Ak Parti, Ak Parti İl Başkanları ve İl Yönetimleri hakkında çok fazla yazı yazdım.

Mersin’in gelişmesinde, projelerinin gerçekleşmesinde, yatırımların gelmesinde ve hızlandırılmasında İl Başkanlarının ve İl Yönetimlerinin rolü çok fazladır.

Aslında İl Yönetimi demek çok doğru değil; çünkü bugüne kadar İl Başkanları neredeyse her dönem tek başlarına teşkilatı yönetmeye çalışmışlar, iktidar gücünü tek başlarına kullanarak ve bir süre sonra da bunun cazibesine kapılarak, başarılı olamamışlardır.
Son İl Başkanlığı değişiminde uzun bir analiz yazı dizisi kaleme almıştım. 

Yanlış başlayan, yanlış bir düzen bugüne kadar sürmüştü.

Şimdi eski yanlışlardan ders alarak, adeta eski yapılanların tersini yaparak yeni ve başarılı bir döneme girilebilir.

Burada yeni İl Başkanı’nı ve Yönetimi biraz inceleyelim.
Bugünkü İl Başkanı herhalde şimdiye kadar görev yapanların içerisinde en mütevazı, en sade, en saygılı olanıdır. 
Yeni İl Başkanı’nın 23 Nisan törenlerinde, hiçbir partinin İl Başkanı bulunmazken katılıp mütevazı bir şekilde protokolün en kenarında oturmasını; törende bulunmasını da bir siyasi malzeme olarak kullanmama saygınlığını göstermesini söylemeden geçemeyeceğim. 
Çünkü, protokoldeki yerlerini beğenmeyip terk eden siyasileri çok gördük.

Önemli olan konu, İl Başkanı’nın yönetimi ile takım halinde çalışabilmesidir.
Bugüne kadar İl Başkanları hep bireysel çalıştılar ve de konularını iyi bilen kimselerin yanlarında olmasını ve öne çıkmasını istemediler. 
İl Yönetimlerinde kimlerin olduğu bu yüzden hiç önemli olmadı. 
Zaten İl Yönetimine seçilenler de bunu yalnızca “Ak Parti İl Yönetimindeyim” şeklinde bir statü sembolü olarak kullandılar.

Yönetim listesine gelince; herkes bir şekilde eleştirebilir, iyi ya da kötü bulabilir. Bana göre ilk kez kentin göz ardı edilen bir kesimini  kapsayan bir liste olmuştur. 
Daha önce de belirtmiştim, Ak Parti hiçbir zaman oy alamadığı kentin kıyı kesimine ulaşamadı. Yönetimler de genel olarak (% 90 oranında) hep oy alınan yukarı kesimlerden oluştu. Bu kez kıyı kesiminin yönetimde temsil oranının 
% 10 dan, % 25 e çıktığını görebiliyorum; bu olumlu bir gelişmedir.
Şimdi İl Başkan Yardımcılıklarının hatır-gönül gözetmeden, ön yargısız olarak doğru yapabilecek, verimli olacak kişilere verilmesi önemlidir. Onlara da daha önceki dönemlerde olduğu gibi İl Başkanı müdahale edip,  yetkisiz bırakmamalıdır.
Artık Ak Parti İl Başkanı ve İl Yönetimleri müdür, memur atamaları ve işe yerleştirmelerle uğraşmamalı. İl Başkanı bütün gün telefonlara cevap verip, partililerin gönlünü kırmamak için özel sorunlarını dinlerse, esas görevini yerine getiremez. Bu kentin gelişmesinde katkı vermesi zaten o arayan insanlara iş, aş ve refah olarak geri dönecektir.

Diğer önemli bir konu: Bugüne kadar İl Yönetimlerinin yeterli çalışma yapmadıklarını kabul etmek lazım. Bunun için de yeni yönetimi normal bir çalışma temposu beklemiyor. Bugüne kadar kaybedilen zamanı telafi etmek için çok daha fazla çalışmaları gerekiyor. Yönetimde görev alacak kişiler bunu göze almalıdır.
Bugüne kadar Mersin’de Ak Parti’nin projeleri Ak Partililere bile anlatılamadı. Sonunda da Mersin Ak Parti’nin en başarısız olduğu İl haline geldi. 

Özet olarak
•    parti yönetiminde görevi en iyi yapabilecek, yetenekli kişiler İl Başkan Yardımcılıkları görevine getirilmeli,
•    yeni bir halkla ilişkiler, tanıtım ve medya sistemi kurulmalı,
•    Ak Parti doğru anlatılmalı, 
•    Kentin yatırımlarının ve projelerinin gerçekleşmesi için çalışılmalıdır 

Artık yıllardır söylenen “İktidar Mersin’i gözden çıkardı”  yanlış algısı Mersin’e yerleşmiş olsa da, geçerli olmayacak ve Mersin’e verilen önem bu defa görülecektir. Yeter ki, buradaki yerel politik aktörler ve elbette İl yönetim kadrosu, Mersin’e özel dinamikleri gözeten bir politika geliştirebilsin… 
Bu kentin tarihine, geleneklerine, siyasal belleğine ve tercihlerine yönelik bir dönüştürücü siyaset üretilmelidir. Ülke düzeyindeki Ak Parti başarılarını bir mirasyedi gibi kullanmak yerine, bu kozmopolit kentin demokratik alışkanlıklarını Ak Parti mecrasında bir imkâna dönüştürmek mümkündür. Kullanılan dil, vurgulanan olgular, göz ardı edilen yerel başarılar açık, basit, yalın bir söylemle halka anlatılmalıdır. Mersin’e son 15 yılda yapılan devlet yatırımları, olağan koşullarda bu kentin bütün politik haritasını değiştirebilirdi. Ak Parti’nin Mersin’de başarısızlığı neredeyse kader haline geldi. Bu çok dramatik olgu niçin sorun olarak derinliğine araştırılıp çözülemiyor? Dev yatırımlar, anlamsız politik tartışmalarla gölgeleniyor; bu kentin kaderini değiştiren onca proje halka gereğince anlatılamıyor. Bugün Mersin, merkezi hükümette çok değerli bir milletvekili tarafından başarıyla temsil ediliyor; Sn. Lütfi Elvan’ın varlığı Mersin için çok anlamlıdır, önemlidir. Bunun yerel siyasette mutlaka bir karşılığı olmalıdır. 
Ve daha nice mesele var ki, bu kentte Ak Parti İl Yönetiminin verimli bir çalışmasıyla siyasette verimli bir paket halinde işlenebilir. 
Bunun için çağdaş siyasetin gereklerini kavrayan, vizyoner bir “halkla ilişkiler ve medya çalışması” büyük bir ihtiyaçtır. 
Ak Parti İl Yönetiminin başarısı, bu kentin başarısı anlamına gelir; merkezi idarenin gücü ve kararı bu kent yararına daha fazla kullanılabilir ve sonuçta Mersin’de yaşayan herkesin, hepimizin hayatı daha da iyileşebilir.
Mevcut yönetim bu alanda elbette umut vermektedir; yeter ki eksikler de giderilsin ve Mersin koşullarında karşılığı olan bir siyaset üretilsin. Bununla ilgili yaygın, örgütlü, her düzeyde her insanı muhatap alan, dönüştürücü bir politik söylem geliştirilsin.

HARUN ARSLAN