Dt. Palagenko kanal tedavisi hakkındaki yazısında şu ifadelere yer verdi;

Günümüzde gelişen teknoloji ve bilimle artık kanal tedavisi gibi yöntemler kullanılarak dişi çekimden kurtarıp ömrünü uzatmak mümkündür.  Derin çürükler, travmalar, uygunsuz yapılmış kron kaplamalar ve dolgular, tedavisi gecikmiş çürükler sebebiyle dişin sinir ve damar dokusu yani pulpa zarar görürebilir. Doku canlılığını kaybeder hatta enfekte olur, apse oluşur. Bu apseler genişleyerek kök etrafındaki kemik dokusunda yıkım oluşturabilir.  İltahaplanmanın belirtileri şiddetli ağrılar ve ağız kokusudur. Böyle bir durumda hiç zaman kaybetmeden bir diş hekimine müracaat edilmesi gerekmektedir. Önce ağrı kontrol altına alınmalı, ve akabinde kanal tedavisi uygulanmalıdır.  

  Kanal tedavisi yapılması gerektiğine nasıl karar verilir, kanal tedavisinin yerine başka bir tedavi uygulanabilir mi?

  Kanal tedavisinin alternatifi yoktur ve Kanal tedavisi uygulanmasına hastadan alınan bilgilere göre karar verilir.  Hastaya gece uyandıran diş ağrısı, aralıklı ağrı,  dişlerin soğuğa  ve sıcağa  karşı duyarlılığı, ısırdığında basınca karşı duyarlılığı sorulur, yüzde şiş olup olmadığına bakılır, röntgen kontrolü yapılır, kök ucunda apse olup olmadığına bakılır, bir travma sonucu kırıldı ise pulpa açığa çıkmış mı diye kontrol edilir. Dişlere gelen travma sonucu pulpanın açığa çıktığı durumlarda hemen kanal tedavisi yapılması gerekir. Çok derin çürüklerin neden olduğu kesilmeyen ağrılar sebebiyle kanal tedavisi yapılır. Bazen  restorasyon sırasında zorunlu olarak kanal tedavisi uygulanır. Dişin durumuna göre kanal tedavisinin birkaç seans uygulanması gerekebilir.

    Kanal tedavisi uygulamasında neye dikkat etmek gerekir?

  Zamanında müdahale edilmemiş çürükler enfekte olup ağrıya neden oldukları için iyi bir enfeksiyon kontrolü yapılmalıdır. Günümüzde teknoloji bu konuda da oldukça ilerlemiştir. Kök ucu boy ölçme cihazları, kanal genişletme cihazları, kanal içini yıkama solüsyonları ve cihazları (sonik – ultrasonik –lazer) en önemli başarı araçlarımızdandır. İyi yapılmış kanal tedavileri sayesinde diş köklerinde oluşan apseler iyileşmektedir. Böylece diş kaybı önlenerek dişimizin uzun yıllar bize hizmet etmesi sağlanmaktadır. İyi bir kanal tedavisi için, diş kanalı en iyi şekilde genişletilip yıkanmalı, boy ölçümleri yapılarak kanallara tam dolum sağlanmalıdır Bir kanal tedavisinin başarısız olmasının sebebi yeterince iyi yıkanamamış olması yada tam olarak doldurulamamış olmasıdır.

   Kanal tedavisinin başarılı olup olmadığını nasıl anlarız? Bu dişin iyileşmesi  yada tekrar enfekte olması mümkün müdür?

 Kanal tedavisinin başarılı olduğunu  anlamak için en önemli kriter ağrının kesilmiş olmasıdır elbette. Riskli kanal tedavilerinin periyodik olarak kontrol edilerek sonucunun takip edilmesi gerekmektedir.Üçer aylık dönemlerde radyolojik görüntü almakla bunu sağlarız. Bazı dişler kanal tedavisi ile kurtarılamayabilir.  İyi bir kanal tedavisi yapılmasına rağmen kök ucu iltahabı giderilememişse, cerrahi bir  müdahale olan kök ucu rezeksiyonu yapılır yada hasta bunu istemiyorsa diş çekilerek o bölge kürete edilmelidir.

 Kanal tedavisi uygulanmış dişi rahatça kullanabilirmiyiz?

 Kanal tedavisi uygulanmış dişlerin sinir ve damar dokusu alındığı için kırılganlığı artar. İyi bir dolgu ve restorasyon iyi bir kron kaplama önerilmektedir. Bu şekilde dişinizi rahatlıkla kullanabilirsiniz.

    Kanal tedavisi uygulanmazsa ne olur?

Kişi şiddetli ağrıları çekmek durumunda kalır. Kanal tedavisi gerektiği halde uzun süre uygulanmazsa diş çekimi gerekecektir.İyi yapılmış bir kanal tedavisinin başarı oranı %90-%95 aralığındadır.  %5-%10 olasılıkla kök ucu rezeksiyonu yada diş çekimi gerekmektedir.
Dişlerinizi düzenli fırçalayıp, diş ipi, gargara gibi ürünleri kullanarak diş sorunlarınızı minimuma indirebilirsiniz.

Editör: Barış Köksal