağlayacak, devlet de burada depolamış olacak” ifadelerini kullandı. Kocamaz, açıklamasının ardından raporu meclis üyelerinin onayına sundu ve rapor, oy birliğiyle kabul edildi.

Şehit polislerin isimleri kavşaklarda ve sokakta yaşayacak

Öte yandan, idare teklifleri arasında yer alan üç madde ile Mersinli şehit polis memurlarının isimlerinin merkez Toroslar ilçesinde iki ayrı kavşak ile bir sokağa verilmesi de oy birliğiyle kabul edildi. Kocamaz’ın direk oylamaya sunduğu tekliflere göre, Selçuklu Mahallesi Mersinli Ahmet Bulvarı ile 212. Cadde’nin kesiştiği kavşağa “Şehit Polis Memuru Ahmet Yıldırım”, Yalınayak Mahallesi 102 bin 37 Sokağa “Şehit Polis Burak Yıldız Sokağı”, Osmaniye Mahallesi 208. Cadde ile Akbelen Bulvarı’nın kesiştiği kavşağa da “Şehit Polis Memuru Yılmaz Bozkurt Kavşağı” isimleri verildi.

“Israrla bu meclisin insicamını bozmaya, Mersin’de huzuru kaşımaya çalışıyorlar”

Başkan Kocamaz, meclis toplantısının sonunda, pazartesi günü gerçekleştirilen birinci birleşimde dile getirdiği, 5 binlik nazım imar planlarının engellendiği yönündeki eleştirileri ve Devlet Su İşleri’nde (DSİ) yaşadıkları sıkıntıları aktardığı konuşmasının basında yer almasını değerlendirdi. Geçen toplantıda, imar planlarıyla ilgili sorulan sorular üzerine yaşadıkları hadiseleri anlattığını ifade eden Kocamaz, DSİ Bölge Müdürünün aslında çok iyi niyetli yaklaştığını ama bir şekilde oradan yazının geciktiğini dile getirdi. Kocamaz, “Burada meclisin insicamını ya da bizim diyaloglarımızın kesilmesini bekleyenler hemen bunu ‘Kocamaz’dan devlete salvo’, ‘Kocamaz DSİ’ye savaş açtı’ şeklinde manşet yaptılar. Bu arkadaşları ben hiçbir zaman ciddiye almıyorum. Çünkü burada doğal, en basit bir konuşmayı bile sanki kavga gibi dışarıda yansıtıyorlar.

Böyle bir şey olmadığını siz de biliyorsunuz, herkes de biliyor. Zaten televizyon bunu naklen veriyor ama bu arkadaşlar ısrarla bu meclisin insicamını bozmaya, Mersin’de huzuru kaşımaya, arkadaşları birbirine düşürmeye, bizim sanki Ankara ile bir kavga içerisinde olduğumuzu yaymaya çalışıyorlar. Biz bunları burada konuşmayacaksak nerede konuşacağız? Burası milletin meclisi. Herkes millet adına burada bulunuyor. Dolayısıyla burada tartışabiliriz ama en doğru kararı yine hep birlikte vereceğiz” şeklinde konuştu.

“Konuyu şer gibi anlatan basın mensupları, farkında olmadan işi hayra dönüştürdüler”

Bu konuyu bir şer gibi anlatan basın mensuplarının, farkında olmadan işi hayra dönüştürdüklerini belirten Kocamaz, şunları söyledi: “DSİ, bu işin rakamlarının ortaya çıkması için ısrar ediyordu, en son rakamlar da ortaya çıktı. Yaklaşık 28 bin lira gibi bir bedel çıkmış. Benim serzenişlerim bu; toplam 28 bin liralık bir bedel için orada birileri bir şehrin önünü kesmeye çalışıyor. Yukarıdaki müdürlerin, bu işle ilgilenen etkili kişilerin haberi bile yok. 28 bin lira için işi savsaklamaya çalışıyorlar. Bunları ben şikayet ediyorum, yine de şikayet edeceğim. Kimse bu kentin önünü kesmeye çalışmasın.

Neticede AK Parti’lisi de MHP’lisi de CHP’lisi de Mersin’e bir şeyler yapılmasını istiyor, Mersin’in önünü açmak istiyor. Ama bir yerde tıkanan olay bir kentin komple önünü kesiyor. Hiçbir parti ayrımı yapmadan söylüyorum, alacağımız kararlar hep birlikte olacak ve bu kent için olacak. Kimse o hizmetleri sırtına alıp götürmeyecek. Ben yine de bunu şer gibi anlatan basın mensuplarına teşekkür ediyorum, bir hayra vesile oldular.”
 
Editör: Barış Köksal