İki ülkenin son 55 yıllık verilerine baktıkça insanın diline “biz nerede yanlış yaptık?” cümlesi takılıyor, bir türlü de gitmiyor…
Gerçekten de 1960 yılında kişi başına 358 dolar milli geliri olan Türkiye ile neredeyse tamamı yoksul köylülerden oluşan 79 dolarlık Kore’ yi karşılaştırmak, ülkemiz adına en hafif deyimiyle hüzün verici.
1970’ teki fark ta çarpıcı: Güney Kore 245, Türkiye 540 dolarlık kişi başı gelire sahip…
1980’ de arayı gittikçe kapatan bir Kore gerçeği var ama asıl soru o yıl 1900 dolarlık Türkiye’nin gerisinde 1860 dolar olan bir ülke ne yaptı da topu topu 10 yılın sonunda 1990’ da tur bindirdi ve başladığı koşuyu soluksuz bugüne taşıdı?
 1990’da 6480 dolara erişen milli geliri 2000 yılında 10.750 dolara ve 2005’ te 17.800, 2013’ te 26 bin dolara çıkaran bir Kore ve kaybedilmiş yıllarıyla aynı zaman diliminde ağır aksak yürüyerek bugün eriştiği 10 bin dolarla gurur duyan korumakta zorlanan Türkiye*…
Kendini dünyanın merkezine koyarak, yıllar arasındaki değişimi başaranlarla değil, kendi kendisiyle kıyaslama hastalığı bu toprakların kadim sorunu. Daha önce kaleme aldığım Çin/Türkiye karşılaştırması bile Güney Kore/Türkiye gelişim süreci arasındaki uçurumlar nedeniyle yetersiz kalıyor.
Peki, nasıl oldu da 1960’ ın Köylü toplumu 50 yıl içinde dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline geldi? Ve ne oldu da o topraklar bugün küresel ekonominin ilk 10’ u arasına girerken biz gelip tıkandığımız orta gelir tuzağında debeleniyoruz?
Soruya herkes baktığı pencereye göre farklı pek çok cevap verebilir ama tartışılmaz birkaç temel neden var ki, gittikçe açılan farkı her gün biraz daha büyütüyor…
İkisi de devlet politikalarıyla belirlenen ve doğru ile yanlışın kısa zamanda gelişmişlik karnenize yansımasına yol açan iki alan: Eğitim ve teşvik sistemi…
Eğitim sayesinde nitelik değiştiren ve yükte ağır sanayiden, pahada değerli ileri teknoloji ihracat payını soluksuz geliştiren Kore ile nüfus yapısı bakımından en verimli çağını ağustos böceği misali laklakla geçiren Türkiye…
Eğitimi teknoloji ağırlıklı sanayi ile entegre eden ve günümüz bilişim dünyasına adapte eden Kore ile halen ne yapacağını bilmez halde, ezbere dayalı eğitim sistemini yapboz tahtasına çeviren Türkiye…
Eğitimde Kore’ nin dünyaya parmak ısırtan başarılı modeli, teknolojik gelişmenin ölçütü olan patent sayılarında kişi başı oranlarıyla benim diyen ülkeleri bile sollayan Kore’ nin bu alanda yaptıklarını bir başka yazıda anlatmaya çalışacağım. Son günlerde Obama’ nın da dile getirdiği ve ABD ile Kore öğretmenlerinin ücretleri üzerinden yaptığı kıyaslama bile başlı başına incelenmesi ve yazılması gereken bir konu.
Dediğim gibi “eğitim şart, ama bilgi çağına geçişi sağlayan ve günümüz dünyasına ayak uyduran eğitim daha da şart” cümlesiyle özetlenecek alanı başka bir yazıda ele almak üzere gelelim teşvik konusunda durmadan dağıtır gibi yapan ama bir türlü ektiğini iddia ettiğini biçmeyen, biçemeyen Türkiye ile Kore kıyaslamasına…
Bu kıyaslamadan önce Türkiye’ de elle tutulur varlıkları sınırlı olduğu için grafiklere girmesi bile anlamsız olan ve teknoloji ağırlıklı sanayiye ilham ve can suyu vererek Kore’yi bilişimde çağ atlatan araştırmacı sayılarına göz atmakta yarar var. 
1980 Güney Kore’ si küresel denizlere açılmaya niyetlendiğinde 5600 araştırmacıya sahipken, sayı 1990’ da 70.500, 2000’ de 160 bin ve 2010’ da her kentinde en az bir çoğu kentte de birkaç üniversiteye sahip Türkiye 64 bin araştırmacıya ulaşmakla övünmeye başlar ama Güney Kore 264 bin ile nazire yapmaktadır adeta.
Eskiden asker sayısıyla itibarın ölçüldüğü dünyada bugün ülkelerin gelişmişliği patent sayılarıyla anlaşıldığına göre bu alanda da iki ülkeyi karşılaştırıp yazının ilk bölümünü noktalayayım:
Öyle çok eskilere gitmeye gerek yok: 15 yıl önce 1999’ da Türkiye yıllık 1125 patent sayısıyla dövünüyor, Güney Kore ise 67 bine ulaşan veriyle övünüyordu.
2011’ de Türkiye eğitimde yarattığı mucizeyle! paralel giden başarıya ulaşmış: Yıllık patent sayısı 988*…
Ya Güney Kore? 1999’daki 67 bini 95 bine çıkarmış. Artış oranı %41…
Dünyanın akıl almaz teknoloji yarışına girdiği ve her sabah güne yeni şeyler bulmak umuduyla uyanan küresel kitlenin doymak bilmezliğine cevap vermeyenlerin yaşama imkânını yitirdiği kurtlar sofrasındaki Türkiye ve Kore’ nin şu araştırmacı ve patent sayıları iki ülkenin geleceğine de yeterince ışık tutuyor sanırım…
Devam edeceğim bu ilginç olduğu kadar Türkiye adına hüzünlü iki ülkenin yer aldığı hikayenin farklı kesitlerini anlatmaya…

Türkiye ve G. Kore patent karşılaştırması
        G. Kore Türkiye
1999 67.051 1125
2001 34.675 2128
2005 73.512  843
2009 56.732  707
2011 94.720  988