Fetullahçı Terör Örgütü /Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 15 Temmuz hain darbe girişiminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde yaralanan Ayhan Taşdemir, o gece yaşananların akla mantığa uymadığını belirtti. Abdullah Ağaya ise, darbecilerin derslerini aldığını vurguladı.

FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde yaralanan Sasonlu Ayhan Taşdemir ve Abdullah Ağaya, o gece yaşananları anlattı. Taşdemir, 15 Temmuz gecesi yaşananların akla mantığa uymadığını belirterek, “Üzerlerinde asker üniforması olanların bizlere saldırdığını görmek bizleri şaşkına çevirmişti. Darbe kalkışması ihtimalini hiç kimse akılına getirmemişti. Çünkü bu büyük bir ihanetti. Fetullahçı teröristlerin, acımasızca korumakla görevli oldukları halka rastgele ateş ettiklerin gördüm. Büyük bir telaşla herkes sağa sola koşuşturmaya başladı. Darbe kalkışması olduğunu anladığımızda ben ve yanımda bulunan arkadaşlarım İstanbul Büyükşehir Belediyesine girmeye çalışan teröristlere karşı koymak için belediyenin önüne gittik. Çok sayıda terörist belediyeye girmeye çalışıyordu. Bizler kararlılıkla onlar engellemeye çalışıyordu. O esnada havadan da helikopterler belediyenin önünde bulunan vatandaşların üzerine yaylım ateşi açıyordu. Helikopterden açılan ateşle ayağıma bir kurşun isabet etti. Ben büyük acı yaşadığım halde arkadaşlarımı ve direnişte bulunan halkı yalnız bırakmak istemedim. Kısa bir süre sonra çok kan kayıp etiğimi gören vatandaşlar beni hemen ambulansa koyarak hastaneye götürdüler. Ambulansta iken bayıldım ve tedavim yapılmaya başlandığında kendime geldim. Aklımda olan tek şey darbeciler başarılı olursa yaşanacak kaostu ve başarılı olmamaları için sürekli dua ediyordum. Nihayetinde Allah’ın yardımı ile darbecilerin püskürtüldüğünü öğrendiğimde çok mutlu olmuştum. Allah bu vatana ve halka bir daha böyle bir ihanet acısı yaşatmasın” dedi.

“Şehit olmayı göze almıştım”

Darbecilerin derslerini aldığını ve bir daha böyle bir şeye kalkışacağına ihtimal vermediğini anlatan Abdullah Ağaya ise, “Bu vatanı ecdadımız bizlere emanet etti. Hainler bunu unutmuş olmalı ki böyle bir kalkışmaya başvurdu. Ben o gece çok korkmuştum, ancak korkum kendim için değildi. Milletimin ve devletimin bekasıydı asıl beni korkutan. Büyük devletimizin Suriye gibi dağlamasından endişelenmiştim ve bundan dolayı da hiç düşünmeden şehit olmayı göze almıştım. O gece yaşananlar af edilecek şeyiler değildi. Tanlıklar ve helikopterler halkı yıldırmak için harekete geçmişti. Birbirini tanımayan binlerce vatandaş sokağa dökülmüş ve tek yumruk şeklinde harekat ediyordu. Vatandaşlar korkusuzca silahlı teröristlerin üzerine gidiyordu. Öndekiler şehit oluyor ve bunu gören arkadakiler kaçmıyor, ilerlemeye devam ediyordu. Ben de Ayhan kardeşim gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önünde bulunuyordum. Teröristler bizlere saldırıyor, bizler ise silahsız bir şekilde bedenlerimizle onlara karşı koyuyorduk. Birçok arkadaşımızın yaralandığını görüyorduk, ancak kesinlikle geriye çekilmeyi aklımıza getirmiyorduk. Allah’ın kudreti olsa gerek, bizlere büyük bir cesaret gelmişti. Yaklaşık bir saat direndikten sonra teröristlerin hain kurşunu ayağıma isabet etti ve anında yere yığıldım. Sağlıkçılar beni hastaneye taşıdı ve tedavi edilmemi sağladılar. Teröristlerin yenildiğini doyduğumda çok mutlu olmuştum. Allah bizleri böyle bir imtihanla karşı karşıya bırakmasın” diye konuştu.
Kaynak: iha