Geçtiğimiz hafta Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı 
sn. Mehmet Daniş başkanlığında “Yaş Meyve-Sebze / Kuru Meyve ve Seracılık Dış Pazar Sektör Toplantısı” Mersin’de yapıldı.

Türkiye genelinde yapılan bu 4. Sektör toplantısında üreticiden tüketiciye sorunlar, çözümler, sektör-Bakanlık iletişimi ve en önemlisi “dış Pazar” konuları uzun uzun konuşuldu. 

Komşu illerin tarım konusunda resmi ve sivil yetkilileri de katıldılar, sorunları dile getirdiler.
Kalabalık bir kadroyla katılan Bakanlık görevlileri uzun süren toplantıda tüm konuşmacıları sabırla dinlediler, notlar aldılar, çözüm önerileri geliştireceklerini söylediler.

Bu son aylardaki en önemli ve yararlı organizasyon olduğunu düşündüğüm bu toplantıya, Mersin ekonomisi ile ilgili oluşumların tamamının mutlaka katılması gerekiyordu.

Mersin’deki malûm ekonomi oluşumlarının yaptıkları bitmek tükenmek bilmeyen gruplar halindeki yurtdışı gezilerini düşündüm.
Görünüşe göre, neydi bu yurtdışı gezilerin amacı? 
Başta Mersin turizmini geliştirmek, ikinci planda da Mersin’in ticaretini ve ihracatını arttırmak.
Bu sayısız büyük maliyetli yurtdışı geziler sonunda turizmimizin bir adım ileri gittiğini söyleyemeyiz. Mersin’e gelen “denizsiz” komşu  illerden dahi az olan turist rakamlarını da abartarak yetkilileri yanıltmaya çalıştılar.
Gelelim ihracat konusuna. 
Mersin’de geçtiğimiz hafta yapılan, yukarıda sözünü ettiğim sektör toplantısı ülkemizin ve yöremizin dış ticareti açısından çok önemliydi. 
Gönül isterdi ki yurtdışında sözde pazar arayanlar, bu konudaki sorunlar ve çözümlerle ilgili katkı verecek ayaklarına kadar gelmiş bu toplantıya mutlaka katılsın…

Konuya dahil oluşumlarca yeterli katılımın olmaması, bu oluşumların yurtdışı gezilerdeki amaçlarını sorgulamamızı gerektiriyor.

Bizler bu sorunda en başta bu oluşumların Başkanlarını sorumlu görsek de artık bu israf, faydasız, üyelerin aidatları ile yapılan  gezilerin yapılmasına tepkisiz yönetim kurulu üyeleri de kusurludur.  Hatta tüm üyeler buna seyirci kalmamalılar.

Mersin’de yeni bir dönem başlıyor. 
Artık bu zengin coğrafyada yararlanamadığımız bu hazinenin farkına varma zamanıdır.
Yıllarca bu kentin önünü tıkayan, kenti geliştirmeyen bir avuç kişiye karşı Mersin’in ve Mersinlilerin geleceği için mücadeleye başlandı. 
Eleştirenlere ve Mersin için sesini yükseltenlere karşı her türlü tepkiyi ve eylemi gösteren bu bir avuç kişi de artık yerlerinin sarsıldığının, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının farkına varmalılar.

Gelin artık bu kentin insanlarının bölgemizin zenginliklerden yararlanması için heyecanını kaybetmiş, görevlerini yapmayan kentin önünü tıkayan kent dinamiklerine karşı birlikte sesimizi yükseltelim.
Yukarda söz ettiğim Mersin için çok önemli bu toplantıya, sektörün aslî temsilcilerinin gerekli, yeterli ilgiyi göstermemeleri, meselenin hangi noktada çözüm beklediğini açıkça anlatıyor.

HARUN ARSLAN