Ütopya'nın en dikkat çeken yarışmacısıyken, kendini bir anda Survivor adasında bulan Semih Öztürk, Medhaber'den Ercan Ertan'a çarpıcı açıklalamarda bulundu.

Yarışmaya ilk başladığı günden itirabaren "teker teker gidecekler" ve "beyin ameliyatı yapacağız" şeklindeki sözleriyle zor bir karakter olduğunu herkese gösteren Semih, adada yaşadığı zorlukları ilk kez bu kadar detaylı anlattı.

Öztürk, kendisine yöneltilen "Survivor'da 'yeter artık dayanamıyorum bitse de gitsem' dediğiniz bir an oldu mu?" sorusuna, "Tabi oldu. Yarışmanın başlarında ve sonlarında çok acayip duygular içerisindeydim. Yani çok acayipti insan ölümü bile düşünüyor" yanıtını verdi.

İşte Semih'le yapılan röportajdan bir kesit;

- Kurgularda bir sorun var mıydı? Takipçileriniz bundan biraz şikayetçiydi...

Şahsıma çok hakaretler, küfürler vardı. Bu işin de RTÜK tarafı var tabi. Bana kasıtlı bir şey yapıldığını düşünmüyorum. Adamlar o kadar çirkinler ki nesini göstereceksin bunun. Ama noluyor ben bu durumdan ötürü mağdur oluyorum. Bunu da söyleyebilirim. Ama ben onu da hiç düşünmedim. Yani arada bir deşarj olmak için küfür edeyim zaten gösterilmiyor diye düşünemem ama böyle düşünen insanlar da var. Adam geliyor küfür ediyor. Ben diyorum ki "Ya nasıl konuşuyorsun?" verdiği cevap şu "Zaten kesiyorlar" bak şimdi ben bu zihniyetle uğraştım. Lütfen not alalım bunu hatta bana bu yaklaşımda bulunanın ismini de veriyorum Serkay denen eğitimsiz çocuk. Bana bir gün küfür ediyor. Tabi ben tahrik olmuyorum bundan, şöyle mi yapsaydım bana küfür etti ben de buna bir tane tokat vurayım sonra çıkıp her yerde "Beni tahrik etti" diyeyim. Aslında burada bir tahrik var ama ben ona rağmen bir şey yapmıyorum, yapmadım da. Ben ona medeni bir şekilde cevabımı veriyorum. Ama demin de söylediğim gibi adama bir tespitte bulununca bak arkadaşım bu böyle değil dediğimde tahrik ediyorsun diyor ama ben yılmayacağım gerçekleri söylemekten asla vazgeçmeyeceğim.

"ADALETE HESAP VERECEKLER"

Bunların tehditleri de vardı. Şöyle olacak böyle olacak. Keşke karşıma çıksalar bir yerde öyle kuru sıkı atmak basit. Ama ben benim karşıma çıkacakları yeri biliyorum. Devletten kimse güçlü değil, bakalım savunmaları nasıl olacak. "Hakim bey beni tahrik ettiler" mi diyecekler, ne diyecekler göreceğiz.

"ÖLÜMÜ BİLE DÜŞÜNÜYOR İNSAN"

Survivor'da "yeter artık dayanamıyorum bitse de gitsem" dediğiniz bir an oldu mu?

Tabi oldu. Yarışmanın başlarında ve sonlarında çok acayip duygular içerisindeydim. Yani çok acayipti insan ölümü bile düşünüyor. Açlık çok zor bir şey. Allah kimsenin başına vermesin.

Seni dinleselerdi, Gönüllüler daha başarılı olabilir miydi?

Olabilirdi tabi. Orada kurbanlar vardı. Bu kurbanlar daha erken eleneneler. Mesela ilk hafta kurban edilen bir kız vardı. Çok söyledim ama kendisi bilir yani. Beni dinleselerdi, yarışmanın seyri de farklı olabilirdi. Ben girdiğim gibi Kıbrıs'ta görüşürüz dedim herkese. Benim gibi bir yarışmacı geldiyse yarışmalar tarihine onla da konuşalım yüzyüze...

"FİNAL OYUNLARINI OYNASAYDIM..."

İlk elemede 8 kişi beni yazdı ben de onlara birazdan görüşürüz dedim. Acun Ilıcalı sonucu açıkladı Semih halk oylamasında birinci. Şimdi bu ciddi anlamda bir güç gösterisi. Fanlarımın tabi büyük bir payı var. Kıbrıs'a gideceğim dedim gittim. Parmağım kırıldı, final oyunlarını oynayamadım oynasaydım yine sonuç farklı olacaktı.

"DAMLA KENDİ GÜCÜYLE BENİ GEÇMEDİ"

Ben şunu da görmek isterdim. Keşke herkes burada kendi salt gücüyle karşıma çıkabilseydi, mesela finalde Damla beni geçti. Bu kendi gücü müydü? Damla'yı kim tanıyor ya? Damla'yı kim bilir? Damla'nın ne kadar destekçisi var? Esamesi okunmuyor... Ama şunu demek istiyorum Damla kendi gücüyle beni geçmedi ki, bir arkadaşının 3 destekçisi vardır, birinin 5 onların toplamı ile geçti. Bana keşke birebir olarak benim sevenlerime karşı x kişisinin sadece kendi sevenlerinin gücü olsaydı. Karşılaşalım bakalım kim daha ağır basacak.

"ASLA POLİTİK OLMADIM"

Bana yarışmadan önce bir büyüğüm Semih, zaman zaman politik olman lazım demişti, tartışabilirsin ama aranı da çok bozmaman lazım demişti. İşte iki tarafla da iyi ol finale gittiğin zaman herkesin destekçisine ihtiyacın olabilir demişti. Ama ben her zaman hakkı savundum. O yüzden böyle bir yol izlemedim.

ATAKAN'A BİR KEZ DAHA ELEŞTİRİ

Finalde Atakan'ı nasıl eleştirdiysem yine eleştiride bulunuyorum. Ne yazık ki sonlara doğru o kadar Gönüllüler'le o kadar eleştirdiği kişilerle finale doğru ne hikmetse can ciğer kuzu sarması oldu. Bu benim izleyeceğim bir yol değil. Şuna da değineceğim böyle yapmasa yine kazabilir miydi? İhtimaldir yine kazanabilirdi finalde ben ondan dik duruş bekledim. Kazanmasını tabi ki isterdim takım arkadaşım sonuçta Serkay'ı mı destekleyeceğim. Sürtüşmelerimiz olsa da Atakan'la da birçok şey paylaştık ama maalesef ki finale doğru bir yumuşama, dost canlılığı ya da bir strateji belirlemiş olabilir, ama yanlış bir stratejiydi.

Finalde ben söyleyince bana verdiği cevap "Semih benim duruşumu eleştiremez" oldu. Bu mu cevabın? Yunus Günçe ile ağza alınmayacak laflar ettiniz. Sonlara doğru o ona kardeşim bu buna ağabeycim, bunlar samimi şeyler değil. Bu benim karakterim ve dik duruş önemli.

Sonra tabi tüm bunları unutup şey diyorlar, "Biz bunları aştık" , "Affetmek önemlidir" halbuki bu kişilerin dışarda birbirleriyle alakası bile yok.

"MEDYA BAKANI OLABİLİRİM"

Ben Üniversite zamanlarında sosyal medyanın çok büyüyeceğini söylerdim. Bu zaten yazdığım mektuplarda da dost sohbetlerinde de vardır. Zamanı geldiğinde gün yüzüne çıkacaktır. Epey tatmin olacağım noktaya geldiğimde arayışımı şuraya yönlendirebilirim. Medya Bakanı olabilirim. Tabi şimdi böyle bir bakanlık yok ama olacaktır diye düşünüyorum. Medya Bakanlığı işini kafama koydum. Bu ne zaman olur 40 yaşında olur, 50 yaşında olur bilemem. Neden medya bakanı diyorum. Çünkü bu işi yapıyorum. Bu işin en üst noktası neresidir, inşallah bir gün açılırsa Medya Bakanlığı'dır. Ben o yüzden en tepe noktanın orası olduğunu düşündüğüm için söylüyorum. Bakalım kısmet hayat bize neler gösterecek, İnşallah her şey gönlümüze göre olsun.
Editör: Barış Köksal