Diş tedavisinde zirkonyum uygulamanın porselene oranla daha doğal göründüğünü belirten Dt. Sevi, uygulamanın yapılış sürecini şu şekilde anlattı; 

  “Zirkonyum gerektiği takdirde diş tedavisinde kullanılan, metal özellik gösteren bir elementtir. Önceleri porselen kaplama kullanılarak diş tedavisi yapılırken son yıllarda zirkonyum diş kaplamasının kullanımı artmaya başlamıştır. Bu tedavi gerektiği takdirde her yaşta yapılabilir. Ancak 18-20 yaşına kadar gelişim döneminde olunması ve çenenin büyümesi neticesinde aralanmalar gözlemleneceği için önerilmez. Zirkonyum tedavisi diş bozuklukları, kayıpları vb. durumlar sonucu gerekli görülebilir. Porselene göre daha doğal bir diş görünüm verdiği için daha çok tercih edilir. Bu işlemde öncelikle diş, metal destekli kaplamada olduğu gibi küçültülür. Diş eti sağlıklı duruma geldiğinde, özel ölçülerle ve ağza uygun kaşıklarla hassas bir şekilde ölçü alınır. Laboratuvar ortamında, dişe en uygun renkte zirkonyum alt yapısı ve üzerine de porselen üst yapısı işlenerek klinik ortamda dişe uyumu sağlanır ve hasta onayı sonrasında ağıza yerleştirilir.

 İlk defa bu işlemle karşılaşan hastalarımızın zirkonyumla ilgili daha merak ettiği pek çok soru bulunmakta, bu yazımızda sizler için onlara ışık tutmaya çalışacağız. Öncelikle belirtmeliyiz ki diş kaplamaları metal destekli ve metal desteksiz olarak ana iki grupta incelenir. Metal desteksiz grupta olan ve porselen diş kaplaması yerine kullanılmaya başlanan zirkonyumun tercih edilmesinin en büyük sebeplerinin başında dişlere verdiği doğal görünüm gelir. Bu kaplama porselen kaplamanın aksine koyu renkte değildir ve diş etinin çevresinden siyah bir yansımaya neden olmaz. Bunun yanında zirkonyum porselene oranla diş etleri ile daha çok uyum gösterir. Aynı zamanda zirkonyumlu diş tedavisinin uygulamasının pratik olması da tercih edilmesinin nedenleri arasında yer almaktadır. Bu tedaviye başvuran hastalarımızın kafasını kurcalayan diğer bir soru da yaptırdıkları işlemin ne kadar kalıcı olacağıdır. Normalde her kuron-köprü restorasyonunun ortalama ömrü 5-7 yıldır. Ancak dişeti çekilmesi gibi herhangi bir doku değişikliği olmazsa ve hastanın ağız hijyeni iyi ise, zirkonyumlarda herhangi bir hasar meydana gelmediyse, daha uzun yıllar da kullanılabilir.  Bu tedavinin tek başına, herhangi bir sebep olmaksızın başarısız olması enderdir, ancak bazı travmalar sonucu istisnai durumlar meydana gelip tacın kırılması da olasıdır. Kronlar, herhangi bir şekilde çürümezler fakat yeterli ağız ve diş bakımı sağlanmazsa kaplamanın altında bulunan diş çürüyebilir. Acısız bir işlem olsa da bitişinde kısa bir süre devam edecek ağrılara sebep olabilir. Genelde iki veya üç seans süren bu işlemdir.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda zirkonyumun gerek doğallığıyla gerek ise yakaladığı başarılı sonuçlar ile gönül rahatlığıyla tercih edebileceğiniz bir yöntem olduğu söylenebilir. Sağlıklı günler dileriz”
   

Editör: Barış Köksal