5 Haziran tarihinin 1970'li yılların başında dünya genelindeki çevre sorunlarının uluslararası boyutta tartışılır hale gelmesinin ardından, 1972 yılında İsveç'te yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda alınan bir kararla ''Dünya Çevre Günü'' olarak kabul edildiğini anlatan Doğmuş,
"Özellikle, geride bıraktığımız yüzyıldaki hızlı sanayileşme ve kentleşme süreci ile hızlı nüfus artışı, önemli çevre sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Çevre sorunları, doğal dengeyi bozan ve insanlığı tehdit eden boyutlarıyla tehlikeli bir nitelik kazanmıştır. Çevre kirlenmesini, insanın doğaya verdiği zarar olarak da tanımlayabiliriz. Kültürümüzde, "Çevreyi; tabiatı, Allah'ın eseri ve emaneti olarak görmemiz” gerektiği belirtilmektedir. Bütün insanların ortak hayat alanı olan çevreyi korumak, kollamak ve muhafaza etmek, kamu yöneticileri başta olmak üzere, herkesin azami özen göstermesi gereken insani bir haslettir” diye konuştu.

Doğanın korunması ve tahribatın engellenmesi hayati bir önem arz ettiğini dile getiren Coşkun Doğmuş, “Gelecek nesillere iyi bir çevre bırakmak için tabiatın maruz kalabileceği her türlü önlemi mutlaka almak zorundayız. Ekolojik dengenin korunması adına bitki ve hayvan türlerini koruyup, çoğaltmak mecburiyetindeyiz. Unutmayalım ki çevre konusunda atacağımız adımlar çocuklarımızın geleceği için yapacağımız en önemli yatırım ve geleceğimizin güvencesi olacaktır” şeklinde konuştu.

Editör: Barış Köksal