Başarıya takıntılı ebeveynlerle büyüyen çocukların hayattaki tek amacı başarılı olmak.Her insan başarılı olmak ister ama bahsettiğim başarıya takıntılı olmak.Yaşadığı dönemin var olan sistemine karşı çıkan ebeveynlerin çocukları şimdi büyüdü artık birçoğu avukat.Çünkü hırsla büyütüldüler.Sadece güçlü olanın hayatta kalabileceğine inandırılmış çocukların bir çoğu polis olmak istiyor.Ya da asker..Maddi sıkıntı yaşamış ya da çok sevdiklerini herhangi bir sağlık sebebi ile kaybetmiş çocukların birçoğu doktor olmak istiyor.
Mesleki hiyerarşiyi belirleyen faktörler ,ömür zincirinin halkalarından ibaret aslında..
Çocuklara ‘’büyüyünce olmak istedikleri meslek’’sorulduğunda genellikle  öğretmen olmak istediklerini söylüyorlar  çünkü hayatta ilk tanıdıkları meslek gurubu öğretmenlik..ve en çok vakit geçirdikleri tabii ki.
İdeal Sevgiyle büyüyen çocukların büyüyünce eş tercihleri büyük oranda doğru kişilerden oluşuyor. Aslında ona tercih bile denemez, o bir diğer ‘’ideal’’ ile bir yerlerde zaten buluşuyor. Sevgisiz büyüyenlerin bir çoğu mutsuz. Görmedikleri ya da tadamadıkları için aile sevgisini, merhamet ve şefkati, karşılarına çıkan ilk sahte sevgi gösterisinde düşüveriyorlar tuzağa ve ömürleri sevgiyi, yaşadıkları şey sanmakla geçiyor ne yazık ki.
Maddi manevi çaresizlik içinde büyüyen çocuklar, büyüyünce sahip oldukları küçük şeylerin bile değerini daha çok biliyor.Her istediğine rahatlıkla ulaşan çocukların,büyüdükten sonra çalışıp kazanma düşünceleri yok denecek kadar az.Hep birilerinden bir şeyler beklemeye devam ediyorlar yetişkin olsalar bile..
En mutlu olan, çocuklarının üzerine hastalık derecesinde titremeyen ebeveynlerin çocukları. Düşmeyi de biliyorlar kalkmayı da.Madalyonun her iki tarafını da kabul etmeyi  biliyorlar.
Hayatta hep birilerinden bir şeyler bekleyenlere bakın,her işlerini anne babaları yapmıştır çocukluklarında..hatta gençlik dönemlerinde bile..
Övünmeyi en çok sevenler,hayatlarında hiç övülmemiş olanlar..(bundan eminim)
Sevgiyi en çok dile getirenler ,sevilmemiş olanlar..(bunu gördüm)
Ama övülmeyi en çok hak edenler, övülmeyi pek önemsemeyenlerdir bence. Kendi halinden memnun olan önüne çıkan her şeye zihinsel ve fiziksel olarak doğaçlama karşılık verendir.(bunu biliyorum)
Kibri en çok sevenler,hiç insan yerine konulmamış,ciddiye alınmamış bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirenlerdir genellikle..
Egosu çok yüksek olanların geçmişinde ezilmişlik, hor görülmüşlük izleri görebilirsiniz..(ben eskiden çok ezildim,eskiden şöyleydim,böyleydim cümlesi oradan gelir)
Sahip olduklarını hastalık derecesinde kaybetme korkusu yaşayanlara bakın, mutlaka bir şeylerini kaybetmişlerdir geçmişlerinde. Ya da kaybedilmişlerdir biri tarafından. Onlar tekrara uğramaktan korkarlar. Onları korku yönetir.
Yoksulluk içinde büyüyen çocukların zengin olma şansları, zengin bir ailenin çocuklarının zengin kalma olasılığından daha yüksektir bence. Çünkü onlar arka bahçelerini de bilirler hayatın…
En çok hasta olan insanlara bakın, çocukluklarında mikrop almasın diye evden dışarı çıkarılmamışlardır.
Keşfetme ve merak duygusu en fazla olan insanlar, çocukluklarında sordukları birçok soruya cevap alamamış insanlardır.(ya da soracak kimse yoktur kim bilir) Cevapları kendileri aramaya karar vermiş insanlardır onlar. Bir kitabı en kısa sürede bitirenlerde genelde onlardır.
En çok kandırılan çocuk, kurnaz olmayı öğrenir.
Şiddet gören,şiddeti..
Sevilen ise, sevmeyi !
Başka da bir yolu yoktur….