Av. Bozkurt, yayınladığı makalede şu konulara değindi;

"Ana ve babanın ergin olmayan çocuklarına bakma yükümlülüğü, çocuk ergin olana kadar devam eder. Ergin çocuğa kural olarak ana babanın bakma ve nafaka ödeme yükümlülüğü yoktur; ancak ana ve babanın ergin çocuğa bakma ve nafaka ödeme yükümlülüğünün de iki istisnası bulunmaktadır. Bunlardan ilki;

-Ana ve babanın eğitimi süresince ergin olan çocuklarına bakma yükümlülüğü ( Bu yükümlülük TMK’nun 328/II. Madde ve fıkrası hükümlerinden kaynaklanmakta), diğeri ise; 
-Ana babanın yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan çocuklarına nafaka ödeme yükümlülüğüdür. ( Bu yükümlülük de, TMK’nun 364. Maddesinden kaynaklanmaktadır)

EĞİTİM NAFAKASI VE YARDIM NAFAKASI

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’muzun 328. Maddesi, eğitimi devam eden ergin çocuklara bakma yükümlülüğünü özel olarak düzenlemesine rağmen, Yargıtay’ın kararlılık kazanmış bazı uygulamalarında; eğitimine devam eden ergin çocuğa ödenen nafakayı HALEN DAHİ  Yardım Nafakası olarak kabul ettiğini görmekteyiz. 

Doktrinde ve uygulamada nafaka, bakım nafakası ve yardım nafakası olarak ikili bir ayrıma tabi tutulmaktadır . Bakım Nafakası, kanundaki bakma yükümlülüğünden doğan ve nafaka alacaklısının bakımı için gerekli giderleri kapsayan bir nafaka türüdür. 

Uygulamayı oldukça meşgul eden bir konu olan; Ana babanın eğitimi devam eden ergin çocuğuna bakma yükümlülüğü kapsamında eğitim nafakası ödeme yükümlülüğünün söz konusu olabilmesi için, çocuğun ergin olduğu halde eğitimine devam ediyor olması ve ana babanın durum ve koşullara göre kendilerinden çocuğa bakmalarının, başka bir deyişle ona nafaka ödeyebilmelerinin beklenebilir olması gerekmektedir. Bu koşulların ikisi birlikte gerçekleştiği takdirde ancak ana baba eğitimi devam eden ergin çocuğa nafaka ödemekle yükümlüdür.
Burada dikkat edilmesi gereken ve devamla pek çok kerelere Yerel Mahkemeler önüne gelen uyuşmazlıklarda; ergin çocuğun mesleki eğitiminin hangi anda tamamlanıp tamamlanmadığının tespiti gerekir. Bir eğitim, ancak çocuğa uygun bir meslek imkanı sağladığında uygun bir eğitim sayılır  Beklenebilirlik ise, sadece ekonomik durumları içermemektedir. Beklenebilirliğin tespitinde, yalnızca ana-babanın ekonomik güçleri değil, onların çocukla olan kişisel ilişkileri de dikkate alınmalıdır.

Eğitim nafakası, ancak ergin çocuğun açacağı bir dava ile talep edilebilir.  Ergin olmakla birlikte tam fiil ehliyetine sahip olan çocuğun bu davayı kendisinin açması gerekecektir.  Ergin Çocuk, davayı yalnızca ana veya yalnızca babasına karşı açabileceği gibi,  her ikisine karşı da açabilir. Nafaka alacaklısı ergin çocuk, eğitim nafakasına ihtiyacını olduğunu İSPAT etmelidir. Burada İspat Yükü, ergin çocuğun üzerinde bulunmaktadır. Uygulamada özellikle karşışaltığımız sorunlardan birisi olan “Ana veya baba boşandıktan veya ayrıldıktan sonra ergin olmayan çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmemiş” olması, çocuk ergin olduktan sonra koşulları varsa, eğitim nafakası talep etmesine engel değildir. 

Yargıtay’ın uygulamalarında DAHİ bu şekilde benimsenen ve de uygulamada çokça karıştırılan Yardım Nafakası ve Eğitim Nafakası arasındaki önemli farklara değinmek gerekirse; 
Öncelikle Yardım nafakası ve Eğitim Nafakası; yükümlüsü, alacaklısı, kapsamı ve koşulları bakımından birbirinden tamamen farklıdır. Gerçekten de Eğitim Nafakasıyla yalnızca ana baba yükümlü iken, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre; Yardım Nafakası ödeme yükümü üstsoy, altsoy ve kardeşler olmak üzere daha geniş bir hısım kitlesini içermektedir. Bir diğer fark ise, Eğitim Nafakası için ergin çocuğun eğitimine devam etmesi gerekirken, Yardım Nafakası talep edebilmek için ergin çocuğun eğitimine devam etmesi de gerekmemektedir. "


 

Editör: Barış Köksal