Kazı Başkanı Selçuk Üniversitesi (SÜ) Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Boran, tarih boyunca birkaç kaynakta varlığından kısmen bahsedilen ancak çoğunlukla var olup olmadığı tarihçiler tarafından tartışılan 500 yıllık Beyazıd Cami’nin yerini tespit ettiklerini, caminin kalenin tam ortasında bulunan mihrabını da kısmen gün yüzüne çıkardıklarını aktardı. SÜ Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel ise kazı çalışmaları sonucu elde edilen yeni buluntuların bölge tarihi açısından çok önemli bilgiler vereceğini ifade etti.


29 BİN METREKARELİK ALANI KAPLIYOR
22 Şubat 2011 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Selçuk Üniversitesi tarafından başlatılan kazı, restorasyon, belgeleme ve geçici koruma çalışmaları, 29 bin metrekarelik alanı kaplayan kalenin 4 ayrı bölümünde gerçekleştiriliyor. Şehrin batı kısmında 200 metre yükseklikte bulunan Silifke Kalesi’nin konum itibariyle hem ticaret yollarını hem de tarihi limanı denetleyen bir alanda konuşlandığını belirten Doç. Dr. Boran, “M.Ö. 4. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen kale, Romalıların yanı sıra Bizanslılar döneminde de kullanılmış ve tamir görmüştür. Seyyahlar ve bazı tarihi kaynaklar kaleyi daha geç dönemlerde Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlılar’

ın kullandığını belirtse de bugüne kadar bu yönde somut bir ize rastlanmamıştı. Ancak bölgenin yapısı ve konumu dikkate alındığında burada bir Türk-İslam izinin bulunmamasının mümkün olamayacağını düşündük. Kazı çalışmalarını bu yönde sürdürmeye karar verdik. Tahminlerimizde de yanılmadık” dedi.


EFSANE CAMİ KALENİN ORTASINDAN ÇIKTI
Tarihi kaynaklarda varlığı tartışılan Osmanlı dönemine ait 500 yıllık Beyazıd Camisi’ni kalenin tam orta bölümünde tespit ettiklerini belirten Doç. Dr. Boran, “Komutan Konutu olarak adlandırdığımız bölümün yakınında Türkler için son derece önemli olan ve o bölgenin Türk-İslam hakimiyetine geçtiğinin bir göstergesi olan Beyazıd Camisi’ni bulduk. Caminin kalenin tam ortasında bulunması bölgedeki Türk-İslam hakimiyetinin etkinliğini ve gücünü gösteriyor. Cami yapı itibariyle dikdörtgen planlıdır, ortasında mihrap nişi bulunmaktadır. Mihrab çokgen planı üzerinde doğan güneş motifli kafsaralıdır. Ayrıca aynı camide Türk-İslam sanatını temsil rumi ve geometrik geçmeli taş kapı süslemesi de tespit ettik” diye konuştu.


SOKAK DOKUSU VE EVLER DE ORTAYA ÇIKARILACAK
Kazı çalışmalarına çeşitli üniversitelerden 20 akademisyen, 50 işçi olmak üzere toplam 70 kişinin katıldığını belirten Doç. Dr. Boran, “Amacımız seyyahların ve bazı tarihi kaynakların bahsettiği başta Beyazıd Cami olmak üzere Türk-İslam dönemine ait olduğunu düşündüğümüz sokak dokusunu ve yine bu döneme ait evleri ortaya çıkarmaktır” şeklinde konuştu.


“MEDENİYETLER TARİHİNE IŞIK TUTMAK İSTİYORUZ”
Konya ve çevresindeki tarihi alanlarda da çeşitli kazı çalışmaları yaptıklarını belirten Rektör Prof. Dr. Hakkı Gökbel, “Yeni buluntular bölge tarihi açısından çok önemli bilgiler veriyor. Önümüzdeki dönemlerde bölgeden daha önemli bulguların çıkacağına inanıyoruz. Konya ve çevresi ile sıcak denizlere yakınlığı açısından düşünüldüğünde Silifke ve civarı çok önemli tarihi bulguları barındırıyor. Üniversite olarak gerek Türk-İslam medeniyetine gerekse daha erken dönem medeniyetlerine ışık tutmak için imkanlarımız ölçüsünde bu tür kazı, restorasyon ve belgeleme çalışmalara önem vereceğiz” dedi.

Editör: Barış Köksal