Muhteşem yüzyıl’ daki Hürrem’ i , kapı komşunuzdan daha çok tanıyorsunuz farkındamısınız?
Cemile’ yi , Fatmagül’ ü, Feriha’ yı karşı komşunuzdan daha çok tanıyor ve seviyorsunuz.En çok duyduklarım bunlar , belki de siz başka karekterlerle geçiriyorsunuz akşamlarınızı.. Eskiden akşamları çaylar demlenir, televizyonlar açık olsa bile komşular , akrabalar gelir, evler şenlenir, iki lafın beli kırılır , herkes komşusunu tanır, sayar severdi.
Sosyal paylaşım sitelerinde sorduğumuz hal hatırı gündelik hayatta kaç kişi gerçekten karşısındakine soruyor?
İş ve ev arasında geçen günler, haftalar ve aylar yılları kovalarken, kaç kişiyle oturup konuşabiliyorsunuz?  Kaç arkadaşınıza vakit ayırabiliyorsunuz?
Dizi karekterlerinin yaşadığı üzüntülerle kahrolup, sevinçlerini paylaşırken ne kapı komşumuzun derdi ne iş arkadaşımızın maddi ya da manevi sıkıntısı bizi ilgilendirmiyor.
Yerli ve yabancı dizi furyasına öyle dalmışız ki bu dalgınlıkla “Öyle bir geçer zaman ki”… Kapı komşumuzun oğlu , kızı evlenecek yaşa gelene kadar sadece adını bilirsiniz belki onu dahi öğrenemeden geçen yıllar..
Komşu olan sadece kapılarımız..Karşılıklı ya da yan yana duran fakat çalınmayan kapılar..Herkes kendi derdine o kadar düşmüş ki….Yada rahatına o kadar düşkün ki!
Ha bir de geçim derdi var, kredi kartları dolmuş taşmış, masraflar diz boyu..
İnsanları birbirinden uzaklaştıran geçim derdi aslında insanları da insanlığından uzaklaştırıyor. Değer yargılarımızın bu kadar değişim içinde aynı kalmasını beklemek hayalcilik olur..Tamam değişsin lafımız yok ama ne olur kaybolmasın..
Hayatımızın akışını dengeleyen üç önemli unsur var...Sosyal yaşam, iş yaşamı ve özel yaşam.
Sosyal hayatımız o kadar renkli ve o kadar çok seçeneğimiz var ki! 27 ulusal , 16 bölgesel,215 yerel olmak üzere toplam 258 televizyon kanalımız var, her geçen gün bir yenisi ekleniyor sosyal yaşamımıza..Çevir çevir , değiştir değiştir seyret..Sıkıldıysan kapat , bilgisayarın , laptopun emrinde..İnternet hizmetinde, bir çok sosyal paylaşım sitesi karşında işte..Bize ne komşudan, akrabadan..Kaygısız aşım, ağrısız başım..
Görünen o ki hayatımızda özelimize daha çok yer verir olduk. İş yaşamı mecburen katlanılması gereken ve çabuk geçmesi beklenen saatler insanlar için..
Eskiden ev alırken komşu sorulurdu .Ev alma komşu al denirdi. Artık değer yargıları değişti ya ..Bize ne komşudan ..Ev satın alanlar binada kimin oturduğunu dahi sormuyorlar artık ne soruyorlar bilmek ister misiniz? İnsanları ilgilendiren binada kapalı ve açık garaj olup olmadığı ve yakın okul..
Komşum kimdir diye soran yok artık ev alırken. Kalmayan komşulukta komşuyu kim neden sorsun ki?