Dinçer, konu ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Mersin’in çevresi, doğası, tarihi ile hem Türkiye’nin hem de Akdeniz Bölgesinin en önemli sahil kentlerinden biri olduğuna vurgu yaparak, “Mersin 321 kilometre kıyı şeridinin uzunluğu ve Toros dağlarına kadar uzanan doğal güzellikleriyle Türkiye’nin turizm potansiyeli en yüksek şehridir. Son dönemde gündeme gelen balık çiftliklerinin kurulması ile Mersin’in çevresine, denizine ve doğal güzelliklerine zarar verecek uygulama ile karşı karşıyayız. Balık çiftliklerinin beslenmesinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle hem denizdeki canlılara hem de kıyı şeridine olumsuz etkileri düşünüldüğünde, kentin turizm potansiyeli olan kıyı şeridi için geri dönülmez sonuçları olacağından endişeleniyoruz” dedi. 

Açıklamasının devamında balık çiftliklerinin ve kültür balıkçılığının ihracata ve ekonomiye olan katkısından, Mersin’in turizm bölgesi olarak deniz, doğa ve iş turizmi olarak planlanması sonucunda ortaya çıkacak ekonomik gelirin ve istihdamın çok daha fazla olacağı kanısında olduklarının altını çizen Dinçer, “Turizme yapılacak yatırımlar, şehrin ekonomisini, mal ve hizmet üretme kapasitesini ve çeşitliliğini arttıracaktır. Deniz, doğa ve iş turizmini bacasız sanayi olarak düşündüğümüzde, gezi, konaklama ve alışveriş gibi ekonomik faaliyetleri kapsamaktadır. Şehrimizin turizm bölgesi olarak kalkındırılması başta esnaf ve sanatkarlarımız olmak üzere kentin kültürüne ve ekonomisine balık çiftliklerinden çok daha fazla katkı vereceğini düşünüyoruz. Bu konuda kurum ve kuruluşların alacakları kararlarda şehrin potansiyel turizm kaynaklarını ve geleceğini heba etmeden kararlar almalarını ve bu yönde politikalar yürütmelerini beklemekteyiz” ifadelerini kullandı. 

Editör: Barış Köksal