Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Yekta Kopan’ın yaptığı söyleşiye konuşmacı olarak Arif Keskiner, Menderes Samancılar, Nebil Özgentürk ve Osman Şahin katıldı.

Söyleşiden önce, yapımcılığını ve metin yazarlığını Nebil Özgentürk’ün gerçekleştirdiği “Yaşar Kemal” belgeseli izlendi. Salonu dolduran edebiyat ve Yaşar Kemal tutkunlarına ilk olarak Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban hitap etti.
Belgeselde Yaşar Kemal’i kendi sesinden dinleyip, görüntülerini izleyince tarifsiz bir özlemi yeniden yaşadığını söyleyen Ayşe Semiha Baban, Norveç Edebiyat ve İfade Özgürlüğü Akademisi’nin (Bjornson Akademi) Norjeç’in ünlü milli şairi Bjornstjerne Bjornson adına verdiği Bjornson Ödülü’ne 2013’te layık görülen Yaşar Kemal’in, bu ödülü alırken Norjeç’te yaptığı konuşmayı okudu.
Yaşar Kemal’in; savaşın, şiddetin ve yoksulluğun yıkılıcığını anlattığı, barışa vurgu yaptığı satırları salonu dolduran konuklardan uzun süre alkış aldı.

Yaşar Kemali’in yetiştiği akademi

Daha sonra geçilen söyleşide ilk sözü alan Arif Keskiner, Yaşar Kemal’in Adana’da, geçmişte Halkevi, şimdi Büyükşehir Belediye binası olan noktada Arif Dino ile tanışmasının hayatının yönünü nasıl değiştirdiğini anlattı. Arif Dino’nun, Yaşar Kemal’e bir sandık kitap verdiğini, bu sandıkta Cervantes’in Donkişot kitabından 5 adet bulunduğunu anlattı. Yaşar Kemal’in bir yanlışlık olup olmadığını sorması üzerine ise Dino’nun, “Hayır yanlışlık yok. Bu kitabı hayatın boyunca okuyacaksın. Biri eskiyince diğerini eline alacaksın ve böylece bu 5 kitap hep okunacak” dediğini belirterek, Yaşar Kemal’in daha sonra aynı noktadaki çay bahçesinde Arif Dino, Abidin Dino ve Orhan Kemal ile yıllarca bir araya gelerek söyleşiler gerçekleştirdiğini, fikirsel açıdan geliştiğini anlattı. Keskiner, bu dönemin ve ortamın usta yazar için adeta bir akademi olduğunu kaydetti.

Türkçe’nin katıksız besini Yaşar Kemal

Osman Şahin de, Yaşar Kemal’in çok yönlü bir insan olduğunu kaydederek, “Yaşar Kemal Türkçe’nin katıksız besinidir” dedi.
Menderes Samancılar ise henüz 17 yaşındayken Adana’da bir fabrikada çalıştığını ve öğle aralarında işçilere Yaşar Kemal’in kitaplarını okuduğunu, bu yüzden Fabrika Müdürü’nün kendisini işten atmakla tehdit ettiğini anlattı. Samancılar, “Biz Yaşar Kemal’den sadece çiçeklerin nasıl açtığını, toprağın nasıl koktuğunu, rüzgarın nasıl estiğini öğrenmedik. Biz O’ndan, Toroslar’dan esen rüzgarın insanı nasıl adam ettiğini de öğrendik” diye konuştu.

Yaşar Kemal’in memleketinden mi geliyorsun?

Nebil Özgentürk de, Yaşar Kemal’le röportaj yapmış olmanın kendisi için çok önemli olduğunu vurgulayarak, Adana’da yaşadıkları 70’li yıllarda babasının kendisine ilk verdiği kitabın Yaşar Kemal’in romanı olduğunu açıkladı. Ailelerinde Yaşar Kemal’e ait kitapların sürekli okunduğunu belirten Özgentürk, 1976’da İzmir’e üniversiteyi okumak için gittiğinde, “Yaşar Kemal’in memleketinden mi geliyorsun?” sorusuna maruz kaldığını, bunun da kendisine hala gurur verdiğini söyledi.
Söyleşinin ardından, Yekta Kopan, Nebil Özgentürk, Osman Şahin ve Menderes Samancılar, Adana Büyükşehir Belediyesi fuayesinde kitap imzaladı.

Etkinliğe CHP Adana Milletvekilleri Zülfikar İnönü Tümer, İbrahim Özdiş, Adana Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Yalçın Akyol, Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü, ressam Etem Çalışkan, sinema sanatçıları, Büyükşehir Bürokratları ve çok sayıda Adanalı katıldı.
Editör: Barış Köksal