Tunus’taki Grand Prix Şampiyonası’nda Türkiye adına mücadele eden Bağcılar Belediyesi’nin Bedensel Engelli sporcuları Hamide Doğangün Kurt ile Zübeyde Süpürgeci büyük bir başarıya imza attı. Altın kızların şimdi ki hedeflerinde ise 2020 Tokyo olimpiyat oyunlarında şampiyon olmak.

Bağcılar Belediyesi’nin Bedensel Engelli sporcuları Türkiye’ye madalyaları ile geri döndü. Altın Kızlar olarak tanınan sporculardan Hamide Doğangün Kurt son yarıştıkları Tunus’taki Grand Prix Şampiyonası’nda 3 altın 1 gümüş; Süpürgeci ise 2 altın ve 2 gümüş madalya kazandı. Yarışmada kendi kategorisinde Doğangün; 100, 400 ve bin 500 metre yarışlarında birinci olarak madalya kazanırken 800 metrede ise ikinci olarak bir gümüş madalya aldı. Süpürgeci ise, 200 ve 800 metre yarışlarında altın madalya, 100, 400 metre yarışlarında ikinci oldu. Engelleri başarılarına engel olmayan kızlar, 2020 Tokyo Olimpiyatları için uzun süreli çalışmalarına başladı. Altın kızlar madalya kazandıkça daha çok hırslandıklarını anlattı.

“Olimpiyat ve dünya şampiyonu olmayı hedefliyorum”

Atletizm sporunun mesleği haline geldiğini anlatan Hamide Doğangün Kurt, “Bu spor benim mesleğim gibi. Bunu bir meslek edindim kendime. İlerde olimpiyat ve dünya şampiyonu olmayı hedefliyorum. Bunun için çabalıyorum. Bütün emeklerim bunun için. Bayrağımı dalgalandırmayı ve İstiklal Marşını okutmanın gururunu orada bir kere daha yaşamak istiyorum. Dünya ikinciliğim ve dünya üçüncülük derecem var. 11 senedir atletizm branşıyla ilgileniyorum. 2015 yılında dünya şampiyonasına katıldım, Çinli güçlü bir rakibim vardı. Onu kendime bir hedef olarak belirledim. İlerde onu geçeceğim, öyle düşünüyorum. Gerçekten güçlüler ama bende güçlüyüm. Bu spor benim hayatıma çok şey kattı. Toplum içine girmeyi öğretti” dedi.

“Spor sayesinde evlendim”

Küçük yaşta geçirdiği trafik kazasıyla engelli kaldığını söyleyen Doğangün, “9 yaşında trafik kazası geçirdim. Ailemin desteği çok oldu. dışarı çık spora başla demişlerdi bana. İlk başta çekinmiştim. Belki de toplumun bakış açısından dolayı. Başarım devam ettikçe hayatım spora bağlı oldu. Spor sayesinde evlendim. Eşim beni öyle tanıdı. Ekranda görmüş daha sonra sosyal medyadan yazdı. Çok mutluyum. 2 yıl hastane sürecim oldu. Okula döndüğümde arkadaşlarım geçirdiğim kaza sonrası tekerlekli sandalye de görünce ağlamışlardı. Doktorlarım beni okula getirmişti. Çocuktum bunun geçici bir hastalık olduğunu düşünmüştüm. En büyük destekçim annemdi. Her insan bir engelli adayıdır. Evde oturmasınlar. Bize verilen fırsatları biz değerlendiriyoruz. Bize fırsat versinler. Her engelli spor yapabilir” şeklinde konuştu.

“Hayata karşı bir çabam ve mücadelem yoktu”

Doğuştan engelli olarak dünyaya gelen Zübeyde Süpürgeci ise “16 yıldır evden çıkmak istemedim. Çünkü yalnız kendimi engelli biliyordum. Hayata karşı bir çabam ve mücadelem yoktu. Komşumuz sayesinde spora başladım. Ellerim yaralanıyordu, sürekli eğilme pozisyonunda durmak zorunda kalıyordum ve böyle bir spor görmediğim için değişik geliyordu. Koştuktan sonra, madalya geldikten ve milli takıma seçildikten sonra kendime olan özgüvenim arttı. Bu spora dört elle sarıldım. Hayata karşı pozitif bakmaya başladım. Ailem biraz tedirgindi ama ailem destekliyordu. Bağcılar Belediyesi de çok destekçimdi. Bana inandılar, Avrupa şampiyonu oldum. Akdeniz oyunlarında şampiyon oldum. Şu an hedeflerim var. Dünya şampiyonası ve 2020 Tokyo şampiyonasında birinci olmak. Bu spor bana kendimi bulmayı gösterdi. Engelliler kendilerine inanmalı. Ben yaparım demeli” ifadelerinde bulundu.

Kaynak: iha