GWP tarafından her yıl Türkiye’nin farklı bir kentinde düzenlenen ‘Türk-Alman Su İşbirliği Günleri’nin 6’ncısına bu yıl MESKİ ev sahipliği yapıyor. Su sektörü, yerel yönetimler ile kamu kurum ve kuruluşlarını buluşturan ve iki gün sürecek olan ‘Türk-Alman Su İşbirliği Günleri’nin açılışı Hilton Otel’de yapıldı. Açılışa, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ekonomi ve Ticaret Müsteşarı Gunnar Denecke, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Su ve Toprak Yönetimi Daire Başkanı Ercan Gülay, GWP Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Ülke Forumu Başkanı Hans-Joachim Werner, MESKİ Genel Müdürü Turgut Aybak ile su sektöründen çok sayıda temsilci katıldı.

Werner: “Su, idare edilmesi ve korunması gereken çok önemli bir değer”

Su İşbirliği Günleri’nin açılış konuşmasını yapan GWP Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Ülke Forumu Başkanı Werner, Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya ve Konya’nın ardından bu yıl MESKİ işbirliği ile Mersin’de 6’ncı buluşmayı düzenlediklerini söyledi. Suyun tüm dünyada idare edilmesi ve korunması gereken çok önemli bir değer olduğunu vurgulayan Werner, özellikle Türkiye’de son yıllarda bu alanda gerçekleştirilen başarılı çalışmaları, daha da desteklenmesi için ileriye doğru taşımak istediklerini belirtti. GWP’nin, su ekonomisi alanında çalışan 350 şirket, üniversite ve kamu kurumunun temsil edildiği bir kuruluş olduğu bilgisini veren Werner, Mersin’de de iki gün boyunca su ekonomisindeki tüm alanlarda çalıştıylarla görüş alışverişinde bulunulacağını ifade etti.

Aybak: “Su ve kanalizasyon idarelerinin hizmet sınırlarının genişlemesi, bizi kapasite geliştirme ve ileri teknoloji arayışlarına itti”

MESKİ Genel Müdürü Aybak da Büyükşehir Yasası ile su ve kanalizasyon idarelerinin sorumluluk alanlarının il merkezi olmaktan çıkıp tüm il sınırını kapsadığını dile getirdi. Vatandaşa yeterli seviyede ve kesintisiz bir şekilde hizmet sunabilmek için zaten il merkezlerinde ciddi bir yatırım ihtiyacı varken, söz konusu yasa sonrası hizmet alanına bir de ilçeler, beldeler ve köyler eklendiğine işaret eden Aybak, “Bu adeta hormonlu büyüme ile birlikte büyükşehir belediyeleri ile su ve kanalizasyon idareleri çok daha büyük yatırım ve işletme sorunlarıyla yüz yüze kalmıştır. İçine düştüğümüz bu durum, su ve kanalizasyon idareleri olan bizleri içme suyu ve atıksu alanlarında kısa sürede verileri alınabilecek, işletme maliyetleri düşük ve ekonomik çözüm arayışlarına sevk etti. Böyle bir arayışın bizi götürdüğü nokta ise kapasite geliştirme ve ileri teknoloji olmaktadır. Bu bağlamda Türk-Alman Su İşbirliği Günleri’nin bu arayışlara ciddi bir katkı sunacağına inanıyorum” dedi.

Gülay: “Atıksu Eylem Planı çerçevesinde 2023’e kadar yapılacak bin 501 adet atıksu arıtma tesisinden 104’ü işletmeye geçti, 130’unun inşaat çalışmaları devam ediyor”

Su ve Toprak Yönetimi Daire Başkanı Gülay ise son yıllarda önemi giderek artan çevre ve çevre sorunlarının, devletlerin ve hükümetlerin politik karar alma süreçlerini doğrudan etkileyen en önemli unsurlar haline geldiğinin altını çizdi. Tarih boyunca insanoğlunun var oluşunun her zaman su kaynaklarına bağımlı olduğuna dikkat çeken Gülay, su kaynaklarının aynı zamanda ülkelerin ekonomik kalkınmasında da vazgeçilmez bir yeri olduğunu kaydetti. Gülay, “Ancak, canlılar için yaşamsal önem taşıyan ve son derece sınırlı olan temiz ve kullanılabilir su kaynaklarının niteliği ve niceliği ne yazık ki, günden güne azalmakta, sürdürülebilir kalkınmayı tehdit eder boyuta yaklaşmaktadır. Dolayısıyla su zengini olmayan ülkemizde, kısıtlı su kaynaklarımızın akılcı yönetimi için öncelikle atık sularımızın planlı bir şekilde yönetilmesi ve altyapı çalışmalarımızın da bir an önce tamamlanması gerekmektedir” diye konuştu.

Türkiye genelinde bugün itibariyle belediye nüfusunun yüzde 80’inin atıksu arıtma hizmetinden faydalandığını, kanalizasyon hizmetinde ise bu oranın yaklaşık yüzde 90’a ulaştığını bildiren Gülay, “Hedefimiz, Cumhuriyetimizin 100. yılında tüm belediyelerimizin atıksu arıtma hizmetinden faydalanmasını sağlamaktır. Bakanlığımızca belirlenen bu hedeflere ulaşılması amacıyla 2015-2023 yılları arasını kapsayan “Atıksu Eylem Planı’ hazırlanmıştır. 2015’te hazırlanan eylem planına göre, 2023 yılına kadar toplam bin 501 adet atıksu arıtma tesisinin yapılması gerekmektedir. Bugün itibariyle bunun 104 tanesi işletmeye geçmiş, 130 tanesinde inşaat çalışmaları devam etmektedir. 2023’e kadar bu hedeflere ulaşmak için gerek atıksu arıtma tesisi gerekse kanalizasyon sistemleri ilk yatırım ve işletme maliyeti yaklaşık 38 milyar TL’dir. Ayrıca, yapılan arıtma tesislerinin mevzuata uygun olarak işletilmesi için bu tesislerin enerji giderlerinin yüzde 50’si Bakanlığımızca karşılanmaktadır. Bu çerçevede, 2011-2015 yılları arasında atıksu arıtma tesislerine yaklaşık 157 milyon TL’lik ödeme yapılmıştır” ifadelerini kullandı.

Denecke: “İki ülke arasındaki deneyim alışverişi, hem Almanya’da hem de Türkiye’de su ekonomisini geliştirmeye yarayan bir mekanizmadır”

Almanya Büyükelçiliği Ekonomi ve Ticaret Müsteşarı Denecke de 2006’dan bu yana Türk-Alman Yönetim Kurulu toplantısı düzenlendiğini, iki Bakanlık arasında bir platform olduğunu ve işbirliğinin amaçlandığını söyledi. Denecke, “Hem karşılıklı birbirini tanıma, network oluşturma ve deneyim paylaşımını sağlama amacını taşımaktadır. Deniyim alışverişi konusu önemli bir çalışma, çünkü hem Almanya’da hem de Türkiye’de su ekonomisini geliştirmeye yarayan bir mekanizmadır ve bu amacı taşımaktadır. Bu alandaki modernizasyon hem sanayi alanında hem de toplumun ilerlemesinde giderek daha fazla çevre dostu yatırımların yapılmasını gerekli kılmıştır. Etkin ve sürdürülebir olarak kaynakların kullanılması ve doğanın korunması çok önemli. Böylece bu konulara daha farklı yaklaşım, yeni teknolojilerin kullanılması ve ekonomik, bilimsel, teknolojik işbirliğini de gerekli kılmaktadır. Almanya, teknolojik araştırma, çevre araştırmaları konusunda olsun, yenilenebilir enerjiler alanında olsun, çevre dostu teknolojilerde olsun uluslararası anlamda kabul görmüş bir teknik bilgi birikimine sahiptir. Yenilikçi teknolojik hizmetler dünya genelinde önemli bir yere sahiptir ve takdir toplamaktadır. Buradaki örnek gösterilebilecek iki ülke arasındaki işbirliğimiz, mevcut olan potansiyeli de ortaya koymaktadır. GWP’nin Türkiye’de 6’ncısını gerçekleştirdiği etkinlik, çevre konusundaki ikili işbirliğini geliştirme alanında önemli bir katkı yapmaktadır” şeklinde konuştu.

Kocamaz: “Dünya nüfusunun üçte biri su sıkıntısı çekmekte, 1 milyardan fazla insan ise temiz su temininde güçlükler yaşamaktadır”
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz ise Birleşmiş Milletler nüfus projeksiyonuna göre, şu anda dünya nüfusunun 7,5 milyar kişiye yaklaştığını, 2050 yılında bu rakamın 9,7 milyara ulaşacağının öngörüldüğünü söyledi. Küresel ısınma tehdidi altındaki dünyanın doğal ve çevresel kaynaklarındaki bozulmaların bu süreçte en üst düzeye ulaşacağının varsayıldığına işaret eden Kocamaz, şöyle devam etti: “Bugün dünya nüfusunun üçte biri su sıkıntısı çekmekte, 1 milyardan fazla insan ise temiz su temininde güçlükler yaşamaktadır. Aşırı üretim ve aşırı tüketimin doğal bir sonucu olarak karbon ayak izi ve su ayak izi her geçen gün büyüyor. Sadece dünyadaki yoksul bölgeler değil, gelişmiş bölgeler de risk altında bulunmaktadır. Konu o kadar vahim boyutlara ulaşmış durumdadır ki, Birleşmiş Milletler 2010 yılında aldığı bir kararla, ‘temiz içme suyu ve sürdürülebilir hijyen ve sağlık şartlarının oluşturulmasını’ insan hakkı olarak tanıdığını açıklamak durumunda kalmıştır. Bütün bu verilerin ışığında; uluslararası toplumun, sosyal, ekonomik, çevresel ve politik alanda pek çok radikal kararlar alması, küresel düzenlemeler yapması gerekmektedir. İki gün süreyle gerçekleştireceğimiz etkinlik de bu yöndeki gayretlere katkı yapmak amacıyla düzenlenmiştir.”
“Gerçeklerle yüzleşmek zorundayız” diyen Kocamaz, Mersin’e su sağlayan Berdan nehrinin kaliteli bir suya sahip olduğunu ve kısa vadede il merkezi için su sorunu görünmediğini belirterek, “Ancak, ülkemizin genelinde ve Çukurova bölgemizde önümüzdeki yıllarda küresel ısınmaya bağlı içme suyu sıkıntısı riski bulunmaktadır. Dünyada su kütlesi sabitken, her yıl dünya nüfusu sürekli artmakta, kişi başına düşen su miktarı her yıl azalmaktadır. Bugün itibariye Türkiye’de kişi başına düşen su miktarı ortalama bin 450 metreküp yıldır. Düzensiz kentleşme, aşırı nüfus artışı, sera gazlarındaki artış ve aşırı sanayileşme dünyayı giderek daha ‘susuz’ hale getirmektedir. Bu yüzden dünyada ve ülkemizde suyun önemi her geçen gün artmaktadır. Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak su temini ve atıksu bertaraf hizmetlerine büyük önem veriyoruz. Kurumsal mükemmellik anlayışımız gereği, bu alandaki tüm çalışmaları titizlikle denetliyor ve geliştiriyoruz” dedi.
Editör: Barış Köksal