İzmir’de, “FETÖ borsası” adıyla bilinen yapıyı kurdukları iddia edilen, organize suç örgütü kurarak maddi menfaat elde ettikleri, ayrıca “silahla yaralama, öldürmeye teşebbüs ve kasten adam öldürme” gibi suçları işledikleri gerekçesiyle açılan davada 31’i tutuklu 69 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar ve bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. “Örgüt yöneticisi” suçlamasıyla yargılanan tutuklu sanıklardan Necdet Doğruyol, herhangi bir suç örgütüyle bağlantısının olmadığını savunarak, eylemlerini dini ve milli unsurlara bağlayarak yapan bu örgütle birlikte olmasının söz konusu olamayacağını ifade etti.

Örgüt lideri olduğu söylenen firari sanık Serkan Kurtuluş’u tanımadığını dile getiren Doğruyol, internetten gördüğü Kurtuluş ile fotoğraf çektirmediğini savunarak, örgüt bağlantısı olduğu söylenen kişilerle “patron-işçi” ilişkisi dışında herhangi bir bağlantısının olmadığını savundu.

“Bunlarla bağlantımın olması kanıma dokunurdu”

Bu doğrultuda kimseye talimat da vermediğini dile getiren Doğruyol, hayat görüşü ve ideolojik olarak buradaki sanıklarla bir araya gelmesinin mümkün olmadığını ifade ederek, “Eğer örgüt yöneticisi olsaydım burada 40 yeğenim olurdu. Buradakiler olmazdı. Bunlarla işim olmazdı. Sosyal demokrat bir insanım. Bunlarla bağlantımın olması kanıma dokunurdu. Kansız değilim” dedi.

Uzun tutukluluk nedeniyle sağlık problemi yaşadığını söyleyen Doğruyol, tutuksuz yargılanmak istediğini mahkeme heyetine iletti. Tutuksuz sanık Ş.B. ise vatanını ve milletini sevdiği için Serkan Kurtuluş’a saygı duyduğunu belirterek hiçbir örgüt faaliyetine katılmadığını ileri sürdü. Bir doktoru silahla ayağından vurduğunu söyleyen Ş.B., bununla ilgili olarak kimseden talimat almadığını anlatarak, “Bu benim şahsi meselemdi” dedi.

Mahkeme başkanının, “Bu olay sırasında hastanedeki bazı sekreterleri silahla tehdit ettiğin iddia ediliyor. Bu konuda ne diyeceksin?” sorusuna, “Doktoru bacağından vurduktan sonra olay yerinden kaçtım” diyen Ş.B., kimseyi silahla tehdit etmediğini söyledi.

Savunma yapan bazı tutuksuz sanıklar, haklarındaki “örgüt üyesi olmak” suçlamasını kabul etmediklerini belirterek Kurtuluş’u tanımadıklarını söyledi.

Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi.

İddianame

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameyle, aralarında firari sanık çete lideri Serkan Kurtuluş, dönemin İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen ve eski AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’un da bulunduğu 31’i tutuklu 69 sanık hakkında, organize suç örgütüne üye oldukları gerekçesiyle “suç işlemek amacıyla çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurdukları, yönettikleri ve bu örgüte üye oldukları, bu örgüt kapsamında maddi menfaat elde etme amacı güderek tehdit, hakaret, silahla yaralama, öldürmeye teşebbüs, kurşunlama ve kasten adam öldürme” gibi suçlamalarla dava açıldı.

Bazı devlet görevlilerinin de bu suç örgütüyle bağlantıya geçerek, FETÖ soruşturmalarını etkilediğinin altı çizilen iddianamede, “Çeşitli üst düzey kamu görevlileri ile siyasetçiler arasında FETÖ soruşturmalarında, haklarında işlem yapılan iş adamlarına yönelik menfaat temin saikiyle ve örgütlü hareket edildiği, bir nevi kamuoyundaki tabirle ‘FETÖ borsası’ olduğu kuşkusu uyanmıştır” ifadelerine yer verildi.

Kaynak: iha