Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, dünyanın hazırlandığı yeni sanayi devrimi Endüstri 4.0’ı Türkiye’nin de yakalayabilmesinin en önemli koşulunun, temel bilimleri lise ve ortaokula indirmek, üniversiteleri bu yönde revize etmek olduğunu belirterek, “Diğer sanayi devrimlerini kaçırmanın bedelini ağır ödedik. Ancak, bu sefer Endüstri 4.0’ı ıskalarsak bedeli var olmak veya yok olmak derecesinde ağır olacaktır” dedi.

MTSO Başkanı Aşut, yazılı bir açıklama yaparak, Türkiye’nin bir an önce Endüstri 4.0’a hazırlanması gerektiğine bir kez daha dikkat çekti. Çin’in özellikle 2006-2011 yılları arasında sanayi malı satış gelirlerini yüzde 241 oranında artırmasının, başta Almanya olmak üzere diğer Avrupa ülkeleri ve ABD’yi harekete geçirdiğini kaydeden Aşut, “MTSO olarak bizim 2012 yılında gündeme alarak sürekli farkındalık yaratmaya çalıştığımız, Almanya’nın ise 2011 yılında gündeme getirdiği yeni sanayi devrimi Endüstri 4.0 bu korkunun bir sonucudur.

Alman Hükümeti bu gelişme üzerine doğunun batıyı geçtiğini ve aranın hızla açılmakta olduğunu görerek 2011’de Hannover Fuarı’nda Endüstri 4.0’ı gündeme getirdi. Endüstri 4.0, asıl olarak imalat sanayinde bilgisayarlaşmanın en üst düzeye çıkarılması ve dolayısıyla üretimin yüksek teknolojiyle donatılmasını hedefleyen bir yaklaşımdır” ifadelerini kullandı.

Bu yeni devrimin üç temel hedefi olduğuna işaret eden Aşut, bu hedefleri şöyle sıraladı: “Üretimde insan emeğinin, iş gücünün en aza indirilmesi ve üretimdeki hataların minimize etmenin de ötesinde, ortadan kaldırılması. Üretimin en üst düzeyde esnekliğe kavuşturulması ve tüketiciye özel, kişiye özel ürün yapabilme imkanının elde edilmesi. Üretimin hızlandırılması.”

“Çin’in ucuz iş gücü avantajını Endüstri 4.0’ın yaratacağı robotik üretim yok edecek”

Çin’in, oluşturduğu ucuz iş gücü ile artık işçi maliyetleri bazında rekabet edilemez bir ülke olmasının gelişmiş ülkeler üzerinde büyük korkuya neden olduğunu vurgulayan Aşut, şöyle devam etti: “Endüstri 4.0, yaratacağı robotik üretimle Çin’in bu avantajını yok edecek. Diğer bir avantaj ise bir yandan hızlı ve kusursuz bir seri imalat yapılırken, diğer yandan müşteriye özel, kişiye özel ürünler hazırlanarak tüketici kazanılacak, daha hızlı ve hatasız üretim olacak. Sonuç, en büyük rakip ve düşman Çin böylece bir tehdit olmaktan çıkacak. Almanya tarafından ortaya atılmış olsa da bugün ABD ve diğer Avrupa ülkeleri de bu korkunun sonucu olarak Endüstri 4.0 üzerinde ciddi çalışma yapıyorlar.

Peki, biz bu işin neresindeyiz? Yine bu devrimin pazarı mı olacağız? Sadece kullanıcı olmakla bu devrim yakalanır mı? Fabrikalarımızda, üretim yerlerimizde yine yurt dışından milyonlarca döviz harcayarak getireceğimiz robotlarla ithal edeceğimiz yazılımlarla acaba bu devrimi yakalıyor gibi mi yapacağız, yoksa kendi robotik üretim teknolojilerini, kendi yazılımlarımızı yaparak gerçekten bu yeni sanayi devriminin bir parçası mı olacağız? Eğer birincisini yapacaksak, geçmişten ne farkımız olacak? Yine yurt dışından makineler alacağız, fabrikalarımıza monte edeceğiz, onlardan aldığımız yazılımları kullanacağız. Yani, yine bu makineleri yapanlar, bu yazılımları yapanlar para kazanacak.”

“Endüstri 4.0’ı ıskalarsak bedeli var olmak veya yok olmak derecesinde ağır olacaktır”

Türkiye’nin bu duruma düşmemesi için eğitime odaklanması ve artık temel bilimlerin liseye, ortaokula inmesi gerektiğinin altını çizen Aşut, “Sadece Meslek liselerinden bahsetmiyorum, düz lise dediğimiz liselerin de bilim liseleri haline gelmesi ve geleceğin mesleklerine gençleri hazır hale getirmesinden bahsediyorum. Yazılımın temel bir ders olmasından bahsediyorum. Öte yandan üniversitelerimiz geleceğin dünyasına göre yeniden revize edilmelidir. Temel bilimlerin kontenjanları daha da arttırılmalı ve bu öğrenciler ar-ge personeli olarak yetiştirilmelidirler. Gelecekte birçok meslek ya yok olacak ya da bunları yazılımlarla, insan olmadan halledecek yöntemler ortaya çıkacak.

O halde geleceğin işsizlerini yetiştirmek yerine, Endüstri 4.0 dünyasında çalışacak vasıflara sahip olan, yazılım bilen, tasarım bilen, temel bilimlere vakıf bir insan gücü yaratmaya odaklanmalıyız. Endüstri 4.0’la mavi yakalı işçi tanımı değişiyor. Artık mavi yakalı demek kas gücünü kullanan demek olmayacak. Mavi yakalılar işte o robotların kontrol panellerini idare edenler olacak. Meslek liselerimiz buna hazır mı?” dedi.

Endüstri 4.0’ın sadece sanayi ile sınırlı olmadığını da belirten Aşut, ister üretim ister hizmetler olsun tüm sektörlerin kendilerini, temelinde internet, yazılım ve yüksek teknoloji olan dijital dünyaya entegre etmek zorunda olduklarına dikkat çekti. Aşut, “İhracatçı artık e-ihracatı, ticaret erbabı e-ticareti, lojistikçi e-lojistiği, turizmci e-turizmi düşünmek ve buna kafa yormak, hatta başlamak zorundadır. Diğer sanayi devrimlerini kaçırmanın bedelini ağır ödedik. Ancak, bu sefer Endüstri 4.0’ı ıskalarsak bedeli var olmak veya yok olmak derecesinde ağır olacaktır” ifadelerini kullandı.
 

Editör: Barış Köksal