Mersin’in özellikle son 15 yılını incelersek şunu görürüz: Hiçbir zaman bir Mersin Lobisi olmamıştır.

Birçok lobi denemeleri olsa da hiçbiri etkili olamamıştır. 

En başta bunun öncüsü MTSO olması gerekirken, bu kurum görevini asla yapamamıştır. Lobi girişiminde olan diğer oluşumlara destek vermesi gerekirken, adeta “ben yapamadım, siz de yapamayın…” düşüncesi ile başarılı olmalarını engellemiştir.
Mersin Ekonomi Platformu (MEP), Mersin Bürokrat ve İş Adamları Derneği (MEBİDER) gibi oluşumların bu görevi yapabilecekleri düşünülse de, mümkün olamamıştır. 

Bu kurumların dışındaki bazı oluşumlar birlik olup dönemin Bakanlarını “Mersin Lobisi” görüntüsü altında ziyaret etseler de, hiç birinin devamı gelmemiştir.

Mersin, lobi eksikliğinden birçok yatırımı alamamış, birçok projesi bu yüzden gecikmiş ya da tamamlanamamıştır. 
Bazı küçük ilçelerde dahi havaalanı varken; turizm, tarım, lojistik konularında en önde olması gereken Mersin gibi bir Büyükşehirde havaalanının olmaması başka nasıl izah edilir? 

Geçtiğimiz haftalarda tesadüfen gelen bir kurvaziyer gemi ile gelen turistlerin kente girmesinde Turizm Platformu’nun ihmali, kusuru, belki de kötü niyeti olduğu iddiaları bazı Mersinli duyarlı insanların vicdanını yaralamış ve isyan ettirmiştir. 
Bunun sonucunda da 15 yıldır Mersin’in bir turizm aldatmacası ile yıllarca avutulduğu, bilerek bir adım ileriye götürülmediği anlaşılmıştır. 

Bu durumu kabullenemeyen ve birbirlerini tanımayan birkaç kişi adeta doğal bir şekilde birleşmişler, birlikte bu olaya karşı durmuşlardır. 

Olayı duyan ve kentine duyarlı birçok Mersinlinin tepkisi ile bu birkaç kişinin sayısı kısa sürede artmıştır. 
Başlangıçta 5 kişi toplanmışlar, daha sonra katılmak isteyenlerin bir kısmı davet edilmiş ve sayıları 12, bir sonraki hafta 18 ve dördüncü haftada da 24 kişiye ulaşmıştır.

Her toplantıda Mersin’in birçok sorunu konuşulmuş, çözümler, öneriler sıralanmış, giderek daha verimli bir hâl almış ve kente bazı yararlar sağlanmaya başlamıştır. 

Ve sanki kendiliğinden bir Mersin Lobisi oluşmuştur.

Bunun sebebini düşündüm. Önce bundan önceki lobi denemelerini inceledim ve hepsinde ortak iki nokta tespit ettim. 
Birincisi çeşitli oluşumların lobi denemelerinde bu işin içinde olanlar hep genelde belli bir kesimden; belli gelir, kültür düzeyinde olan belli mesleklerden kişilerdi.

İkincisi bu oluşumların içerisinde mutlaka bu işten rant bekleyen, Bakan ziyaretlerinde hemen Bakanın yanında fotoğrafta yer almaya çalışan ve bundan şahsi beklentiler içinde olan kişiler vardı.

Bizim kendiliğinden örgütlenen bu oluşumda, öncelikle bir haksızlığa yürekleri ile isyan eden insanlar vardı. 
Ve bu insanların hiç birinin bu işten bir beklentileri yoktu; öncelikleri Mersin’di.

Bir diğer yön de, bu insanlar çok çeşitli meslek, grup ve çevrelerden geliyordu.

Bu kişilerin mesleklerine ve yaptıkları işlere göre incelediğimizde;

Radyocu, gazeteci, televizyoncu, Esnaf, eski TRT’ci, Üniversite temsilcisi, liman görevlisi, komisyoncu, muhasebeci, yazar, ihracatçı, lojistik firması sahibi, diş hekimi, fuar yöneticisi, işletmeci, belediye meclisi üyesi, madenci, profesör, müzisyen, oto servisi sahibi, eski belediye başkanı…gibi farklı ufuklardan vizyon sahibi hemşerilerimizi görüyoruz.
Bu kentin her kesiminden insanlar, Mersin ortak paydasında büyük bir uyum içerisinde toplandılar ve herkes kendine göre bilgi ve tecrübesini ortaya koydu. 
Herkes birbirine saygılı, birbirinin fikrine olgunlukla yaklaştı, kimse kimseyi kendinden daha üstün ya da daha düşük görmedi; farklı düşünceler birlikte bir doğru düşünceyi ortaya çıkardı.
Değerli okurlarım; ilişkilerimde, hele Mersin’in yararına çalışmalarımda asla insanlara memleketini, ırkını, mezhebini, siyasi görüşünü sormam; çünkü  bu beni asla ilgilendirmez ve etkilemez. Fakat burada sohbetlerde, Mersin sorunları etrafında bir platform oluşturan iyi yürekli bu hemşerilerle konuşmalarda,  doğrudan ilgilenmeseniz de bir şekilde öğreniyorsunuz: Burada dört haftadır Mersin Sevdalısı dostların, Türk, Kürt, Yörük, Sünni, Alevi, Ak Partili, CHP’li, MHP’li olduklarını gördüm. 
Bu bir ayrı kıymettir, anlamlıdır, korunmalıdır. Uzun yıllardır bu kentte özlenen yelpazedir ve dilerim tim ülkemiz için yeni bir model olur. 
 
Bu grup resim çektirip resimleri paylaşmak istemiyor; kentin Bakanını, yöneticilerini sırf birlikte görünmüş olmak için ziyaret etmeyecektir. Amaç somut fayda sağlamaktır. Elbette öncelik Mersin’i önünü tıkayan “Kenti Geliştirmeyenler”i bu kentin kaderinden silmektir. 

Belki de bu grup daha da büyüyerek, tarihinde ilk kez  bir “Mersin Lobisi” oluşturabilir.
Bunca iyi yürekli, dürüst, vizyon sahibi hemşerimiz bir araya geldikten sonra, ötesi için çok daha umutlu olmamız gerekiyor.

HARUN ARSLAN