Bakan Avcı:
 "Dünyanın 5'ten büyük olduğunu UNESCO içindeki gayretlerimizle göstereceğiz"

 Kalkınma Bakanı Elvan:
 "Bu toprakları, şanına yakışacak şekilde dünya insanının gezip görmesi için tüm imkanları değerlendirerek, hiçbir masraftan kaçınmayarak, turizme kazandırmaya kararlıyız"

 Avrupa Birliği (AB) Bakanı Çelik:
"Mahir Ünal, Nabi Avcı bakanlarımızın destekleriyle oluşan şey, Adanalının emeğinin kutsanması, çilesinin selamlanmasıdır. Çukurova'nın emeğine alın terine bu müzeyle birlikte hep beraber selam duruyoruz, Çukurova'nın emekçilerini selamlıyoruz esasında"

 "Milletin hafızasını, kültürünü korumaya alırsanız devletlerin siyasi iniş ve çıkışlarını yönetmeniz daha kolay olur. Bu yazılım ortadan kalkarsa geleceğinizi idame ettiremezsiniz"

Adana'da 68 bin 530 metrekare hizmet alanıyla Orta Doğu'nun ve Türkiye'nin en büyük müze kompleksi Adana Müze Kompleksi'nin ilk etabı Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, AB Bakanı Ömer Çelik ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan'ın katılımıyla açıldı. Müzenin açılışında konuşan Bakan Avcı, Türkiye topraklarından çıkarılan Kilia tipi idolün, New York'taki müzayedede satılmasının ardından UNESCO sözleşmelerinin yetersizliğine vurgu yapıp, tepki gösterdiklerini hatırlatarak, "UNESCO Genel Sekreteri Irina Bakova ile mutabakat sağladık. Dünyanın 5'ten büyük olduğunu UNESCO içindeki gayretlerimizle göstereceğiz" dedi.

Adana'nın en eski sanayi kuruluşlarından biri olan ünlü yazar Orhan Kemal'in de bir dönem bekçi olarak çalıştığı tarihi Milli Mensucat Fabrikası'nın yerine inşa edilen müze kompleksinin ilk etabı için bugün Bakan Avcı, Çelik ve Elvan'ın katılımıyla 18 Mayıs Dünya Müzeler Günü'nde açılış töreni düzenlendi.

Törenin açılış konuşmasını yapan Adana Valisi Mahmut Demirtaş, 68 bin 532 metrekare alana kurulu müze kompleksinin tarihi Milli Mensucat Fabrikası'yken, günümüzde müze olarak gelecek kuşaklara hizmet vereceğini anlattı. Kompleksin ilk etabında arkeoloji, mozaik ve çocuk müzesinin olduğunu kaydeden Demirtaş, “2'nci etap çalışmalarına ise etnografya, tarım ve sanayi müzelerinin yapımı gerçekleştirilecek. Etapların tamamlanmasıyla müzemiz Türkiye'nin ve Orta Doğu'nun en büyük müze kompleksi olma unvanına sahip olacaktır. Bu bina sayesinde Adana, kültür ve turizm pastasından daha fazla pay almaya çalışacaktır” diye konuştu.
 
Bakan Elvan: "Yeter ki Türkiye mirasına sahip çıksın"

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ise ilerleyen saatlerde Mersin'de Yeni Arkeoloji Müzesi'ni de açacaklarını hatırlatarak, dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile mevcut Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı'ya emekleri nedeniyle teşekkür etti. Açılışı gerçekleştirilen müzenin sosyal donatılarıyla bilim, eğitim bölümleriyle, müze kompleksinin çeşitliliğiyle Türkiye'de model müzelerden biri haline geleceğini aktaran Elvan, “Yeter ki Türkiye mirasına sahip çıksın. Çukurova ve Adanamız mirasına sahip çıksın. Kalkınma Bakanlığı olarak biz bu topraklara artı değer getiren her projenin inşallah kaynağını bugüne kadar sağladık bundan sonra da sağlayacağız ve gereken desteği vereceğiz.

Buralar bereketli topraklar. Sadece ürettiğiyle, tarımıyla değil, insanı olan her alanda kültürüyle turizmiyle tarihiyle de bereketli topraklar. Bu toprakları, şanına yakışacak şekilde dünya insanının gezip görmesi için tüm imkanları değerlendirerek hiçbir masraftan kaçınmayarak turizme kazandırmaya kararlıyız. Taş çağından bugüne kadar tüm uygarlıkların bu coğrafyada izleri var. Binlerce eserden seçme olan, temsili özelliği olan 3 bin eser ilk etapta burada sergileniyor. Günümüzden 10 bin yıl öncesinin eserleri de inşallah burada görülebilecek. Adanamıza hayırlı uğurlu olsun” ifadelerini kullandı.
 
Bakan Çelik: "Bu eser Adanalının emeğinin kutsanması, çilesinin selamlanmasıdır"

Müze kompleksinin fikir babası ve mimarlarından AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik de Adana tarihini yerin altından üstüne getirdiklerini vurgulayarak, ikinci etapta inşa edilecek tarım, sanayi müzesiyle de Adana'da yerin üzerindeki Adana kimliğini ortaya çıkaracaklarını ve kentteki pek çok höyükten çıkartılmış tarihi eserlerin burada sergileneceğini dile getirdi. Müze kompleksinin inşa edildiği tarihi Milli Mensucat Fabrikası'nın Türk edebiyatında ve sinemasında büyük yeri olduğunu aktaran Bakan Çelik, şöyle devam etti:

“70'li yıllarda Adanalı çiftçilerin, sanayicilerin hayatları, İstanbul'a gönderdikleri çocuklarının üniversite hayatıyla yaşadıkları sorunları anlattı hep filmler. Adanalı işçinin, emekçinin, adı konmamış, tarihi yazılmamış insanların tarihinin anlatıldığı dönemleri hep beraber izledik. Türk edebiyatının büyük ustası Orhan Kemal'in, Yaşar Kemal'in toprakları. Seyhan, Ceyhan'ın bereketli topraklarının, bu toprakların çocuklarının hikayeleri bunlar. Tarihte şöhretlerin hikayeleri çok dinlenir ama fabrikada tütün saran işçinin, tarlalarda alın teriyle, emeğiyle çalışanların; yani Türkiye'nin gerçek sahiplerinin, yediği lokmayı gerçekten hak edenlerin hikayesi kitaplarda yazılmaz.

Onlar tarih kitaplarında sadece parantez olarak geçerler. Halbuki devlet hayatının içinde ilerledikçe, toplumu gördükçe, tanıdıkça şunu görüyorsunuz ki tarihi anlamak için, hayatı, toplumu anlamak için ismi bilinenleri unutun, ismi bilinmeyenleri, adı konulmamışların mazlum ve mahrum bırakılanların, toprakla birlikte yaşayanların, ağaç gölgesiyle onurlananların hikayesine bakın. Topraktan uzaklaşanların değil, toprağa kardeş olanların hikayesi bakın.

İnşaat öncesinde müze alanını incelediğimde hala tezgahlar vardı ve işçilerle sohbet etmiştim. Görmüştüm ki 'geçmişte yaşanmış o güzel günlerin hatırasını bir daha nasıl yaşarız' diye sadece bugün kazanan, ertesi gün ne kazanacağını bilmeyen, bugün çocuğuna ekmek götüren ama ertesi gün tereddüdü olan adamların emeğinin kutsallığının bu binaya bu ağaçlara sindiğini gördük. Beni en çok gururlandıran da budur. Mahir Ünal, Nabi Avcı bakanlarımızın destekleriyle oluşan şey, Adanalının emeğinin kutsanması, çilesinin selamlanmasıdır. Çukurova'nın emeğine, alın terine bu müzeyle birlikte hep beraber selam duruyoruz, Çukurova'nın emekçilerini selamlıyoruz esasında.”

İmparatorluk sahibi, yabancı bir devletin Türkiye'de çok iyi arkeolojik araştırmalar yaptığını ve geçtiğimiz yıl kazı alanına yaptığı ziyarette, bilim adamlarına “Neden bu kadar masrafı, parayı Türkiye'deki höyüklerin, arkeolojik eserlerin kazanılması için uğraşıyorsunuz” diye sorduğunu anlatan Bakan Çelik, “O dönemdeki devletleri, toplumları inceliyoruz ve ne yaptıkları için kalıcı olduklarını veya hangi hata nedeniyle başarısız olduklarını araştırıyoruz” yanıtını aldığını aktardı.

Anadolu'nun çok önemli devletlerin mirasçısı olduğunu ifade eden Çelik, “Batıdaki haçlı ordularından, doğudaki Moğolların saldırılarına karşı pek çok tehdide karşı Anadolu nasıl ayakta kalmıştır ve bugün göz bebeğimiz olan Türkiye Cumhuriyeti devletini sonrasına nasıl götürmeliyiz, nasıl ilerletmeliyiz? Tüm bu kültürel mirasa hoş bir hatıra olarak bakmamalıyız.

Gerisinde, geleceğimizi kurgulayacağımız kodları görmeliyiz. Çok zor dönem, pek çok tehditle karşı karşıyayız. Burada tarihin çeşitli zamanlarında gördük; devletlerin zaman zaman orduları yok edilir, ekonomi çöker, kurumları zaman zaman büyük badirelerle karşı karşıya kalabilir ama bir millet güçlü ve milli bir yazılıma büyük bir kültüre sahipse hayatiyetini devam ettirir. 2. Dünya Savaşı'nda bir hikaye anlatılır. Bir ülke saldırıya uğradığı zaman devlet başkanına başbakan gelir sorar, ne yapacaklarını.

O da milli kütüphanenin korumaya alınmasını emreder ilk olarak. Milletin hafızasını, kültürünü korumaya alırsanız devletlerin siyasi iniş ve çıkışlarını yönetmeniz daha kolay olur. Bu yazılım ortadan kalkarsa geleceğinizi idame ettiremezsiniz. Bundan sonrasında sahiplenmek için ne yapmamız gerektiğini göreceğiz” şeklinde konuştu.
 
Bakan Çelik: “Adanalı çocuklar AVM’lerde büyümeyecek”

Adana Müze Kompleksi sayesinde çocukların sıkıcı binalar içerisinde gezmeyeceklerini belirten Bakan Çelik, “Adanalı çocuklar AVM’lerde büyümeyecek. Adanalı çocuklar, bu müzelerde, sokaklarda ve ağaç altlarında büyüyecekler. Burada bütün yaz boyunca çocuklarımıza sinema filmi göstereceğiz. Burada bir çocuk bahçesi ortaya çıkacak. Adanalı çocukları, burada çalışmış işçi ve çiftçilerin çocukları, burada tarihi eserlerin arasında cıvıl cıvıl gezerken, ben bir kenarda oturup kahvemi içerken onları izlediğimde dünyanın en mutlu insanı olacağım” ifadelerini kullandı.
 
Bakan Avcı: "UNESCO'da 72 geçici, 16 kalıcı eserimiz var"



Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı da Adana'nın antik Kilikya bölgesinin en önemli şehirlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, yapılan müze kompleksinin büyük bir külliye olacağını ifade etti. UNESCO Dünya Mirası geçici listesine Çanakkale'deki Asos Arkeoloji Alanı'nı, Balıkesir Ayvalık Endüstriyel Kültür Peyzajı'nı ve Konya'daki İvriz Kültürel Peyzajı'nı kaydettirdiklerini vurgulayan Bakan Avcı, UNESCO geçici listesindeki eser sayılarının 72'ye çıktığını, kalıcı unsur sayısının ise 16 olduğunu ifade etti.

UNESCO Dünya Mirası listesindeki eser sayısı itibarıyla dünyada 17. sırada olduklarına dikkat çeken Avcı, temmuz ayında Polonya'da düzenlenecek olan 41'inci Dünya Miras Komitesi Toplantısı'nda da Aydın'daki Afrodisias Antik Kenti'nin, sonraki toplantıda da Şanlıurfa'daki Göbekli Tepe'nin kalıcı listeye alınmasını görüşeceklerini bildirdi.

Türkiye topraklarından çıkarılan eserlerin dünyanın birçok yerine gayri meşru yollarla kaçırıldığını da hatırlatan Bakan Avcı, bu konuya ilişkin girişimlerini şöyle anlattı:



"Bunlarla ilgili olarak Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile Dışişleri Bakanlığımız çok ciddi çaba gösteriyor. Bu eserlerin asli mekanlarına yani topraklarımıza geri dönmeleri için tüm kanalları kullanıyoruz. Değerli bakanlarımıza bu süreçteki girişimleri için de teşekkür ediyorum. Nitekim Türkiye'den yurt dışına kaçırılan, New York'taki ünlü müzayede evinde satışa sunulan Kilia tipi idol için tam da müzayedenin yapılacağı gün yayınlanmak üzere New York Times gazetesinde tam sayfa açık mektup yayınladık ve UNESCO'nun konuyla ilgi sözleşmelerinin yetersiz kaldığını o nedenle bu sözleşmelerin günün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güncellenmesi gerektiğini vurguladık.

Nitekim 10 gün önce Azerbaycan'da düzenlenen Kültürlerarası Diyalog Forumu'nda da UNESCO Genel Sekreteri Irina Bakova ile mutabakat sağladık. İnşallah UNESCO içerisinde de Türkiye'nin de öncülüğünde Cumhurbaşkanımızın tabiriyle dünyanın 5'ten büyük olduğunu UNESCO içindeki gayretlerimizle göstereceğiz."
 
Editör: Barış Köksal