Darbelerin ne kadar kötü olduğunu bilmek için eski darbe dönemlerini yaşamış olmak gerek. Bende maalesef tüm darbeleri yaşadım.
Darbe girişiminin olduğu gece Mersin’den 80 km. uzakta yerleşim dışı bir yerde konaklamadaydım ve beni bırakan araç sabah geri alacaktı. Yani ayrılma şansım yoktu.
Hayatımın en endişeli ve üzgün gecesini yaşadım. Ne yapabilirim diye düşündüm. Sosyal medyada darbeye karşı hiç durmadan sabaha kadar paylaşımlarda bulundum. Karşı olanlara destek te bulundum, insanları yönlendirmeye çalıştım.
Her konuda mutlaka olayın yerelle yani Mersin ile bağlantısını görmeye çalışırım.
Ve Mersin’den bununla ilgili paylaşımları ve fikirleri takip ettim.
İlk kimlerin sokağa çıktığını, kimlerin duyduğu anda tepki gösterdiğini gözlemledim. 
Tabii gerçekleşebilir ve bilinçaltlarında sonunda bu hükümet gidebilir diye ümit edenleri, sessiz kalanları, sonucu bekleyenleri ibretle izledim.
İlgimi çeken paylaşımlardan biri;  çok fikir söyleyen ve Kenti Geliştirmeyenleri destekleyen bir Mersinli kent dinamiği “şu anda bir yorum yapmayacağım, sabah durumu tam olarak gördükten sonra fikrimi söyleyeceğim” diyordu. 

Gezi olaylarını hatırlıyorum. “İki gün daha direnin Avrupa yönetime el koyacak” diye halkı ayaklanmaya çağıran Mersinli bazı fahri konsolosları düşündüm. 
Bu defa onlardan pek ses çıkmadı. Ama yine de bazıları bunun senaryo olduğu, böyle bir darbe olmaz gibi garip paylaşımlarda bulundular. Birkaç talihsiz olayı ve katılan bazı kişilerin fotoğraflarını paylaştılar.

Umarım ki bundan sonra tıpkı gezi olaylarından çıkarılan ders ve kazanılan tecrübe gibi bu olayda da Devlet gerekli önlemleri fazlasıyla alacak ve böyle bir tehlike bir daha olmayacaktır.

Benim bundan aldığım ders şudur; artık ekonomimizi güçlendirmeliyiz, zenginliklerimizi ortaya çıkarmalıyız, ülkemiz için daha çok çalışmalı ve Türkiye’yi daha güçlü bir Devlet haline getirmeliyiz. 
Herhalde Türkiye’ye bir çok konuda liderlik yapacak, ekonomisine her yönden büyük destek verecek illerin en başında Mersin gelir. Tıpkı darbe yapan bu küçük azınlık gibi Mersin’de de bir avuç Kenti Geliştirmeyen kişi bu kentin önünü tıkıyor, zenginleşmesini, kaynaklarını kullanmasını engelliyor. Ve biz hala bu bir avuç kişiyi kentin gündeminden çıkaramıyoruz.
Bu darbeye karşı kendiliğinden birleşen halk gibi Mersin’de de bir çok kişi adeta bir Halk Lobisi şeklinde bir araya geldik ve bu kişilerle mücadele etmede ve kentin zenginliklerinin değerlendirilmesinde bir uğraş veriyoruz.
Bu kişileri kent yöneticilerimize de anlattım. Gerekeni yapacaklarını ümit ediyorum. 
Biz bir grup bu defa mücadelede çok kararlıyız. Bu kişiler hala koltuklarında otururlarsa ve kent yöneticileri etkili olamazlarsa o zaman daha üst makamlarla görüşeceğiz ve artık bu kişilerin bu kente yaptıkları kötülükleri daha açık yazmaya başlayacağız.

Cesur, kararlı, iradeli insanlarımız her türlü övgüyü takdiri hak ediyor. İnanıyorum ki bu kadar birlik beraberlik içerisinde olan halka karşı en güçlü darbe girişimi bile başarılı olamaz.
Şimdi ise zaman kendi yerelimizde, kentimizi bu kişilerden kurtarmak ve ülkemizi güçlü kılmaya çalışmaktır.

HARUN ARSLAN