Mersin’de bazı mekânlar vardır; kentin sanat ve kültür hayatını etkiler, ziyaret edilmesi alışkanlık haline gelir ve insanları mutlu eder.
Bunlardan birini anlatacağım bugün.
Forum Alışveriş Merkezi’nin hemen güney alt sokağındaki 
“Sokak Kitap ve Kahve Evi”…
Şirin bir sokakta, açık havada oturulan özel bölümden Kitabevi’nin içine giriyorsunuz. Rengârenk kitaplarla dolu rafların arasında, yuvarlak sehpaların kenarına dizili rahat koltuklara oturduğunuzda hemen ortamı kaplayan kitapların kokusunu alıyorsunuz. 
Sonra hafif bir kahve kokusu geliyor; fakat kitap kokusunun önüne geçmiyor. Burada asıl kimliği kitaplar oluşturuyor ve onların özgün kokusu…
Derinden, belli belirsiz, hafif bir müzik sesi geliyor. Klasik melodiler ve unutulmayan şarkılar… Kitap raflarının üzerindeki eski plakların görüntüsü dinlediğiniz nostaljik müziği tamamlıyor. Burada belleğe ait çok özel bir mekân ve zaman elle tutulur hâlde.
Işıklar dikkatinizi çekiyor: Saldırgan değil, saygılı bir ışık düzeni; kitap okuyabilecek aydınlıkta ama solgun ve utangaç.
Raflar, sehpalar, sehpa üzerindeki şekerlikler koyu renk ahşap.
Yerlere ise, ahşap mobilyaların koyuluğuna zıt  ve kirlenecek diye korkulmadan içeriye ferahlık veren açık renk parke döşenmiş. 
Duvarlara bakıyorsunuz: Kitap rafları arasında tek bir tablo var, o da Ahmet Yeşil’in . Ortamın estetik çizgilerini tamamlıyor.
Sokağı da görebiliyorsunuz, çok hafif sokağın sesini de duyabiliyorsunuz;
yani kentin nefesini hissediyorsunuz. 
Çevrenizde kitap okuyan, kahvelerini içen, sessizce sohbet  eden, alışılagelmişin dışında, kimi uzun saçlı, saçlarını at kuyruğu bağlamış, kimi farklı sakal modellerini denemiş erkekler, temiz bakımlı modern giysileriyle kadınlar var. Masalar arasında tülden bir duvar sanki; kimse kimseyi rahatsız etmiyor.
Orta yerden bir demir kapı ile yan avluya çıkılıyor. Ahşap, şık koyu kahverengi renkli sandalyeler ve üzerlerinde açık kahverengi minderler var. Avlu ahşap ve ferforje ile kaplanmış, duvarları çeşitli resimlerle ve renklerle boyanmış. Yandaki taş duvarın üzeri tamamen kazınmış isimler ve özlü sözlerle kaplanmış. Burada öğrenciler bütün gün ders çalışıyor, kitaplardan yararlanıyor.
Bu avludaki şirin salonda her cumartesi saat 11.00 de Celal Soycan’ın yönettiği edebiyat, kültür, sanat, felsefe söyleşileri yapılıyor ve farklı konuklar ağırlanıyor.  4 yıldır yapılan bu söyleşilerle burası artık çok kişinin hafta sonları kültür sohbetleri ile bir buluşma yeri haline gelmiş. Her cumartesi üniversiteden ve kentin her kesiminden kitap okurları, aydınlar ve kitap için aileleriyle  akın eden küçük öğrencilerle  burası bir kültür bahçesine dönüşüyor. Masalardan her konuda anlamlı konuşmalar, sanata dair sohbetler duyuluyor.
Kitap kokusu, kahve kokusu, nostaljik müzik, ışıklar, eski plak koleksiyonu, sanat kültür söyleşileri, estetik koltuklar, rengârenk farklı desenli ve resimli kitap ayraçları, tavandaki nostaljik lamba, özel insanlar… insana sıradan görünen ama değerli ayrıntılar; bütünün güzelliğini duyumsatıyor. 
Geçtiğimiz haftalarda “Sağlıkta Kadın Eli” başlıklı yazımda Devlet Hastanemizdeki bayan yöneticimizle başlayan olumlu değişiklikleri yazmıştım. Aslında burada da Kitap’ta ya da “Kitabevinde Kadın Eli” başlığını kullanabiliriz. Kitapevinin sahipleri de bu işi duyguyla, hevesle, keyifle yapan, öncelikle kazanç amacı gütmeyen iki şık kadın. Böyle bir işletmenin bir sevgi ve gönül işi olduğunu bizlere yeniden hatırlatıyorlar. Burayı özel kılan, Mersin için eşsiz bir mekân haline getiren de bu anlamlı ve özenli kadın dokunuşu olmalı. 
Kitaba yabancı,  az kitap okunan bir ülkede, yıllar sonra ilk kez bu yıl bir kitap fuarının açıldığı Mersin’de, kitaba ve okuma kültürüne kucak açan, ticari kaygıyı geride tutarak marka değerini koruyan bu anlayışın yaygınlaşması gerekiyor.
Mersin’de çok ciddi bir eksiği kapatan ve yıllardır düzeyli işletmesiyle kitap okurları için neredeyse biricik kaynaşma yeri haline gelen bu estetik mekân ve oradaki farklı bir zaman için yolunuzu mutlaka bir kez olsun  Sokak Kitap ve Kahve Evi’ne düşürün; inanın bana kendinizi daha iyi hissedecek ve Mersin’i daha çok seveceksiniz. 
HARUN ARSLAN