Uzun zamandır Batı ülkelerinin bitmeyen bir Türkiye korkusu olduğunu ve Türkiye düşmanlıklarını yazar dururum.
Darbe girişiminde bu düşmanlık çok açıkça ortaya çıktı. 
Demokrasi aşığı dediğimiz tüm Batı darbenin başarısızlığından dolayı üzgün.
Darbeye bütün Avrupa ve Amerika hiçbir tepki göstermezken Doğu komşumuz iki ülke ilk anda tepkilerini gösterdi. Rusya ve İran.
Mersin’de “Kenti Geliştirmeyenler” grubu bu kentin önünü tıkayıp, kentin projelerini engellemeye çalışsa da Mersin’in Türkiye’nin coğrafi, stratejik, ekonomik yönden lokomotifi illerinden ilk sırada olduğu bir gün anlaşılacaktır.
Tabii bunu içimizdekiler anlamasa da batılı ülkeler biliyorlar. 
10 yıldır yazıyorum; Herhalde Mersin kadar Büyükelçileri konuk eden bir kent yoktur. Mersin ayrı bir anlam taşır onlar için. Sürekli Mersin’e gelirler, basın toplantıları yaparlar ekonomik ve kültürel işbirliği temennisinde bulunurlar. Bugüne kadar tüm basın toplantılarına katıldım. İyi düşüncelerini ifade ederken bile bunun iyi niyetli olmadığını anlarsınız.
Faydasız Büyükelçi ziyaretlerini hep eleştirdim. Geçmiş yazılarımı incelediğimde bugüne kadar yalnızca 3 Büyükelçi için köşe yazısı yazmışım;
1-    Kırgız Cumhuriyeti
2-    İran
3-    Güney Afrika

Bu üç Büyükelçi için yazdığım köşe yazılarımdan bazı bölümler şöyle;

 MERSİN’DE BÜYÜKELÇİLER ve BİR “KIRGIZ” BÜYÜKELÇİ…
Kırgız Cumhuriyeti Büyükelçisi Prof.Dr. İbragim Junusov.
Kendileri, geçtiğimiz hafta Mersin’e iki günlük bir ziyarette bulundular.
Kırgızistan Fahri Konsolosu Mahmut Arslan’ın organize ettiği Akdeniz İhracatçılar Birliği ziyaretinde kendisiyle tanışma fırsatını buldum ve konuşmasını dinledim.
Başbakan Yardımcılığı ve Kültür Bakanlığı görevlerinde bulunmuş; aynı zamanda Devlet Sanatçısı.
1998 yılında da sanatçı olarak İstanbul’a gelmiş ve bir konser vermiş.
Gayet güzel Türkçe konuşuyor ve ilginç sözleri var…
Kırgızistan’ın nüfusunun ne kadar olduğu kendisine sorulduğu zaman, 
“6 milyon “ diye cevap vermiyor; “ 76 milyon” diyor, yani Kırgızistan ve Türkiye’yi  tek  bir ülke olarak vurguluyor.
Türkiye’yi bir Ağabey olarak gördüklerini, örnek aldıklarını belirtiyor.
Yine bu toplantıda Kırgızistan Cumhuriyeti’ni ilk tanıyan ülkenin Türkiye olduğunu ve ilk Büyükelçiliği Türkiye’nin açtığını öğreniyoruz.
Kırgızistan’da 300 Türk şirketi faaliyet gösteriyor ve 5 binin üzerinde Kırgız vatandaşına istihdam sağlıyor.
Türkiye’de de ise 150 Kırgız sermayeli şirket var.
2014 yılında ülkemizi 84 bin Kırgız ziyaret etmiş.
Kırgızistan çok önemli bir fasulye üreticisi ve 20 ülkeye fasulye ihraç ediyor. Bunların içerisinde birinci sırada Türkiye geliyor. Neredeyse üretimin % 90’ını Türkiye alıyor.

MERSİN’DE DOST BİR BÜYÜKELÇİ İRAN BÜYÜKELÇİSİ
Geçtiğimiz gün MTSO salonunda İran Büyükelçisi Bahman Houseyinpour’un konuşmacı olduğu toplantı gerçekleşti..
Bu kez, hatta ilk kez diyebilirim, karşımızda saygılı, karşıdakilere aynı ölçüde değer veren, ekonomik açıdan da yalnızca alan değil karşılıklı istifadenin görüldüğünü hissettiren bir Büyükelçi vardı.
Benzer kültürün etkisini hissettiğimiz, ortak espri anlayışında Büyükelçi’nin samimi, içten, dostça konuşması dinleyenleri oldukça etkiledi.
Söyledikleri sözler, anlattıkları son derece anlamlı ve düşündürücüydü.
Yıllardır ülkemizde bir İran’a benzeme korkusu yaratanlar maalesef bir ölçüde başarılı olmuşlardı. Büyükelçi’nin sözleri ile 400 yıldır barış içerisinde bir sınırı olan iki dost ve komşu ülke arasında özellikle Batılıların tahrikleri ve bazı Türkiye içindeki korku tüccarlarının kışkırtması ile suni, haksız bir İran karşıtlığı yaratılmıştı.
Geçtiğimiz yıl İran’dan ülkemize bir buçuk milyon turist gelmişken, Türkiye’den İran’a giden sayısı ancak yirmi bin kişi olarak kaldı.
Maalesef yanlış anlamalardan ve suni korkulardan İran’a gidiş sağlanamadı.                                                                                           
Büyükelçi Batılıların iki yüzlülüğünü ve yalnızca ekonomik çıkara dayanan ilişki anlayışını örneklerle anlattı.
Büyükelçi Batının ilaca dahi ambargo koyan insafsızlığına karşı İran’ın şimdi tüm ilaçlarını kendisinin imal ettiğini anlatıyor.
Türkiye’de 30 ili ziyaret ettiğini, ilk gezisini Mersin ve Trabzon’a yaptığını, yalnızca Mersin’e ikinci kez geldiğini anlatıyor.
Burada Mersin’e verdiği önemin Batılıların tek taraflı ilişkilerinin dışında karşılıklı kazanç ve dostluğa dayandığı açıkça hissediliyor.
Büyükelçi Mersin limanını İran ile aktif hale getirmeye çalıştığını söylüyor. 
Yakın zamanda Mersin ile İran’ın Benderabbas kentinin kardeş şehir olacağı görünüyor. Bu çok anlamlı ve diğer Mersin’le kardeş şehir olan Batılı kentlerin sahte kardeşliğine karşı güzel bir dostluk örneği olacaktır.
KURVAZİYER VE GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ BÜYÜKELÇİSİ
Dün Güney Afrika Cumhuriyeti Büyükelçisi aniden Mersin’e geldi. Büyükelçilerin ziyaretlerindeki alışıldık sözler; karşılıklı işbirliği, kültür alışverişi, dostluk vs.
Kentin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı da, onca yoğun programları içinde Büyükelçi’ye zaman ayırıp görüşüyorlar. 
Yine işbirliği, kültür, dostluk vs. mesajları.
Değerli Büyükelçinin de, bu kentin değerli yöneticilerinin de, hiçbir karşılığı olmadan meşgul edilmesidir bu.  
Büyükelçi basına verdiği demeçte adeta bu ani gezinin derin(!) amacını kapatmak istercesine bu gezinin formalite bir gezi olmadığını(?)belirterek, gezi fotoğraflarının internet sitelerinde yayınlanacağını ve bu sayede Mersin’in Afrika’da tanıtılmış olacağını söylüyor. Öyle ya; Mersin’i tüm dünyaya tanıtmıştık, geriye bir Güney Afrika Cumhuriyeti kalmıştı; şimdi çok şükür o da tamamlanmış oldu.
Pes yani; Turizm Platformu (!)oyununun iyice gülünçleştiği, ilgili kent dinamiklerinden ve özellikle esnaftan yoğun eleştirilerin sosyal medyada ayyuka çıktığı şu günlerde, birisi fahri konsolos sıfatını kullanarak Büyükelçi üzerinden güya sahneye çıkıyor, iş yapar görünerek kamuoyunu oyalıyor… Boşuna yazmıyorum “ Kasaba Kurnazı “ diye… Peki koskoca Mersin kamuoyu ne düşünüyor? Merak eden sosyal medyaya bir göz atsın lütfen.  

SONUÇ: 
Bugüne kadar izlediğim tüm Büyükelçilerden gerçekten faydalı olmak isteyen iki Büyükelçiyi tespit ettim. İran ve Kırgızistan.
Kırgız Cumhuriyeti Büyükelçisi 2 gün kaldı. 
İran Büyükelçisi 1 gün kaldı.
Güney Afrika Büyükelçisi 7 gün kaldı. 2016 Mayıs ayı ve Mersin’e son gelen Büyükelçi. Bunu anlayabilmek mümkün değil. Güney Afrika’dan Mersin’e bir tek turist gelmeyecek, herhangi bir öneme alınır ticari işbirliği yapılmayacak ve bir haftalık gezi bir soru işareti ile hafızalarımızda kalacak. Güney Afrika’yı da Afrikalılar olarak göremeyiz. Sömürgeci Avrupa’nın tüm ülkelerinden insanlardan oluşmuş bir karma ülke.

HARUN ARSLAN