Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, 'Karşılıksız çek sayısında ve ödenmeyen çek tutarındaki artışlar ticaret hayatını olumsuz olarak etkilemektedir. Karşılıksız çek tutarı 2011 yılında 11,5 milyar lirayken, karşılıksız çek kesmeye uygulanan hapis cezasının 2012 yılında kaldırılması ile birlikte hızla yükselmeye başlamış ve 2015 yılı sonunda 27,3 milyar liraya fırlamıştır. Türkiye’deki yaklaşık 715 bin dolayındaki şirketin ödediği toplam kurumlar vergisi tutarının 37 milyar lira olduğu göz önüne alınırsa, bu rakamın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar. Acil tedbir alınmadığı takdirde bu rakamların yükselen bir ivme ile artmaya devam edeceğinden endişe ediyoruz. Üstelik zannedildiği gibi bu rakam sadece çeki alan ve vereni ilgilendiren bir sorun değildir. Alacağını tahsil edemeyen iyi niyetli firmalar da kendi borçlarını ödeme konusunda sorun yaşamaya başlamaktadır. Bu durum zincirleme bir reaksiyon olarak devam etmektedir' dedi.

Özdemir Konuşmasını şöyle sürdürdü: 

Piyasalardaki ödemeler kanalı bir noktada tıkandığında tüm sistemin çalışmasını olumsuz olarak etkilemektedir. Adeta insan bedenindeki damarların tıkanması gibi istenmeyen sonuçlar doğurmaktadır. Böyle bir sorunla karşılaşan firmalarımız yeni yatırım yapmaktan kaçınmakta, küçülmeye gitmekte, istihdamlarını daraltmak zorunda kalmaktadır. Ekonomimizin büyümesi negatif olarak etkilenmektedir.

Karşılıksız Çek Güven Unsurunu Azaltmaktadır

Karşılıksız çek sayısının artması ticaret hayatının olmazsa olmaz şartı olan güven unsurunu zedelemektedir. Ülkemizde vadeli çek uygulaması son derece yaygındır. Vadeli çek alan bir firma, karşı firmaya aslında kredi açmış olmaktadır. Vadeli satışlar sayesinde piyasalara canlılık gelmektedir. Karşılıksız çek nedeniyle, ekonomik hayatta güven unsurunun azalması ticari faaliyetler üzerinde sınırlayıcı etki yapmakta ve firmalarımıza ek maliyetler getirmektedir. Güven olmadan ticaretin canlanması ve ekonominin yüksek hızlı büyümesi mümkün değildir.

Karşılıksız Çek Kesmek Sahte Para Kullanmak Gibidir

Karşılıksız çek kesmek, bazılarının iddia ettikleri gibi basit bir ekonomik suç değildir.  Anayasa Mahkemesinin 2002/195 Sayılı Kararı ile açıkça belirtildiği üzere bir kambiyo suçudur, yani karşılıksız para basmak veya sahte para kullanmak ile aynı kategoriye giren bir suçtur. Bundan dolayı da bu suça karşı her türlü caydırıcı yaptırımın uygulanması son derece yerinde olacaktır. Böylesine önemli bir suçun hak ettiği yaptırım ile cezalandırılmaması, son dört yılda yaşadığımız gibi, çok daha vahim sonuçlara yol açacaktır.

Karşılıksız Çekte Gerçek Mağdur Alacaklı Taraftır

Bir tüccarın imzaladığı çeki ödememesinin bize göre 3 nedeni olabilir:

1- Mücbir sebeb olarak adlandıracağımız doğal afet, terör veya ekonomik kriz gibi bir olayla karşılaşmış olmasıdır. Böyle bir durumda genelde alacaklı taraf anlayış göstererek, borçluya gerekli kolaylıkları sağlamaktadır. 

2- Tüccar taşıyamayacağı kadar risk almış ve aşırı borçlanmıştır. Bu durum, Ticaret Kanunumuzdaki basiretli hareket etme ilkesinin çiğnenmesidir. Böylesine basiretsiz şekilde hareket eden bir tüccarın mağdur olduğundan bahsedilemez.

3- Tüccar daha işin başında kötü niyetlidir. Borçlarını ödeme niyeti yoktur. Böyle bir kişinin en sert yaptırımlarla cezalandırılması gerektiği aşikardır.

Mücbir sebeb dışındaki durumlarda, verdiği çekler karşılıksız çıkan bir kişinin cezalandırılması halinde, mağdur olacağını iddia etmek doğru bir yaklaşım değildir. Çek ilişkisinde gerçek mağdur, mal veya hizmetini karşı tarafa teslim ettiği halde, alacağını tahsil edemeyen alacaklı taraftır. Bu nedenle, yeni yasal düzenleme yapma sürecinde bu tür yanıltıcı görüşlere itibar edilmeyeceğini umuyoruz.

Bu arada yeni uygulanmaya başlanan karekodlu çek uygulaması, çekin güvenirliğini artıracaktır. Ancak, çekin karşılıksız çıkmasını engellemeye yetmeyeceğini düşünüyoruz.

Piyasaların sağlıklı şekilde işlemesini aksatan, güven güven unsurunu zadeleyen ve Anayasa Mahkemesi’nce bir suç olarak görülen karşılıksız çek kesmeye karşı, gerekli sert yaptırımları içeren düzenlemelerin yapılması konusunda hükümetimizce yürütülen çalışmaların bir an önce sonuçlanmasını bekliyoruz.

Editör: Barış Köksal