Hani insanın ‘başını bile kaşıyacak vakti’ olmaz derler ya..
 İşte tam da o haldeyim..
 Telefonum çalıyor..
 Tanımadığım bir numara!.
 Israrla çalınca haliyle merak edip açıyorum..
 Karşımdaki ses oldukça samimi ve içten..
 ‘Kimsiniz?’ diye de soramıyorum, kırmamak için..
 Yani ne bilim, sürekli görüştüğüm biri olsa numarası kayıtlı olurdu, ama değil!.
 Sonradan aynı sektörde yer aldığımız bir ağabeyimiz..
 Açık ve net konuşuyor!.
 Yine samimi bir şekilde soruyor:
 “Cemiyet seçimleri hakkında ne düşünüyorsun?” 
 Açıkçası o ana kadar, Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde bir ‘SEÇİM’ olduğunu bile bilmiyordum!.
 Hoş, bilsem de ne olurdu ki?.
 Yine birileri listeler hazırlayacak, yine çirkin pazarlıklar yapılacak..
 Yine.. yine.. yine..
 Garibime giden ne biliyor musunuz!.
 İşsiz kaldığım günler oldu..
 Haksızlığa uğradığım..
 Tehdit edildiğim..
 Hatta hakarete uğrayıp da saldırıya uğradığım günler de..
 Bir dost selamını ve de sıcaklığını mumla aradığım günlerde..
 Bir gün olsun telefonum çalmadı!.
 “Nasılsın, neredesin, ne yapıyorsun? Bir ihtiyacın var mı?” diye soranlar da bir elin parmağını geçmedi..
 Bu meslek öyledir işte!.
 Dostun da, arkadaşın da bir elin parmakları kadardır..
 Öteye geçmez!.
 Ha bir de kullanılacak bir ‘OY’un vardır!.
 Seçimden seçime kıymete binersin o yüzden..
 Bir anda hatırlanıverirsin..
 Aranan adam oluverirsin!.
 İşte o yüzden, ‘OYUMA SAHİP ÇIKMA’ kararı verdim!.
 Onlarca meslektaşımız işsiz kalırken ortalıkta gözükmeyenlere inat!.
 Gazeteciler saldırıya uğrarken, ‘üç maymun’u oynayanlara inat!.
 Gazetecilik mesleği her geçen gün kan kaybederken, kendi koltuğunu, çıkar ve menfaatlerini koruma sevdasına düşenlere inat!.
 Kendi çıkar ve menfaatlerini, mesleki etik ve değerlerinin üzerinde görenlere inat!.
 BEN, OYUMA SAHİP ÇIKIYORUM..
 Bu kez söyleyecek sözüm var!.
 Öyle kırıp dökerek değil!.
 Tavrımı net bir şekilde ortaya koyarak!.
 ‘BAŞKANLIK’ gibi derdim yok..
 Koltuk sevdam da bugüne kadar olmadı!.
 O yüzden, rahatım!.
 Ama ne zaman yapılacağını bile bilmediğim, Mersin Gazeteciler Cemiyeti’ndeki ‘başkanlık yarışı’nda BEN DE ADAYIM!.
 Öyle oy kaygım da yok!.
 Benim adaylığım bir nevi tavır!.
 Mesleğin itibarsızlaşmasına, kan kaybına karşı bir isyan!.
 Bu yolda yalnız mıyım?.
 Yanımda saf tutacak olanlar var mı?.
 İnanın bilmiyorum!.
 Kafamda herhangi bir liste de yok!.
 Ben sadece, bu kentin yürekli gazetecilerine inanıyorum!.
 Adam gibi adamlarına güveniyorum..
 Yaşananlara itirazı olanlarla..
 Bu düzene isyan edenlerle..
 “Yeter artık!” diyenlerle..
 Artık bir ‘ZİHNİYET DEĞİŞİMİ’ için yola çıkmak istiyorum..
 Dedim ya, başkanlık gibi bir derdim ya da çabam yok!.
 Ben, kendimce isyan ediyorum ‘BOZUK DÜZEN’e karşı..
 Kurarız listeyi yürekli arkadaşlarımızla, kim başkan olmak istiyorsa veririz koltuğu ona..
 O oturur koltuğunda 3-5 ay, sonra diğerine devreder..
 Böyle de yeni bir değişim başlar, bu güzelim memlekette..
 Peki kim, bu yürekliliği gösterebilir?.
 Kim benimle birlikte aynı yola çıkma cesaretini gösterebilir!.
 Bir oy..
 5 oy..
 10 oy..
 Ne fark eder ki,
 Varsın sadece kendi oylarımız olsun!.
 Önemli olan, bu kentte hala mesleğine aşkla bağlı olan, mesleki etik değerleri çıkar ve menfaatlerinin üzerinde tutan ve tek derdi gazetecilik olan insanların da, mesleklerine sıkı sıkıya sahip çıkıp, kendi meslek örgütüne; Mersin Gazeteciler Cemiyeti’ne sahip çıktığını ortaya koyabilme yürekliliği ve cesaretini gösterebilmek!.
 Hadi bakalım, kimler var?.