Homeros un hikayelerinde kibirleri yüzünden mahvolanları okumuşsunuzdur ya da Adeta bir savaş makinası olan Hitler in, tüm Avrupayı fethetmesine rağmen, engel olamadığı kibrine yenik düşüp, kibrinin kendisini ve ordusunu dondurucu Rus soğuğunda ölümün soğuk yüzüyle karşı karşıya getirdiğini bilmeyeniniz yoktur. etil alkol

Kibirli insanın en belirgin özelliği her cümleye ‘’ben’’ ile başlamaları, ‘’ben yaptım’’,’’ben başardım’’,’’benim sayemde oldu’’ cümlelerini sıklıkla kullanmalarıdır. Başkalarının hatalarıyla gereğinden fazla ilgilenmeleri de en önemli özelliklerindendir. Çünkü rahatlamalarının tek yolu, başkalarının hatalarından uzun uzun ve her fırsatta bahsetmeleridir.
Kibir aslında bir neden değil, sonuçtur. Paranın, güç müptelalılığın zavallı bir sonucu. Kibirli bireyler, kibirleri yüzünden hiçbir zaman gerçekten saygı görmezler. En önemli silahları korkutmak ve tehdit etmektir.

Fazla konuşur,az dinlerler..

İyi birer lider olamadıkları gibi iyi birer takipçide olamazlar ; çünkü kendilerini herkesin üzerinde görür, hiçkimsenin liderliğini kabul etmezler.

Yönetemedikleri herkes, onlar için bir tehdit oluşturur. 

Kaybetmekten ölesiye korktukları için onlara göre kazanmak için her yol mübahtır.

Kibirli oldukları için iyi bir arkadaş çevreleri olmaz fakat bu onlar için bir sorun değildir. Çünkü onlara göre kendileri mükemmel oldukları için DİĞER insanlar onları anlayacak kapasitede değildirler.(!)

Bu yüzden kibirden uzak kalmak gerekir.

Kibir, kendisiyle ve dünyayla barışık insanın işi değildir.

Kibir, sevgiyle dolu olan insanın işi değildir.

Ve bir hikaye ile bitirecek olursak;

Akşehir”liler bir gün Hoca”ya takılır ve sorarlar. 

-Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir asli var mıdır?
Hoca”nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar;
-Her halde öyle olmalı.
-Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize görelim!
Hoca;
-Pekala simdi size bir numara yapalım der karşısında durmakta olan çınar ağacına;
-Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!…
Tabii ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye baslar ağacın yanına varır. Akşehir”liler;
-Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin! diye gülünce,
Hoca;
-Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür der.