Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye’nin bugün yaşadığı iç ve dış sorunlarını aşmanın en temel yolunun içeride dayanışmayı göstermek olduğunu belirterek, "Biz Türkiye’nin dayanışması için yapmamız gereken fedakarlık neyse yapmaya hep hazır olduk. Ülkede artık çatışma olmasın, evlatlarımızı kaybetmeyelim, kan dökülmesin, bu ülkede dayanışma olsun diye elimizi taşın altına koyduk" dedi.

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Arslan, Mersin’in merkez ilçe Akdeniz Belediyesi ile Hizmet-İş Sendikası arasında gerçekleştirilen toplu iş sözleşmesi imza töreninde yaptığı konuşmada, başta İstanbul olmak üzere Adana ve Mersin gibi birçok ilde bir mesajla işten çıkarılan işçilerin olduğunu söyledi. İşten çıkarılan işçilerle dayanışma içerisinde olduklarını kaydeden Arslan, bazı sendikaların işten çıkarılmalara sessiz kalmalarını da eleştirdi. Akdeniz Belediyesinde kısa zamanda birlik, beraberlik ve dayanışmanın inşa edildiğini söyleyen Arslan, "İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanı, belediyeye girerken işten atılan işçilerin önünden geçmemeye çalışıyor. Oradaki arkadaşlarımız kışta kıyamette sadece ekmekleri için bekliyor. Akdeniz Belediyesinde de 15-20 işçinin işe dönmek için her gün beklediğini, başkanın da belediyeye girdiğini düşünün. Burada iş barışı, huzur, hizmet olur mu? Elbette olmaz. Akdeniz Belediye Başkanının üslubunu, tavrını tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.

"Ülkenin yaşadığı sorunları aşmanın temeli, içeride bu dayanışmayı göstermektir"

Toplu iş sözleşmesinde hükümlerin uygulanmasına, ücretlerin zamanında ödenmesine ve iş barışının sağlanmasına büyük önem verdiklerini belirten Arslan, sendikalarına üye olmayanlara çağrıda bulunarak, "Sendika olarak ülkenin ve bölgenin bütün mazlumlarına borçluyuz. Bu borcumuzu ödemek için mücadele ediyoruz. O yüzden derisinin rengi, konuştuğu dil, anlayışı, fikri, yaşam tarzı ne olursa olsun insan olma merkezinde hep birlikte olmamız gerekiyor. Türkiye’nin bugün yaşadığı iç ve dış sorunlarını aşmanın en temeli, içeride bu dayanışmayı göstermektir. Biz Türkiye’nin dayanışması için yapmamız gereken fedakarlık neyse yapmaya hep hazır olduk. Ülkede artık çatışma olmasın, evlatlarımızı kaybetmeyelim, kan dökülmesin, bu ülkede dayanışma olsun diye elimizi taşın altına koyduk. Her gün içeride ve dışarıda saldırılarla karşı karşıyayız. Bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldıracak bir anlayışa ihtiyacımız var. Kardeşliğimizi, dayanışmamızı, birlikte yaşama irademizi Türkiye’ye yaymamız gerekiyor" diye konuştu.

Hak-İş’in Türkiye’de ve dünyada örnek bir kuruluş olduğunu kaydeden Arslan, sendikacılığa yeni yaklaşım ve anlayış getirdiklerini söyledi.

"Sendikacılığı bir ideolojik mücadelenin aracı yapmıyoruz"

Türkiye’nin en güçlü ve en etkin konfederasyonu olduklarını belirten Arslan, şöyle devam etti:

"Sendikacılığı bir ideolojik mücadelenin aracı yapmıyoruz. Sendikacılığı işçi ile iş veren arasında çatışma aracı olarak görmüyoruz. Masada kalmayı, müzakere etmeyi, sosyal diyaloğu, masayı devirmeden sorunları çözmeyi benimsiyoruz. İdeolojik türkü söyleyenler, sadece slogan atanlar, 20. yüzyılın argümanlarıyla sendikacılık yapanlar kaybediyor. Önce işim, iş yerim anlayışına ihtiyacımız var. Biz işçi-işveren ilişkisini sosyal ortaklık üzerine, ’birlikte başarırsak, geleceği birlikte inşa ederiz’ anlayışıyla yeni sendikacılığa Türkiye’de ve dünyada önderlik ediyoruz. Bu ülkemiz için büyük onur."

Çalışmalara bu anlayışla devam edeceklerini ifade eden Arslan, "Türkiye’de 14 milyon işçinin 2 milyonu sendikalı. Biz bu işçileri de sendikalı yapmak için bu anlayışa ihtiyacımız var. Kırıp döken, yakan, makineleri yok eden ve ideolojik mücadele için işçilerin emeklerini istismar eden bir sendikacılığa geçit yok diyorum. Biz yeni sendikacılığı orada da inşa etmemiz gerekiyor" diye konuştu.

Arslan, Hak-İş ve bağlı sendikaların 8 bin 500 üyesinin işten atıldığını belirterek, "Suçları, kusurları yok. Sadece AK Partili, MHP’li oldukları için işlerini kaybettiler" dedi.

"Bizim işçilerimiz akşam yatarken SMS gelmiş mi diye bakmıyor telefonuna"

Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak ise sosyal medyada fenomen olan bir belediye temizlik işçisinin müzik eşliğinde oynarken çekilen görüntülerine atıfta bulunarak, "Biliyorsunuz bizim işçilerimiz ’lorke’ çekiyor. Neden? İşçilerimizin keyfi yerinde. Çünkü akşam yatmadan önce SMS gelmiş mi diye telefonunu kontrol etmiyor. Biliyorsunuz, bazı belediyelerde bir SMS’le işçiler işlerinden olabiliyor" ifadelerini kullandı.

"Mersin’de ve belki de Türkiye’de hiç işçi çıkarmayan tek belediyeyiz"

İşçilerden ’güleryüz, mesaiye uyma ve çalışma’ olarak üç şey istediklerini dile getiren Gültak, "Bunları yapan herkes benim kardeşim ve başımın tacıdır. Hiçbir zaman beni başkan olarak görmeyecekler. Yaşça küçükse ağabeyleriyim, büyükse kardeşleriyim. Şu ana kadar Mersin’de ve Türkiye’de belki hiç işçi çıkartmayan tek belediyeyiz. SMS kontrolü yok, performans falan değil. Biz bir aileyiz. Hastalığı olur, sıkıntısı olur idare ediyoruz, karşımıza alıp sohbet ediyoruz, sorununu öğrenmeye çalışıyoruz. Ben her ay eşimle birlikte bir işçimizin evine gidiyoruz. Amacımız, Akdeniz’de oturan insanlarımıza en iyi hizmeti verebilmek. Tek derdimiz bu. Hiç kimsenin siyasi görüşü, siyasi yaşantısı, mezhebi, dini, dili, ırkı beni ilgilendirmiyor diye daha ilk gün söylemiştim ve aynı noktadayız" diye konuştu.

Belediyeye gelen vatandaşların da en güzel şekilde karşılandığını kaydeden Gültak, "Belediye demek ev demektir aynı zamanda. Biz vatandaşa ’bugün git, yarın gel’ demiyoruz. İşlerinin en hızlı şekilde hallolmasını sağlıyoruz. En güzel şekilde karşılıyor, en güzel şekilde de uğurluyoruz" şeklinde konuştu.

İşçi maaşlarına enflasyonun üstünde bir zam yaptıklarını dile getiren Gültak, "Ekonomimizi düzelttikçe, sizin ekonominizi de düzelteceğiz. 225 milyon lira borçla devraldık bu belediyeyi. Şu ana kadar 15 milyon lira borç ödedik. İmkansızlıklar ve sıkıntılar dahilinde biz yine işçimizin yanında yer alıyoruz. Birilerini çıkartıp, birilerini almak hiçte ahlaki bir davranış değildir. Bu insanların çocukları var. Biz bunlara karşıyız, işçinin ve emekçinin karşılığının verilmesinden yanayız" dedi.

Hizmet İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Halil Özdemir de belediyede örgütlenmeye ilk başladıklarında bazı işçilerin, ’Biz bu sendikaya geçeceğiz ama siz belediye başkanı ile anlaşacaksınız, bizim ücretlerimizi düşüreceksiniz’ dediğini hatırlatarak şöyle devam etti:

"Biz bu arkadaşlarımıza şunu söylemiştik; Türkiye’nin en büyük işçi sendikası, 300 binden fazla üyesi var, örgütlü olduğumuz hiçbir yerde işçilerimizin ücretlerini düşürmek için değil, onların ücretlerine ilave bir şeyler alabilmek için mücadele ediyoruz demiştik. Çok şükür burada Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi verdiğimiz sözü tuttuk. Hiçbir arkadaşımızın ücreti geriye gitmedi, enflasyonun üzerinde bir zam aldık. Belediye başkanımıza da teşekkür ediyoruz, çok merhametli. Kendisi iş barışını bozmadan, hiç ayrım yapmadan, çalışanlarını kardeşi gibi görerek çok güzel bir toplu iş sözleşmesine imza attı."

Konuşmaların ardından toplu iş sözleşmesi, Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan ile Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak arasında imzalandı.

Kaynak: iha