Mersin’de bazı oluşumlar vardır; çok güzel, kente katkı verici söylemleri ve vaatleri ile ümit verirler. Zayıf hafızalı insanlarımız kısa zaman sonra gerçekleşmeyen bu vaatleri ve güzel temennileri unuturlar. Onlar da zaten bunun bilincindedirler; gerçekleştirmek için değildir vaatleri, amaç yalnızca günü kurtarmak, gündemde kalmak, bir şey yapıyor görünmektir.
Bir süredir kent gündemini “Marka Kent” söylemi ile işgal eden, kente önemli bir yük getiren, aslında gerçekleşmeyeceğini bildiğimiz bu girişimde bulunan Mersin Ekonomi Platformu yönetimi aynı zamanda bir de “Kent Ajandası” yapacaklarının sözünü vermişlerdi. 
Yani kentteki etkinlikleri düzenleyerek, tarihlerinin birbirleri ile çakışmamasını sağlayacaklardı.
İlginçtir ki genelde bu tür iddialı söz sahipleri, önce kendileri  uymazlar. Bunun da ilk örneğini yine adı geçen platform verdi;  Mersin’de bugüne kadar en başarılı fuar olan Kitap Fuarı ile aynı günde tüm kent dinamiklerinin içinde olduğu yüzlerce kişiyi Marka Kent Çalıştay’ı için kent dışına götürdüler!
Aferin onlara! “Kent Ajandası” sözlerini  daha ilk adımda kendileri çiğnediler…
Şimdi de 28 Ocak Günü İstanbul’da “Emitt Turizm Fuarı” açılışı, yine aynı gün ve saatte Mersin’de Tarım Fuarı açılışı ile çakıştı! 
Kent yöneticileri ve bazı kent dinamikleri, - ne tesadüf değil mi? - İstanbul’da olduğu için, Mersin’deki Tarım Fuarı’nın açılışı sönük geçti.
Yani Mersin için bir etkinlik ajandası yapacakları sözünü verenler hem bunu yapamadılar, hem de bizzat kendileri bile buna uymadılar.
Bu da Mersin’in yıllardır hala değişmeyen makus talihi olsa gerek.
Ben de 20 yıldır katılmadığım EMİTT Fuarı’na ilk kez bu yıl Mersin’in yeni döneminde yeni bir ümitle belki bir şeyler değişir diye katılmıştım. Bu yüzden Tarım Fuarı’nın açılışında bulunamadım. 
Fakat hafta sonunu Tarım Fuarında geçirdim. Fuar yöneticileri ile ve firma yetkilileri ile görüştüm.
Bu yıl Tarım Fuarı’na katılan firma sayısı daha fazla; fakat yine de yeterli değil. Daha fazla firmanın katılımı sağlanmalı ve bu fuarlar kentin ekonomisine daha çok katkı vermeli.  Bunun içinde öncelikle kent ekonomisi ile ilgili olması gereken Ticaret Odası, Esnaf Odası gibi oluşumlar bu fuarları sahiplenmeli, katılımın fazla olması ve fuarların duyurulması ve başarılı olması konusunda destek vermelidirler. 
Fuar yönetimi de boş olan stantları kente yararlı bazı sivil toplum örgütlerine ya da bazı resmi kurumların kullanımına vererek fuara daha etkin  bir işlev sağlayabilir.
Opera ve Bale, Devlet Klasik Türk Müziği, İçel Sanat Kulübü, AKOB, Uluslararası Müzik Festivali gibi oluşumlar girişteki boş bölümde ve içerideki boş stantlarda yer alabilirler. Halk Eğitim Merkezleri ve ürettikleri elişleri de her zaman fuara renk katar.
Artık bir şeylerin yeni dönemde gerçekleşmesi için ciddi çaba gösterilmeli, bunlarında takipçisi olunmalı ve sıkça hatırlatılmalıdır ki artık kimse bu kente gerçekleşmeyecek havadan vaatlerde bulunmasın. 
Yine de bazı vaatleri kısaca hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var;
* Nazım Hikmet’in Mezarını Mersin’e getirecek 68 liler Derneği
* İş adamlarının özel uçaklarına Havaalanı yapacak Türk Hava Kurumu
* Toroslar’a Disneyland yapacak Toroslar Belediyesi
* Her yıl kutlanacak noterden tasdikli Dünya İnsanlık Günü ilan eden Mersin Rotary Kulübü
* Tsunami felaketzedelerine yardım toplayıp Japonya’ya gidecek MESİAD
* İkinci konutları turizme kazandırıp, turizm patlaması yapacak MTSO
ve son olarak Kent Ajandası yapacak MEP… bu liste uzayıp gidiyor.  
Gerçekleşmeyen vaatlerin olmamasını ve kente katkı verecek etkinliklerin çakışmamasını dileyelim.Hepsi birazcık özen, dikkat ve yaptığımız işe de, başkalarının çalışmalarına da daha saygılı olmak! Çok mu zor?  
HARUN ARSLAN