Türkiye, yılın ocak-mart aylarını kapsayan ilk çeyrekte 1 milyon 282 bin 978 kilogram çay ihraç ederek, 5 milyon 124 bin 981 dolar döviz girdisi sağladı.

95 ülkeye yapılan çay ihracatında geçen yılın aynı dönemine oranla miktarda yüzde 23 ve değer bazında da yüzde 33 oranında artış yaşandı. En fazla çay ihracatı AB ülkelerine yapılırken, en çok çay ihraç edilen ülkeler ise Belçika, Almanya ve ABD oldu. Yapılan çay ihracatının miktarda yüzde 66 ve değerde de yüzde 55’lik kısmı çayın başkenti Rize’den gerçekleştirildi. Yılın ilk çeyreğinde Rize’den 16 ülkeye 851 bin 745 kilogram karşılığında 2 milyon 805 bin 468 dolar tutarında çay ihracatı gerçekleştirildi.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Kalyoncu, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en önemli tarımsal ürünlerinden olan çayın yılın ilk çeyreğinde ihracata yüksek oranlı artışla başladığını belirterek, ülkemizden yapılan çay ihracatının her geçen yıl hem ülke çeşitliliği hem de miktar olarak artış göstermesinin önemli bir gelişme olduğunu ve bölge ihracatına önemli katkı sağladığını söyledi. Kalyoncu, ağırlıklı olarak Türk nüfusunun yoğunlukta olduğu Avrupa ülkelerine ihracatın gerçekleştirildiğini ve özellikle Belçika ve Almanya’ya yoğun olarak ihraç edilen Türk çayının bu ülkelerden tüm Avrupa içlerindeki tüketiciye ulaştırıldığını kaydetti. Kalyoncu, ”Doğu Karadeniz Bölgemizde geçtiğimiz yıllarda yaşanan turizm hareketliliği Türk çayının tanınma ve ihracatına önemli katkı yaparak, bu kanalla da çay ihracatımızda ülke çeşitliliği her geçen yıl arttı. Son yıllarda milli markamız ÇAYKUR’un yurt dışı piyasalarda yaptığı yoğun tanıtım çalışmaları yanında özel sektördeki imalatçı firmalarımızın da AR-GE ve inovasyona yatırım yaparak ürün çeşitliliğini artırmaları ve tüketici tercihlerine uygun yeni ürün türlerinin geliştirilmesi çay ihracatımıza çok önemli katkı sağladı. İhracatta çok daha üst rakamlara ulaşabilmemiz ve dünyada sudan sonra en fazla tüketilen içecek olan çayın dünya ticaretinden çok daha fazla pay alabilmemiz için üretim aşamalarındaki üretim kalitesinin arttırılması yanında, ürün çeşitliliğini de artırmamız ve bunun için de inovatif ürün türlerinin geliştirilmesi konusunda AR-GE ve inovasyona çok önemli yatırım yapılması gerekir. Bu alanlara yönelik olarak da bölgemizde üniversite ve araştırma enstitülerinin çok daha fazla katkı vermeleri gerekir” dedi.
Kaynak: iha