Bir önceki yazıda dünyanın öne çıkmış kentlerindeki tüm havaray projelerinin uzunluğu da kilometre başına düşen maliyetleri de çok farklı.

Örneğin Şanghay 30 km' lik sisteme 1,2 milyar dolar harcadı. Kilometre başına 40 milyon dolar ve 27 yılda ancak kendisini amorti edecek bir yatırım...

Japonya Aichi kenti Expo etkinliklerinin yapılacağı bölgeyle kent arasındaki bağlantıyı havaray ile sağladı ama 9 istasyondan oluşan 9 km' lik güzergahın hat yapımına 575, vagonlara ise 380 milyon dolar olmak üzere toplam 955 milyon dolar yatırdı. Kaba hesapla kilometre başına 106 milyon dolar.

Seattle Kent Konseyinin yaptığı tüm anketlerde halkın büyük çoğunluğu havaray tercihi açık ara önde çıkınca, projeyi hayata geçirme kararı aldı. 11 istasyonlu 10 km'lik projenin 1,7 milyar dolara çıkacağı ve bu paranın 40 yıllık borçlanma tahvilleriyle sağlanabileceği gerçeği kısa zamanda halkın hayaller yerine gerçeklerle yüzleşmesine yol açtı. Başlangıçta projenin sanal büyüsüne kapılanlar, mali portrenin yükünü duyunca adeta irkildiler.

Şimdi kamuoyunun duyarlı kesimleri proje yüzünden bugün lisede okuyan bir öğrencinin ölünceye kadar borç ödemek zorunda kalacağı dramatik senaryoları dillendirilip duruluyor.

**

Mersin' de anlatılan projeye dönecek olursak;

Tanıtımı yapan vatandaşın ortaya koyduğu rakamlarla, dünyadaki ortalama gerçek arasında tarifi imkânsız ve kapsamlı açıklamalara muhtaç uçurumlar var.

Örneğin dünyadaki havaray projeleri yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi kilometre başına 50-150 milyon dolarlar arasında uçuşan devasa yatırımlar. En ucuzlarından biri Kuala lumpur'da 2002'de işletmeye açıldı ve yatırım bedeli km başına 58 milyon dolar...

Oysa Mersin' de grubu adına tanıtım yapan zatın ifadesine göre 13 km' den oluşan Mezitli Soli kavşağı ile İstiklal Caddesinin sonundaki Gar binası arasındaki güzergahta 18 istasyondan meydana gelecek monoray 70 milyon dolara mal olacak. (Daha önce aynı şirketin bir başka yetkilisi bir başka kentin gazetelerine verdiği demeçte buldukları teknoloji sayesinde anahtar teslimi bir tesisi km başına 3 milyon dolara yapacaklarını ve vatandaşı işletim süresi boyunca asla değişmeyecek fiyata bir liraya taşıyacakları garantisini vermişti*. Anlayacağınız o telaffuz edilen ve Mersindeki 13 km'lik güzergahı esas alırsak 40 milyon dolar tutacak maliyet hesabını esas alırsak, Mersin sunumunda dile getirilen 70 milyon dolar pahalı)

40 milyon dolarlık hesap yerine 70 milyon doları esas alsak bile, bu fiyata mal olacağı iddia edilen yatırım eğer gerçekleşir de hayalden çıkıp ete kemiğe bürünürse bu elbette iyi haber.

Bir iyi haber daha veriyor yatırımcı adayımız "tamamını kendi kaynaklarıyla finanse edecekler, Belediyenin ve dolayısıyla kentlinin cebinden tek kuruş çıkmayacak"

Dünyadaki benzerlerine göre; en ucuz ülke fiyatlarını ele alsak 450, gelişmiş ülkelerin maliyetlerini göz önünde bulundursak 1 milyar dolarların telaffuz edildiği bir proje gerçekten 70 milyon dolara yapılabilir mi?

Bu elbette en önemli husus ve cevaplandırılması gereken ilk soru olarak karşımıza çıkıyor.

Ama kafa karıştıran sorular bu kadarla sınırlı değil.

Projeyi sunan arkadaş Mersin için öngördükleri yatırımla günde 348 bin yolcu taşıyacakları öngörüsünde bulunuyor.

Aynı sunumun bir başka yerinde ise şöyle detaylandırıyor taşıma işini: Her birinde 24 koltuk olan 40 yolcu kapasiteli 5 vagondan oluşan her monoray seferi 42 dakika sürecek güzergah boyunca bir seferde 200 yolcu taşınacak.

 Bu daha makul ve Mersin adına ayakları yere değen bir projeksiyon ama o zaman da sormak lazım:

5 vagon bir seferde 200 yolcu taşıyacaksa ve her sefer rötarlarıyla bir saat sürecekse 10-12 saat çalışacak bir sistem nasıl olacak ta 348 bin yolcu hedefine ulaşacak? Bunun için her gün 1740 sefer yapılması gerekiyor ki, böylesine uçuk, kaçık bir projeksiyonu en ciddi yüz ifadesiyle dinleyen onca insandan birinin bile bu basit hesabı sorgulama hiç mi aklına gelmedi?

Şimdi bu yazı yayına girdiği anda gelecek yorumları duyar gibiyim.

Adamlar bizden tek kuruş almadan, hazine garantisi vs. gibi yollara başvurmadan kendi kaynaklarıyla yatırımı yapacak mı? Yapacaklarını söylediklerine göre alırsınız teminatı, gününde tamamlamazlarsa verdikleri garantiyi nakde çevirir, cezalarını kesersiniz...

Bu makul ve mantıklı bir yol, bir yöntem gibi görünüyor.

Ama ben halen sabah ve akşam saatlerinde tek yönde yoğunlaşan, onun dışında mevcut dolmuşların bile müşteri azlığından şikâyetçi olduğu bir kentte bugüne kadar ikinci bir benzeri yapılmadığı için bu maliyete çıkması hayli tartışmalı ve denenmemiş bir taşıma sisteminin fizibilite, rantabilite, kapasite gibi satır başlarının doldurulması gerektiğini düşünüyorum.

Özcan döneminde de; çöp ayrıştırmadan enerjiye, taşımadan havalandırmaya, sınırsız alanda sayısını unuttuğum o kadar çok proje duydum ki, artık en ayakları yere basana bile ihtiyatla yaklaşıyorum.

Gaziantep' in 36 milyon dolara mal ettiği raylı sistem günde yoğun olarak 10 saat çalışıyor ve kentin en işlek noktalarına gidip gelirken toplam 17 bin yolcunun üstüne çıkamıyor ve kendisini 20 yılda amorti etme noktasında bile zorlanıyor.

Antep' ten daha az nüfusa sahip Mersin' de Gaziantep' in 20 katı kadar yolcu çıkar mı?

Günde bir liraya yolcu taşıyacak sistem her seferinde 200 yolcu taşıyarak 70 milyon doları nasıl ve kaç yılda amorti edecek?

Adam yarın çıkıp belli sayıda yolcu garantisi isterse, bu garantili yolcu sayısı ne olacak? Bunu kim, nasıl belirleyecek?

Kimse kaşımıza, gözümüze bakıp parasını havaray' a savurmayacağına göre, daha soğukkanlı biçimde konuyu tartışalım, Yıldız Teknik, İstanbul Teknik ve ODTÜ' de taşımacılık sistemleri konusunda dünya çapında bilim adamlarımız, uzmanlarımız var. Onların da görüşünü alalım.

Bütün mesele her alanda olduğu gibi yapılabilirlilik, kullanışlılık ve burada yolcu yoğunluğu olarak ortaya çıkacak olan arz/talep dengesi.

Bu üç kriteri tutturduktan sonra ve müşteri niyetine soyulmayacağımızın her türlü önlemi, garantisi alındıktan sonra ister bu ayağınıza gelmiş şirkete verin, ister başka teklif sahiplerini kapıda karşılayın...

Ama işi vermek bir yana, gelenleri dinlemeden önce bir sorun soruşturun:

Teklifi getirenin geçmişinde, heybesinde, background' unda ne var?

Onları tartmadan önünüze gelenle masaya oturursanız, yarın öbür gün o kadar eliniz boş kalkarsınız ki, bir süre sonra inandırıcılığınız kalmaz.

Umarım havaray havasına girmişken havamızı almayız.

Bıçağın kemiğe dayandığı bu kentin özellikle toplu taşıma konusunda beklemeye, avutulmaya tahammülü yok çünkü...

 

*http://rayhaberpozitif.wordpress.com/2013/08/22/trafik-cilesine-yerli-mali-monorail-sistemi-son-verecek-foto-galeri/