BBP Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Kartal, ellerinde pankart ve Yazıcıoğlu’nun resimleri bulunan bir grup partili ile birlikte Mersin Adliyesi önünde açıklama yaptı. Kartal, BBP'nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili konunun hala aydınlatılamadığını söyledi. 25 Mart 2009 tarihini BBP açısından, Türk milleti açısından, Türk ve İslam coğrafyası açısından bir kara gün olarak nitelendiren Kartal, "Biz bunu Türk milletinin, Türk devletinin Kerbela'sı olarak adlandırıyoruz. Burada kaybolan Türk devletinin itibarıdır. Ne yazık ki Türk İslam coğrafyasının lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının şehit düşmesinin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen en ufak bir ilerleme yaşanmadığı gibi, bunun karşılığında hep geriye doğru bir gitme vardır. İşte bu hukuktan ve adaletten geriye dönüş karşısında BBP olarak biz her ilde her hafta adliye önünde Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının hak ve hukukunu aramaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun çektiği çileleri karlar altında kalan tek lider olduğunu ifade eden Kartal, şöyle devam etti:

"Ne yazık ki Türk adaleti Keş Dağı'nda karlar altında kaldı. Adalet, bir devletin imanıdır, vefa gereği de olsa o karlar altındaki adaleti inşallah kaldıracağız. Bugün yaşananlara baktığımızda net olarak görülüyor ki Türk devletinin hukuku Tacettin Dergahı’nda yatmaktadır. Bu Tacettin Dergahı’nda yatan Türk adaletini, Türk İslam coğrafyasının geleceğini kaldırmak yeni kurulacak hükümete nasip olsun diye bugün buradan sesleniyoruz. Bizim yeni kurulacak hükümetten üç isteğimiz var. Birincisi Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının şehit olma sürecinin aydınlatılmasıdır. İkincisi Suriye'de, Irak'ta, Doğu Türkistan'da, Kırım'da yaşayan Türk kardeşlerimizin, Türk soydaşlarımızın hakkının, hukukunun ayağa kaldırılmasıdır. Üçüncüsü ise 'çözüm' denilen çözülme sürecinden vazgeçilmesidir."

Bu dönem Meclis'te yer almayan Bülent Arınç'ın “Bu konu bizim namus borcumuzdur” dediğini hatırlatan Kartal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şimdi biz Sayın Bülent Arınç'a diyoruz ki, 'namus borcumuzdur' dediğiniz görev süreniz bitti. Bununla beraber PKK'lılar için 'ne yapalım bize bu kadar zulüm edilseydi, biz de dağa çıkardık' demiştiniz. Şimdi biz Bülent Arınç'a soruyoruz, ne yapalım Sayın Arınç sizin görev süreniz bitti, biz dağa mı çıkalım ya da helikopter mi düşürelim. Hakkımızı, hukukumuzu, adaletimizi böyle mi arayalım? Hangi karanlık el veya eller Muhsin Yazıcoğlu'nun şehit olma sürecinin aydınlatılmasını engelliyorsa bilsin ki bunun hesabı çok ağır sorulur ve bedelini çok ağır öderler. Ne yazık ki 6 yıldır Yazıcoğlu davasında ismi geçen bütün memurlar, kamuda çalışan herkes terfi ettirildi. Buradan yeni kurulan hükümete sesleniyoruz, bu terfilerin hesabı sorulacak mı? Bunlar neden terfi ettirildi? Arama kurtarmayı yanlış yönlendirenlerden hesap sorulacak mı? Dağda bulanan 17 köylünün telefonundaki resimler kimler tarafından silindi, bunun hesabı sorulacak mı? Hava şartları kötü olmasına rağmen Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bu helikopteri neden uçurdu, bunun hesabı sorulacak mı? Bunun gibi ağır birçok şüphe varken, bu işlerde en ufak kusur bile olsa bir tane adam tutuklu değil şu anda. Biz bu davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Muhsin Yazıcıoğlu'nu unutmayacağız, unutturmayacağız."

Editör: Barış Köksal