Mersin’in merkez Yenişehir ilçesinde, 15 yaşındaki lise öğrencisi oğlu Sinan, 12 yaşındaki 6. sınıf öğrencisi Simge ve 2,5 yaşındaki hasta oğlu Kaan Arda ile birlikte yaşayan 34 yaşındaki Hacer Çalışkan, 2 yıl önce başlayan zorlu yaşam mücadelesini İHA’ya anlattı. Barbaros Mahallesi 2124 Sokak’ta üç katlı bir binanın güneş görmeyen zemin katındaki evinde yaşam öyküsünü anlatan Çalışkan, fiziki şiddet gördüğü için iki yıl önce eşinden boşandığını ve üç çocuğuyla sokakta kaldığını söyledi. Ayrıldığında ailesini aradığını ancak, hiçbir destek görmediğini belirten genç kadın, “Ailem, ‘çocuklarını götür çocuk esirgemeye at, gel seni evlendirelim’ dedi. Ben çocuklarım olmazsa zaten yaşayamam. Benim yaşama sebebim çocuklarım. Çocuklarımı atmadım” dedi.

“BİR AY PAKLARDA, İNŞAATLARDA YATTIK”

Ailesinin, kendisine ve çocuklarına sırt çevirmesinin ardından zorlu günlerin başladığını dile getiren Çalışkan, “Ailemden hiç kimse sahip çıkmadı. O dönemde yaklaşık 1 ay sokakta kaldık, parklarda, inşaatlarda yattık. Daha sonra bizim durumumuzu görenler polisi arayıp anlatmışlar. Bizi alıp kadın sığınma evine götürdüler. Ailem biz bu evi bulduktan sonra beni arayıp sormaya başladı. Biz sokakta kaldığımız dönemde haberimiz yapıldı. Bu haberler çıktıktan sonra Kaymakamlık yardım etti ve bu evi o şekilde bulabildik” diye konuştu.

ZORLU YAŞAM KOŞULLARIYLA MÜCADELE

Hem kendisinin hem de 2,5 yaşındaki oğlu Kaan’ın birçok hastalıkla boğuştuklarını, şu an 350 lira kirayla oturdukları evin ise çok rutubetli olduğunu ifade eden Çalışkan, halı bile olmayan evdeki eski, kırık, dökük eşyaların tamamını da yardımla sağladıklarını anlattı. Çok zor şartlarda yaşam mücadelesi verdiklerini söyleyen Çalışkan, “Benim astım, şeker, hipertansiyon hastalığım var. Şeker nedeniyle böbreğimin biri de etkilendi. Doktorlar 4 yıl önce, akciğerimin küçüldüğünü, bebek ciğeri kadar kaldığını söylediler. Kaan’ın da böbrek yetmezliği, bağırsak reflüsü ve bronşiti var, alerji nedeniyle süt ve süt ürünleri yasak. Kaan 2,5 yaşında ama hiç gelişmedi. Böbrek dokularında incelme, doku zedelenmesi, bir tarafında büyüme, bir tarafında küçülme var. O yüzden gelişmediğini söylemişlerdi doktorlarımız. Büyük oğlum Sinan’ın ise böbrek yetmezliği ve astımı var” şeklinde konuştu.

Bütün bu hastalıkların üzerine hiç güneş görmeyen bir evde yaşamak zorunda olduklarını vurgulayan genç kadın, komşularından da bugüne kadar herhangi bir yardım görmediğini söyleyerek, “Ev çok havasız, çok kötü kokuyor ve çok rutubetli. İki yıldır burada oturuyoruz ve sürekli acile gidiyoruz. Bir halı bile yok, beton üzerindeyiz. Soba da yok. Bu da sürekli hem çocuklarımın hem benim hastalanmamıza yol açıyor. Ancak bir elektrik sobasıyla ısınmaya çalışıyoruz. Elektrik de kesilirse o da yok bizim için” ifadelerini kullandı.

“DEVLETTEN BAŞKA GİDECEK YERİMİZ YOK”

Çalışkan, “İnsan muhtaç olmasa kaymakamlığa, valiliğe veya belediyeye gitmez” diyerek, hastalıkları nedeniyle çalışamadığını, eşinden aldığı nafaka ve devlet yardımıyla birlikte ayda bin lirayla geçinmeye çalıştığını söyledi. Çalışkan, "Nafakayla birlikte aylık bin lira gelirimiz var ama iki çocuğum okuyor, ben de en küçük oğlum da hastayız ve evimiz kira. Aldığım 500 lira nafaka ile geçim sağlamaya çalışıyorum. 500 lira da sosyal hizmetlerden çocuk yardımı alıyorum ama Kaan’ın hastalığına para yetiştiremiyorum. İlaç parası, yedikleri besinler farklı, mama yemek zorunda kalıyor Kaan. Ev kirası, çocukların okul masrafları derken parayı yetiştiremiyorum. Ev kiramı, elektrik, su faturalarımı ödeyemiyorum. 4 aylık elektrik faturası, 5 aylık su faturası var, ödeyemedim. İki aylık da ev kirası birikti, duruyor. Ev sahibi evden çıkmamızı istiyor. Yüzde 42 engelli raporu ile de üç ayda bir 800 lira Yenişehir Kaymakamlığı’ndan alıyorum. Bütün gelirimiz bu. Artık gidecek, devletten başka sığınacak hiçbir yerimiz kalmadı bizim” diye konuştu.
Editör: Barış Köksal