Türkiye sanat dünyasında ‘Edebiyat’ın Cumhurbaşkanı’ olarak nitelenen Yazar ve Sanat Eleştirmeni Doğan Hızlan, MTSO tarafından bu yıl 10’uncusu düzenlenen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün yeni sahibi oldu. Hızlan, “Hatırlanmak, unutulmamak, ödüllendirilmek çok güzel” dedi. 

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO), Türkiye’nin kent adına verilen ilk ve tek Edebiyat Ödülü olma özelliği taşıyan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’ne bu yıl Doğan Hızlan layık görüldü. Sina Akyol, Celal Soycan, Ogün Kaymak, Metin Cengiz ve Cemal Sakallı’dan oluşan Seçici Kurul, Hızlan’a bu ödülü, kültürel değerleri kavramayı öne aldığı, eleştiri yazılarında her kesimden okura ulaşıp açık şefkatli bir dil kullandığı, yenliğe açık tavrıyla ekol haline geldiği ve edebi hafızayı güncellediği gerekçesiyle verdi.

Hızlan, ödülünü MTSO konferans salonunda düzenlenen törenle aldı. Törene, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Seçici Kurul Üyeleri ile çok sayıda yazar ve eleştirmen katıldı. Seçici Kurul adına konuşan Yazar Celal Soycan, Şair ve Yazar Metin Cengiz ile Yazar Sina Akyol, Doğan Hızlan’ın yazarlığı, şairliği ve sanat eleştirmenliği üzerine değerlendirmeler yaparak, Hızlan’ın sanatçı kişiliğine övgüler yağdırdılar.

“Hızlan’a ödül verilme gerekçesi, varlık sebebimiz olan Türkçemize yaptığı katkıdır”

MTSO Başkanı Aşut da konuşmasında Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün Mersin’in kültürel anlamda tanıtımının yanı sıra, hayatını edebiyata adayanların emeklerine saygı amacıyla başlatıldığını söyledi. “Amacımız, sembolik bir ödül vermek değil. Aksine bu değerli ustalara, ‘Sizi izliyoruz, okuyoruz ve söylediklerinize kulak veriyoruz’ mesajını vermektir” diyen Aşut, “Bana göre Sayın Hızlan’a ödül verilme gerekçesi, kendisinin bizi bilgi ve evrensel değerlerle buluşturması, dünya insanı olma kültürünü oluşturmasıdır. Belki de daha önemlisi, varlık sebebimiz olan Türkçemize yaptığı katkıdır. Kendisinin Türk Dil Kurumu’nda yıllarca yaptığı görev, onun bu çabasının göstergesidir. Her millet kendi dil kökleri ile düşünür, kendi olgularını anlatmak için yarattığı kendi kelimeleriyle düşünce üretir. Başka milletlerle etkileşimlerin sonucunda her dil birbirinden etkilenir. Bu gayet doğaldır. Ancak, bu etkileşim, kendi dilinin yok olması seviyesine kadar gelirse büyük sorunlar ortaya çıkar. Kendinize ait olmayan bir kelime ile düşünemezsiniz. Eğer düşünce üretemezseniz, felsefede, sanatta, bilimde, hatta inanç dünyanızda bile gelişme gösteremezsiniz. Bu anlamda, felsefede, sanatta, bilimde ilerlemek istiyorsak, önce dilimize, önce hazinemiz olan kelime köklerimize sahip çıkmalıyız” ifadelerini kullandı.

Bugüne kadar ödül verilirken Türk diline ve dolayısıyla düşünce üretme gücüne yapılan katkının ana kriter olarak gözetildiğini vurgulayan Aşut, “Ülkemizin, dünya üçüncü bin yıla girerken, hak ettiği noktada olmamasının nedenlerini sadece ihracatta, üretimde, teknolojik gelişmede veya ekonomik faaliyetlerde arayanların aslında tüm bu geri kalmışlıkların nedenlerinin temelinde bulunan ve düşünce üretme becerimizin kaynağı olan ‘dilimize’ ne kadar sahip çıktığımıza bakmaları gerekir. Kendi dil ağacımıza sahip çıkmak zorundayız. Kendi düşüncelerimizi üretebilmemizin tek yolu budur” diye konuştu.

Hızlan: “Hatırlanmak, unutulmamak, ödüllendirilmek çok güzel”

Ödülünü almak üzere kürsüye çıkan Doğan Hızlan ise yaptığı kısa konuşmada, bu ödüle layık görüldüğü için mutlu olduğunu belirtti. Bugüne kadar hep ödül vermeye alıştığını dile getiren Hızlan, “Hatırlanmak, unutulmamak, ödüllendirilmek çok güzel. Üstelik benim için daha da güzel ve özel çünkü ben daima jürilerde bulundum. Hep ödül vermeye alıştım. Ödül alınca şaşırıyorum ve tuhaf geliyor. Bu nedenle bugün tuhaf bir duygu yaşıyorum” şeklinde konuştu.

Türkçe’nin önemi üzerinde duran ve dilin tüm ülkeler için çok önemli olduğunun altını çizen Hızlan, edebiyat ödüllerine de vurgu yaptı. Bir kentin edebiyat ödülünün olmasının çok önemli olduğunu ifade eden Hızlan, şunları söyledi: “Artık kentler yalnızca ekonomik, siyasal, toplumsal başarılarıyla anılmıyorlar, sanatlarıyla da anılıyorlar. Özellikle de bir ödülün 10 yıldır devam ediyor olması, o ödülün etkinliğini ve yaygınlığını artırıyor. Bugün benimle ilgili yapılan değerlendirmeler çok önemliydi. Bana önemli sorumluluklar da yükledi. Bundan sonra yazacaklarımda hep bugün söylenenler aklıma gelecek ve daha dikkatli yazıp, bunları hak etmeye çalışacağım.”

Konuşmaların ardından, MTSO Başkanı Aşut tarafından Doğan Hızlan’a ödülü takdim edildi.
Editör: Barış Köksal