Türkiye’de Covid-19’a ilk yakalanan hastalardan, 73 yaşındaki Oğuz Peker, 4 ay boyunca kesintisiz kaldığı yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdi. Yoğun bakımdan çıkan Peker’in ilk sorusu "Trafik kazası mı geçirdim" oldu. Toplam 5,5 ay tedavinin ardından taburcu olan Peker, pandemi nedeniyle yaşananları idrak etmekte hayli zorlandığını söylüyor.

73 yaşında iş adamı Oğuz Peker Türkiye’de korona virüs pandemisinin görülmeye başlandığı tarihlerde rahatsızlandı. Bir anda bastıran yoğun halsizlik ve sürekli uyuma isteği hisseden Peker 11 gün evde kaldı. Sesi boğulmaya ve genel durumu da kötüye gitmeye başlayın Peker 23 Mart’ta Acıbadem İnternational Hastanesi’ne kaldırıldı. Yapılan incelemelerin arından Oğuz Peker’e akciğerde buzlu cam görüntüsünden Covid-19 teşhisi konuldu. Hemen hastaneye yatırılan Peker, iki gün sonra da, artık kesintisiz 125 gün yani 4 ay sürecek yoğun bakıma alındı.

Covid-19 enfeksiyonunun organlarında tahribata yol açtığı Peker boğazından delik açılarak tedavi edilmeye çalışıldı. Yoğun bakım servisindeki tedavide hemofiltrasyon ve çıkışa yakın dönemde ise hemodiyaliz tedavisi görmeye başladı. Yoğun bakımda geçen kesintisiz 4 ayın sonunda nihayet 28 Temmuz’da servis odasına çıkarılan Peker 7 Ağustos’ta yeniden 7 Ağustos’ta yeniden yoğun bakıma alındı. 4 gün süren ikinci yoğun bakım süreci ardından Peker 11 Ağustos’ta yeniden servis odasına çıkarıldı.

“Trafik kazası mı geçirdim neden herkes maskeli”

11 Ağustos’tan itibaren yaklaşık 1 aydır servis odasında tedavisine devam edilen ve durumu her geçen gün iyiye giden, diyaliz ihtiyacı da kalmayan Oğuz Peker’in nöroloji, nefroloji, enfeksiyon ve yoğun bakım hekimlerinin multidisipliner takibinde tedavisi devam etti. Rutin tedavilerinin yanında fizik tedavi de gören Peker’e doktorları ‘survivor’ diyor. Yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettiğini söyleyen 73 yaşındaki Oğuz Peker ise gözlerini ‘bambaşka’ bir dünyaya açmanın şaşkınlığını yaşadığını belirterek, kafasında birçok soruyla yeni dönemi anlamaya çalışıyor. Kendine ilk geldiğinde “Trafik kazası mı geçirdim, bana ne oldu? Neden herkes maskeli?” diye sorular sorduğunu, tüm bunların nedeninin Covid-19 enfeksiyonu olduğunu öğrendiğinde inanamadığını söylüyor. Yaklaşık 5,5 ay sonra artık taburcu olmaya hazırlanan Oğuz Peker ‘Aylardır gecesini gündüzüne katarak beni yaşama döndürmede emeği geçen başta yoğun bakım ekibi olmak üzere tüm doktorlara, hemşirelere, hastane personeline ve bu süreçte dualarını ve desteğini esirgemeyen tüm sevenlerime sonsuz minnet duyuyorum” diyor.

Kızı Özge Peker yaşananların şöyle anlattı:

“Babamı hastaneye getirirken bu kadar uzun ve sancılı bir sürecin bizi beklediğinden haberimiz yoktu. Babamla bir anda iletişimimiz tamamen kesilmişti, anlatılamayacak kadar zor günlerdi. Ülkemiz Covid-19 ile tek tük karşılaşmış, hiç örnek vak’a yoktu. Korkunç bir belirsizlik içerisine girmiştik; sadece doktorlardan gelen direktifler doğrultusunda ailece umutla ama yoğun bir korkuyla bekledik. Babam yoğun bakımdayken annemde de halsizlik oldu, benim de boğaz ve eklem ağrılarım oldu, tat koku hissim gitti; ama annem de ben de çok korktuğumuz için hastaneye gitmeyip kendimizi ayrı evlerde karantinaya aldık. Yoğun bakımda yaklaşık 2 ay babamı hiç göremedik. Her gün telefonda doktorlardan bilgi alıyorduk. Son derece inişli-çıkışlı bir süreçti”

Umutlarının tükenmeye başladığı günlerde immün plazma tedavisi haberlerinin kendilerinde çok büyük umut olduğunu belirten Özge Peker “Ama hangi tedavi ile iyileşti onu bilemiyoruz. Tek bildiğim babamı yaklaşık 2 ayın sonunda yoğun bakım camının arkasında uyutulur vaziyette ilk gördüğümde tarifsiz duygular içerisindeydim. Sonra yavaş yavaş iyileşme evresine geçtik” dedi.

Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Lütfi Telci: “Zorlu süreci ekipçe başardık”

Oğuz Peker’in zorlu yoğun bakım tedavisini gerçekleştiren Acıbadem International Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Lütfi Telci de, Türkiye’nin ilk Covid-19 hastalarından olan 73 yaşındaki Oğuz Peker’in son derece zorlu geçen yoğun bakım sürecini başarıyla tamamladıklarını, ekip olarak sağlığına kavuşturmuş olmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek o günleri şöyle anlatıyor:

“Hastamız Oğuz Peker salgının ilk günlerini yaşadığımız dönemde yoğun bakım servisimize alınmıştı. O dönem ülkemizde ve dünyada tedavi protokolleri her gün değişikliklere uğruyordu. Tedavi protokollerinin çok hızlı yenilendiği, gün içinde bile düzenlemeler yapıldığı günlerdi. Aynı zamanda televizyonlarda tedavi önerileri altyazı olarak geçiyor ve her sabah hasta yakınları ile tedavi ilkelerimizin bilimsel dayanaklarını tartışıyorduk. Altyazı bilgilerinin ilklerinden olan "immun plazma" önerisi yapıldığında, "immun plazma" henüz üretilmemişti. Oğuz Beyin yakınları ile bu tedavinin beklentilerini tartışmıştık. Oğuz Bey de sanırım Türkiye’de ilk immun plazma tedavisi yapılan hastalardan biri oldu. İki kez "immun plazma" verdik. Tedavinin yararlı veya zararlı olduğuna ilişkin bir bilgilendirme yapmadık. Zira ilk kez uygulanıyordu. Yaklaşık 1 ay sonra "immun plazma" da gündemden kalktı. Oğuz Bey Covid enfeksiyonun yol açtığı septik şok, ağır akciğer hasarına bağlı akut solunum yetersizliği ve devamında çoğul organ yetersizliklerinin en ciddi formlarını yaşadı, tedavi sürecinin her günü, her anı sorunluydu ve buna bağlı olarak da tedavi süreci zorluklar altında aşıldı. Bugün başta Yoğun-Bakım ekibimiz olmak üzere hastanemizin tüm hekimleri ve hemşirelerinin nitelikli ve özverili çabaları, ayrıca ailesinin sonsuz destekleriyle Oğuz beyi sağlıkla taburcu etmenin tarifsiz mutluluğunu yaşıyoruz”

Kaynak: iha