Merkez Bankası, 24 Temmuz’da gerçekleştirdiği Para Politikası Toplantısı sonrası yayımladığı toplantı özetinde; iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun kararlılıkla süreceğini belirtirken, tutanaklarında çekirdek göstergelerin kayda değer artış kaydettiğini açıkladı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz ayı Para Politikası Kurulu’nun (PPK) toplantı özetini açıkladı. Kurul özette konuyu üç ana başlıkta açıklarken enflasyondaki yükselişe en belirgin katkının işlenmemiş gıda grubundan geldiği kaydedildi.

Enflasyon Gelişmeleri

Haziran ayında tüketici fiyatları yüzde 2,61 oranında arttı, yıllık enflasyon 3,24 puan yükselerek yüzde 15,39 oldu. Bu dönemde yıllık enflasyondaki yükseliş alt gruplar geneline yayılırken, enflasyondaki yükselişe en belirgin katkı işlenmemiş gıda grubundan geldi. Yakın dönem döviz kuru gelişmeleri kaynaklı maliyet yönlü etkiler bu ay birçok ilişkili kalemde yüksek fiyat artışlarını destekledi. Tüketici fiyatları üzerindeki üretici fiyatları kaynaklı baskılar bir önceki aya kıyasla önemli oranda artarak güçlü seyrini korudu. Bu gelişmelerle çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonları ve ana eğilimleri kayda değer bir biçimde yükseldi.

Haziran ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubu yıllık enflasyonu 7,89 puan artarak yüzde 18,89’a ulaştı. Bu yükselişte, sebze fiyatları öncülüğünde sert yükselen işlenmemiş gıda enflasyonu belirleyici oldu. Bu dönemde, tarım ürünleri üretici enflasyonu ile gıda tüketici enflasyonu arasında önemli bir farklılaşma gözlendi. Özellikle bazı sebze ürünlerinde üretici ve tüketici fiyat seviyeleri arasındaki makasın önemli ölçüde açılması,dağıtım zincirindeki piyasa aksaklıklarına işaret etti. Bu dönemde işlenmiş gıda fiyatları tüm alt gruplarda artış kaydetti ve grup yıllık enflasyonu yüzde 14,47’ye yükseldi. Önümüzdeki dönemde işlenmiş gıda fiyatları üzerinde ekmek ve çiğ süt alım fiyatları kaynaklı yukarı yönlü riskler söz konusu oldu.

Haziran ayında enerji fiyatları yüzde 1,01 oranında yükseldi ve enerji enflasyonu 1,82 puan artışla yüzde 16,99’a ulaştı. Bu dönemde katı yakıt, tüpgaz ve yönetilen şebeke suyu fiyatlarında artışlar gözlenirken, akaryakıt fiyatları eşel mobil uygulaması çerçevesinde yatay seyretti. Önümüzdeki dönemde, enerji grubundaki yönetilen fiyatlarda döviz kuru ve petrol fiyatları kaynaklı birikmiş maliyet etkilerinin izleneceği öngörüldü.

Haziran ayında hizmet grubu yıllık enflasyonu 1,44 puan artarak yüzde 10,96’ya yükseldi. Bu dönemde hizmet enflasyonundaki yükselişin alt gruplar geneline yayıldığı izlendi. Haberleşme hizmetleri enflasyonu internet ücretlerine bağlı olarak yükselmiş, ulaştırma hizmetleri enflasyonundaki artışta ise birikimli maliyet baskılarının yanı sıra iç ve dış turizmdeki canlı görünüm etkili oldu. Turizm sektöründeki güçlü seyir yemek hizmetleri, konaklama hizmetleri ve paket turlar gibi diğer bağlantılı gruplarda da fiyat artışlarının önemli bir belirleyicisi oldu. Özetle hizmet fiyatlarında, döviz kuru, petrol fiyatı ve gıda fiyatları kaynaklı maliyet baskılarının yanı sıra turizmdeki olumlu görünüme bağlı talep yönlü etkiler de hissedildiği kaydedildi.

Temel mal grubu yıllık enflasyonu Haziran ayında 2,57 puan yükselerek yüzde 18,55’e ulaştı. Bu gelişmede son dönemde yaşanan döviz kuru gelişmeleri belirleyici oldu, bu kapsamda dayanıklı mal ve diğer temel mallarda genele yayılan yüksek fiyat artışları kaydedildi. Giyim grubu enflasyonu ise bu dönemde yatay seyretti. Döviz kuru gelişmeleri kaynaklı olarak yükselen maliyetlerin yakın dönemde temel mal enflasyonunu olumsuz etkilemeye devam edeceği değerlendirildi.

Enflasyonu etkileyen unsurlar

İktisadi faaliyet, 2018 yılı ilk çeyreğinde, öngörülenden bir miktar daha kuvvetli olmak üzere güçlü seyrini korudu. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) dönemlik olarak yüzde 2,0, yıllık olarak ise yüzde 7,4 oranında artış kaydetti. İlk çeyrekte dönemlik büyümenin sürükleyicisi özel tüketim başta olmak üzere yurt içi talep oldu. Yatırımların büyümeye desteği makine-teçhizat yatırımlarındaki zayıf seyir nedeniyle daha sınırlı kaldı. Net ihracatın dönemlik büyümeye katkısı ithalattaki daralmanın yanı sıra turizmdeki toparlanmanın da etkisiyle pozitif oldu.

Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyette dengelenme eğiliminin belirginleştiğine işaret etti. Yılın ikinci çeyreğine ilişkin verilere göre dış talep gücünü korudu. Küresel büyüme görünümündeki istikrarlı seyirle birlikte dış talepteki artışın ve dış piyasalarda pazar çeşitlendirme esnekliğinin ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürdü. Kurul, turizm ve diğer hizmet gelirlerindeki toparlanmanın oldukça güçlü seyrettiğini ve bu görünüm altında net ihracatın dönemlik büyümeye ikinci çeyrekte de olumlu katkı sağlayacağını not etti. Önümüzdeki dönemde mal ve hizmet ihracatının büyümeye güçlü desteğinin sürmesi ve iç talepteki yavaşlamaya bağlı olarak ithalat talebinde gözlenen yavaşlamanın cari dengeyi olumlu etkilemeye devam etmesi beklendi.

İkinci çeyrekte iç talebe dair yavaşlama sinyalleri arttı. Bu dönemde, Türk lirasındaki değer kaybı, finansal oynaklık, belirsizlik algılamaları ve finansman maliyetlerindeki artış yurt içi talebi hem tüketim hem yatırım harcamaları kanalıyla yavaşlattı. İnşaat ile ilişkili sektörlerde daha kuvvetli olmak üzere iç piyasaya yönelik sektörlerin üretiminde gözlenen yavaşlama bu görünümü teyit etti. Diğer taraftan, kamu kesiminin harcamalar ve diğer mali tedbirler aracılığıyla iktisadi faaliyeti destekleyici duruşunun yurt içi talepteki yavaşlamayı kısmen sınırlaması beklendi. Anket verileri, iktisadi faaliyetteki dengelenme sürecinin üçüncü çeyrekte de devam edebileceğine işaret etti.

İkinci çeyrekte iktisadi faaliyetin yavaşlayarak ana eğilimine yakınsamaya başlaması ile birlikte işgücü piyasasında süregelen iyileşmenin durakladığı görüldü. Nisan dönemi itibarıyla hizmet ve sanayi sektörlerinde istihdam ılımlı bir şekilde artarken, inşaat istihdamındaki belirgin düşüş nedeniyle tarım dışı istihdam ilk çeyreğe göre geriledi.

Özetle, ikinci çeyreğe ilişkin göstergeler iktisadi faaliyetin yavaşlayarak gerek büyüme hızı gerekse kompozisyon itibarıyla dengelenme sürecine girdiğine işaret etti. Bununla birlikte, finansal oynaklıkların ve belirsizlik algılamalarının yüksek seyri, iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın boyutu ve süresi açısından aşağı yönlü riskleri canlı tuttu.

Para politikası ve riskler

Kurul, toplantıda Temmuz enflasyon raporunda yer alması öngörülen orta vadeli tahminleri de değerlendirdi. Buna göre, 2018 yıl sonuna dair tüketici enflasyonu tahmini Nisan Enflasyon Raporu’na göre 5 puan, 2019 yıl sonu tahmini ise 2,8 puan yukarı yönlü güncellendi. Enflasyonu düşürmeye odaklı, sıkı bir politika duruşu ve güçlendirilmiş politika koordinasyonu altında, enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağı öngörüldü. Bu çerçevede, enflasyonun 2018 yıl sonunda yüzde 13,4 olarak gerçekleşeceği, 2019 yıl sonunda yüzde 9,3’e, 2020 yıl sonunda yüzde 6,7’ye geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı tahmin edildi. Tahminler oluşturulurken para politikasındaki sıkı duruşun uzun süre korunacağı bir para politikası çerçevesi esas alındı.

Yakın dönemde maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarındaki oynaklık enflasyon üzerinde etkili oldu. Öte yandan, fiyat artışlarının alt kalemler bazında genele yayılan bir nitelik gösterdiği dikkat çekti. İç talep koşullarının etkisinin azalacağı öngörülmekle birlikte enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam etti. Bu çerçevede Kurul, sıkı para politikasının uzun bir müddet korunmasının gerekebileceği değerlendirmesinde bulundu.

TCMB fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği belirtilen özette, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürüleceği açıklandı. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları, para politikası kararlarının gecikmeli etkileri, maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceği kaydedildi.

Enflasyon raporundaki orta vadeli tahminlere esas oluşturan görünüm Para Politikası Kurulunun değerlendirme ve varsayımları etrafında şekillendi. Buna karşın, bu unsurlara dair çeşitli riskler enflasyon görünümünü değiştirerek ana senaryoda öngörülen para politikası duruşunun farklılaşmasına yol açabileceği bildirildi. Kurul, orta vadeli enflasyon görünümüne dair risklerin ağırlıklı olarak yukarı yönlü olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Önümüzdeki dönemde temel olarak fiyatlama davranışları, küresel risk iştahındaki gelişmeler, maliye politikasının dengelenme sürecine katkısı ve para politikasının gecikmeli etkileri yakından takip edileceği açıklanırken, öngörülen temel senaryodan bir sapma olması durumunda enflasyon görünümündeki değişime bağlı olarak para politikası duruşu gözden geçirilebileceği vurgulandı.
Kaynak: iha