Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Artık çok daha öngörülebilir tabiri caizse Ortodoks bir para politikasına döndük. Merkez Bankamızın bağımsızlığına, kredibilitesine hiçbir şekilde ne dün, ne bugün ne de seçim sonrası asla ve asla halel gelmeyecek. Net olarak bunun teminatı da biziz. Bu konuda şüphe edenler bizim beyannamemize baksınlar” dedi.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, Tech-InvesTR Türkiye Yüksek Teknoloji-Erken Aşama Yatırım Fonu imza törenine katıldı. Törende yaptığı konuşmada Şimşek, girişimcilik ekosistemini güçlendirecek önemli bir adım attıklarını belirterek, “Türkiye’nin çok güçlü bir potansiyeli var. Bütün mesele ekosistemi bizim güçlendirmemiz. Son yıllarda bu noktada önemli bir çaba var. Stratejik hamlelerin başarısı ekosistemin güçlendirilmesiyle ilişkilidir. Hazine Müsteşarlığımız bu konuda güçlü bir çaba içerisinde. 2013 yılında bireysel katılım sermayesi anlamında melek yatırımcılara bir alan açtık. Melek yatırımcı sisteminde Türkiye, Avrupa’da ilk 5’in içerisinde. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde sonuç almaya başlayacağız. 2014 yılında üst fonlara kaynak aktarımı düzenlemesi yapıldı. Bu noktada kurulan bir fona bizim yaptığımız katkıyla önümüzdeki birkaç yıl içinde 600-700 milyon euroluk yatırım söz konusu olacak diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Yakın bir zamanda hazinenin doğrudan fonlara kaynak aktarmasının önünü açtıklarını söyleyen Şimşek, “Burada da 2 milyar liralık hacim öngörülüyor. Burada bugün bu ekosisteme hazine olarak yaptığımız en anlamlı transferi yapıyoruz. Arkadaşlara bu konuda istediğiniz kadar popülist olabilirsiniz dedim. Çünkü bu alan gerçekten esas gelecek vadeden esas Türkiye’nin sıçramasına zemin hazırlayacak alandır. Türkiye sanayileşme noktasında sanayide dönüşüm noktasında ekosistemini giderek güçlendirdi. Artık Türkiye’nin 1. sınıf küresel normlara uygun bir patent yasası var” şeklinde konuştu.

“Biz hükümet olarak ekosistemin bütün bileşenlerini üç aşağı beş yukarı kurguladık”

Bu aralar piyasalarda bir oynaklık olduğunu kaydeden Şimşek, “Ama bu tür yatırımlar uzun vadeli, uzun soluklu değer oluşturmaya yönelik yatırımlardır. Bu aşamada biz devlet desteklerini ön planda tutuyoruz. Ama inanıyorum ki çok değil kısa bir süre sonra tekrar Türkiye enflasyonu kalıcı bir şekilde düşük tek haneye düşürerek aslında sermaye piyasalarının derinleşmesinin önünü açacak. Vatandaşımız, bireysel yatırımcı bile acaba ben bu tür fonlara nasıl hissedar olabilirim, nasıl geleceğin şirketlerine, fikirlerine ben nasıl oradan pay alabilirim diye arayış içerisinde olacak. Kaynaklar böylece çok daha verimli, üretken bir şekilde kullanılmış olacak. Çünkü biz hükümet olarak ekosistemin bütün bileşenlerini üç aşağı beş yukarı kurguladık. Güçlüde adımlar atıyoruz. Burada nihayetinde belirleyici olan devlet değil, belirleyici olacak olan sermaye piyasalarının derinleşmesidir. Sermaye piyasaları üzerinden esas bu fikirlere rağbet gösterilmesidir. Çünkü özel sektör bu işin içindeyse sorun yoktur. biz devlet olarak ancak başlangıçta ekosistemin iyi çalışması için güçlendirilmesi için başlangıçta sıkıntıların aşılması için ortaya kaynak vizyon çerçeve koyabiliriz. Ama esas belirleyici olan özel sektör. Özel sektör burada en önemli paydaş. Ben inanıyorum ki yeter ki bu ekosistem çalışır olsun dünyada kaynak bugünkü bütün kargaşaya rağmen boldur. Bu sene bile dünyada küresel tasarruf miktarı 22 trilyon dolar. Aslında herkes bir miktar risk alma peşinde” açıklamasında bulundu.

“Merkez Bankamızın bağımsızlığına, kredibilitesine hiçbir şekilde ne dün, ne bugün ne de seçim sonrası asla ve asla halel gelmeyecek”

Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti:

“Piyasalara bugün için mesajım şu; Türkiye politika setini güçlendirdi, güçlendirmeye devam edecek. Bu konuda kararlıyız, hiç kimsenin kafasında bir şüphe olmasın. Para politikasına ilişkin endişeleri giderdik. Merkez Bankamız çok güçlü bir şekilde para politikasının normalleşmesini sağladı, sadeleşmeyi sağladı. Artık çok daha öngörülebilir tabiri caizse Ortodoks bir para politikasına döndük. Merkez Bankamızın bağımsızlığına, kredibilitesine hiçbir şekilde ne dün, ne bugün ne de seçim sonrası asla ve asla halel gelmeyecek. Net olarak bunun teminatı da biziz. Bu konuda şüphe edenler bizim beyannamemize baksınlar. 15 yıllık uygulamalarımıza baksınlar. Para politikasının nasıl bir duruş sergilemesi gerektiği için tartışmalar doğaldır. Ama bu konuyu Merkez Bankası’nın yapısına, işleyişine endişe kaynağı oluşturacak şekilde tartışmak asla böyle bir şey söz konusu değildir. Para politikası çok güçlü bir şekilde Türkiye’de finansal istikrarın makro finansal istikrarın devamı açısından gereken patikadadır. Bu konuda da kararlıyız, ne gerekiyorsa yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.”

“Maliye politikalarına ilişkin tereddütlerinde yersiz olduğunu ifade etmek istiyorum”

“Maliye politikası, kim ne derse desin son 15 yılda AK Parti hükümetlerimizin en güçlü tarafıdır” diyen Şimşek, “90’lı yılların sonunda, 2000’li yılların başında Türkiye’nin devletinin borç sürdürülemezliği nedeniyle iflası kaçınılmaz görünüyordu. Ama AK Parti hükümetleri ile Türkiye evini düzene koydu. Bütçe açıklarını milli gelirin yüzde 10’u üzerinden yakın döneme kadar sıfıra kadar düşürdü. Seçim arefesinde bir takım soru işaretleri var. Çünkü vaatler var. Biz hükümet olarak milletimize imkanlar çerçevesinde bir takım vaatlerde bulunduk. O vaatleri yerine getireceğiz. Ama bu vaatlerin biz finansmanına kaynağına ilişkin perspektif sunduk. Bir kere her şeyden önce bu vaatlerin toplamı 30 milyarı aşmadı. Emeklilerimize iki ikramiyeden, 65 yaş aylığının arttırılmasından, memurlarımıza 3600 gösterge gibi temel unsurlardan bahsediliyor. Bu da milli gelirin yüzde 1’inin altında. Kısa vadede özellikle imar barışından ve vergi yapılandırmasından bunun rahat bir şekilde telafi edilebileceği ortada. Orta vadede 1 yıl ve ötesinde de zaten çok güçlü bir şekilde kamu idaresinin yeniden yapılandırılması çerçevesinde bakanlık sayılarının azaltılması çerçevesinde çok ciddi kamu harcamalarının rasyonelleştirilmesi, önceliklendirilmesi ve kamuda harcama tasarrufuna gidilmesi konusunda zaten yol haritamız net, yakında detaylandırılacak. Bizim zaten uzun bir süredir gündemimizde olan vergiyi tabana yayma, bunun üzerinden vergi oranlarıyla oynamadan daha fazla gelir elde etme noktasında reform tasarımız zaten Mecliste. Bu aşamada maliye politikalarına ilişkin tereddütlerinde yersiz olduğunu ifade etmek istiyorum. 2002’den bu yana Türkiye en az 12 tane referandum mahalli seçim parlamento seçimi, cumhurbaşkanlığı seçimi yaptı. Bütün bu süreçlerin sonucunda maliye politikasını güçlü tuttu. Bu konudaki endişeleri de hızlı bir şekilde giderdik gideriyoruz” dedi.

Şimşek, şöyle konuştu:

“Geldiğimiz noktada en çok tartışılan konu küresel dolar likiditesinin bir miktar daralması. Bu doğrudur. Küresel arka plan değişiyor. Biz bunun farkındayız. Ondan dolayıdır ki son 1,5-2 yıldır makro ihtiyatide bir takım tedbirler üzerinde çalıştık ve sonuç aldık. Mayıs başı itibariyle özellikle KOBİ düzeyinde kur riski yönetim kapasitesi sınırı olan kurumsallaşması sınırlı olan firmalarımızın döviz geliri yoksa dövizle borçlanmasını sınırlayacak çok önemli bir makro ihtiyati reformu hayata geçirdik. Büyük firmalara ilişkin makro ihtiyati çerçevede üç aşağı beş yukarı hazır. Bizim planlamamıza göre zaten yılın ikinci yarısında devreye girecek ama Haziran sonu itibariyle de biz bunu nihai aşamaya getirmiş, uygulamaya koymuş olacağız. Önemli olan dış yükümlülüklerin doğru elde yönetebileceklerin bilançosuyla büyütmesidir. Bu konudaki kaygılarda yerini makro ihtiyati reform sayesinde daha güçlü temellerde.”

“Sürekli kendinizi yenilemek zorundasınız, çünkü 4. sanayi devriminin içindeyiz”

“Her reform dediğimizde 16 yıldır neredesiniz niye yapmadınız diyorlar” ifadesini kullanan Şimşek, “Bugünkü basit bir adım aslında çok anlamlı bir adım. Ar-Ge, inovasyon, girişimcilik ekosistemini güçlendirme noktasında bir reformdur. Reform dediğiniz zaman mikro düzeyde makro düzeyde olabilir. Entelektüel bir takım hakların korunması, endüstriyel tasarımların korunması, güçlü bir şekilde bunun yasal çerçevesinin yapılması, uygulamada bunun sağlam bir şekilde yürütülmesi reform değil mi? Bunun gibi yüzlerce son 2-3 yılda reform yaptık. Ama bu bir canlı organizma, hiçbir zaman duramazsınız. Dünya çok hızlı gelişiyor. Küresel rekabet yoğun her alanda. Sürekli kendinizi yenilemek zorundasınız. Hem bireysel olarak hem şirket olarak hem de devlet olarak kendinizi yenilemeniz geliştirmeniz gerekiyor. Çünkü 4. sanayi devriminin içindeyiz. Bu sanayi devrimi hiçbir başka devrimde olmadığı kadar dünyayı fırsatlarla, donattığı kadar yıkıcı etkilerle de geliyor” açıklamasında bulundu.

İlk defa Türkiye’nin bir sanayi devrimini dünya ile aynı zamanlı bir şekilde yol haritası ve uygulamalarıyla yapacağını belirten Şimşek, “Şu anda OSB’lerde Türkiye’nin dört bir köşesinde 1.8 milyon kişi çalışıyorsa bunun 1 milyon 350 bini son 15 yılda başlamış. Bu da şunu yansıtıyor, karşılığı olmayan istihdam olmaz.

Üretim var ki bu istihdam var" dedi.

"Biz kaynaklarımızı yeni dönemde daha fazla vergi, teşvik ve kredi politikasıyla ticarete konu olan üretken alanlara daha çok ayıracağız"

Şimşek, şöyle konuştu:

"Biz kaynaklarımızı yeni dönemde daha fazla vergi, teşvik ve kredi politikasıyla ticarete konu olan üretken alanlara daha çok ayıracağız. Türkiye’nin altyapı sorunlarını önemli ölçüde çözdük. Hastanelerin fiziki ihtiyaçları, derslik ve üniversite sayısı gibi sorunları çözüyoruz. Şimdi nitelik zamanı. İşte bugünkü imza niteliği artırmaya, Türkiye’yi katma değer zincirinde yukarıya taşımaya, bilgi ve teknoloji yoğun üretime yönelik güçlü bir adım."
Kaynak: iha