Şehre yön veren insanlar vardır; sağladığı istihdam ile evlere aş olan, STK'larda ürettiği projeler ile kentin vizyonuna katkıda bulunan, ödediği vergi ile devletine katkıda bulunan.. İşte onlardan birisi..

1959 Yılında Kırşehir'de dünyaya geldi.. 

Ailesinin maddi durumu kötüydü; çobanlık yaparak ilkokulu bitirdi.. O günün şartları, ailesinin maddi durumu eğitim hayatına devam etmesine imkan kılmadı..

16 Yaşında tası tarağı toplayıp Mersin'e geldi; yalnızdı, çaresizdi.. Ama çalışkan ve bir o kadar da azimliydi.. Gözüne boş bir baraka ilişti, pislik içerisinde atıl durumdaki bir baraka.. O barakayı aldı, temizledi, alladı pulladı ve kendine 'iş, aş kapısı' yaptı.. 

Baraka belediyeye aitti, ama dönemin yetkilileri pislik içerisindeki barakayı pırıl pırıl görünce 'tamam evladım burayı kullanabilirsin' dedi.. Baraka kısa süre içerisinde Mersinliler'in uğrak yeri olan bir tamirhaneye dönüştü.. Bir raç geliyor, bir araç gidiyordu..

Bıyıkları yeni terleyen gencimiz hem Mersinliler'in sevdiği çalışkan bir genç olmuştu, hem de ekmeğini taştan nasıl çıkardığını ispatlamıştı.. O günlerden belliydi bir gün güzel işler başaracağı ve etrafındaki insanlar da bu azimli çalışmanın farkındaydı..
Özel hayatı da değişiyordu yavaş yavaş; evlendi.. Önce Kenan geldi dünyaya, sonra Gamze'si doğdu güneş gibi hayatına ve son olarak tekne kazıntısı Sercan.. Kocaman bir ailesi olmuştu artık.. Çocukları o'nun hayat ışığıydı.. 
Günler günleri kovalarken iş hayatının gaddarlığı O'nun azminin ve çalışkanlığının karşısında direnemedi..   İlkokul mezunu o genç yıllarca çalışmanın ürününü 1993 yılında otomotiv sektörüne güçlü bir giriş yaparak aldı.. 

Bir çok eğitime katıldı; kişisel gelişim, pazarlama, yöneticilik ve işlettiği marka ile ilgili bir çok sertifika aldı.. Aslında aldığı kağıt parçalarının bir önemi yoktu; çünkü o en büyük eğitimi 'hayattan' almıştı.. Hayat o'nu öyle bir eğitmişti ki diplomasız ordinaryüs profesör olmuştu.. 

Durmadı, didindi, çalıştı.. Çocuklarının iyi bir eğitim almalarını istedi hep.. Başardı da..

Merkezi Mersin'de bulunan 3 işletmeyi hayata geçirerek 150 kişiye istihdam sağladı.. 150 ailede dolaylı olarak 600 kişiye ekmek verdi.. İşçisiyle sırt sırta verdi, kimi zaman kamyonun altına girdi, kimi zaman hesapların başına geçti, kimi zaman takım elbise kravat işletmesini temsil etti..

Sivil toplum örgütlerinin, birlik ve beraberliğin, el ele vermenin önemini biliyordu.. Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği'ne kaydını yaptırdı.. Üye oldu; MESİAD Başkan yardımcılığı görevine kadar yükseldi.. 

1959 Yılında Kırşehir'de yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen çoban genç, iş dünyasının saygı duyduğu bir isim olup, Mersin kentine yön veren isimler arasına katıldı.. Bir çok protokol toplantısında, bakanlar, milletvekilleri, valiler, belediye başkanları ile hasbıhal etti; fikirlerini anlattı.. Mersin sevdasını dile getirdi..

Bir çok ödül aldı; 16 yaşından bu yana süregelen çalışmasını, azmini taçlandıran ödüller..

Son bir ayda 2 kez iftar yemeği tertip etti; insanları tek tek arayıp davet etti.. Üçüncüsünü de haftaya verecek.. Eller açılıp semaya yükseldikçe dualar 'şükretti rabbine'.. Belki de hayatı film şeridi gibi geçerken gözlerinin önünden.!

Kamuoyundan sakladığı, kimseyle paylaşmadığı yardımları var bir de.. Yokluğun ne olduğunu bildiğindendir belki yardımını hiç eksik etmedi; eğitimin önemini o'nun kadar bilen olmadığındandır belki eğitim kurumlarına sık sık gitti 'eksikleriniz ne.?' diye sordu, yardım etti, etmeye devam ediyor..

Kimmi bu zat-ı muhterem.. 16 Yaşında Mersin'e gelen, daha terlememiş bıyıkları ile 'inanılmazı' başaran o  isim VAHDETTİN KILIÇ..

İveco Kılıçlar Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı, MESİAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili VAHDETTİN KILIÇ.. 

Mersin'in gizli kahramanlarından sadece birisi..

Dip not: Bu güzel yazıyı yazmamda bana yardımcı olan, kimsenin bilmediklerini benimle paylaşan Vahdettin Kılıç'ın narin kızı Gamze KILIÇ YENER'e sonsuz teşekkür ediyorum..