Bugünlerde “zeytin” konusu çok fazla gündemde; 
zeytin ve zeytin yağı…
Sağlık, tüketim, üretim, ekonomi gibi konular bağlamında hep zeytin konuşuluyor.

Canan Karatay Mut’a davet ediliyor; zeytin ve zeytin yağı hakkında konuşmalar yapıyor.

Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna 800 yıllık zeytin ağacını tekrar yaşatarak meyve vermesini sağlıyor.

Mut’ta 1300 yıllık zeytin ağacı “Anıt Ağaç” olarak koruma altına alınıyor.

“Zeytin” yer isimleri olarak da kullanılmış bir çok yerde. 
Zeytin Köy,  Zeytin Mahallesi, Zeytin Sokak, Zeytin Caddesi.
Mersin’de de “Zeytinli Bahçe Caddesi” var. 
Mersin’in en uzun ve en işlek caddelerinden biri. Çocukluğumda buradaki zeytin ağaçlarını hatırlarım; hatta buraya piknik yapmaya gelinirdi. Şu anda maalesef zeytin ağaçlarından eser yok.

Öyleyse gelelim benim “zeytin”  hikayeme…
Yıllar önce bu bölge tamamen inşaatlarla kaplanırken, bir inşaatın temeline dolgu malzemesi olarak iki dev zeytin ezme taşının konulduğunu gördüm. 
Üzerine beton dökülüp kapanacakken, inşaat sahibini ısrarlı ricalarım sonunda taşları bana vermesi konusunda ikna ettim. 
Belki de,  asla yerinden kıpırdatılamayan taşları götüremeyeceğimi düşünerek, almam için bana bir saat süre verdi. 
Ben de hemen bir kurtarma aracı getirterek taşları oradan çıkarttım.
Bizans döneminden kaldığı anlaşılan değirmen taşlarını Mersin Müzesi’ne kaydettirdim.

Kayıtları ise şu şekildedir:

 
1 -Zeytin Ezme Taşı - Değirmen taşı,  
    Sert kalker taşı – Bizans                    
    Çap; 1.20 cm. - genişlik; 35 cm.

 
2 -Zeytin Ezme Taşı - Değirmen Taşı  
    Kalker - Bizans
    Çap: 87 cm. -  genişlik: 40 cm.

İki Zeytin ezme ve değirmen taşı şu anda korumalı bir şekilde benim işyerimde…
İstendiği zaman Mersin Müzesi’ne ya da Yumuktepe yanında hayâl ettiğim Açık Hava Müzesi’ne vermeye hazırım.

Zeytinli Bahçe Caddesi’nden bugüne artık bir tek zeytin ağacı kalmamış olsa da, asırlarca zeytinlerin ezilmesinde ve yağının çıkarılmasında hizmet eden tek değirmenin taşları elimizde. 
Bu da geçmişten bize uzanan dramatik bir not…
Hoyratça yok ettiğimiz zeytin ağaçlarımızın sessiz hıçkırıkları dinleniyor bu ak mermerlerin içinde. 
Hiç olmazsa bu anlamlı ve neredeyse benzeri kalmamış şeyleri koruyalım ve onlar şahitlik etsin silip attığımız o güzel zamanlara…

HARUN ARSLAN