Dr. Coşkun, vücudun bazı bölgelerinde deride gümüş rengi, simetrik şekilli, kaşıntılı, pullu kabuklanmalar halinde kendini gösteren sedef hastalığının, yayılmadan önlem alınması ve ihmal edilmemesi gereken, psikosomatik ve otoimmün bir hastalık olduğuna işaret etti.

Sedef hastalarının stresten uzak durmaları gerektiğini söyleyen Dr. Ömer Coşkun, "Güneş ışığı, döküntülerin ortadan kalkmasında fayda sağlayacağı gibi, destekleyici bitkisel yaklaşımlarla da hastalığın etkilerini azaltmak mümkün olabilmektedir" diye konuştu.

Karaciğeri de koruyor

Bitkisel kaynakların, beslenmede önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Coşkun, "Sedef hastalığının tedavisinde yararlı olan fumarik asit içeren şahtere otu (Fumaria), yatıştırıcı ve toksin atıcı etkileriyle de sedef hastalarının yararlanabileceği mükemmel bir bitkidir. Özellikle karaciğer sağlığı üzerinde önemli faydaları olan şahtere otu, vücudu terleterek toksinlerin atılmasına, böylelikle aynı zamanda karaciğer sağlığının korunmasına yardımcı olur" değerlendirmesinde bulundu.

Dr. Ömer Coşkun, sedef hastalarının şahtere otunu çay olarak tüketebileceklerini ifade ederek, nasıl içileceğini şöyle anlattı:
"1 su bardağı sıcak suya 1 tutam kadar atılacak olan şahtere otu, 5 dakika bekletilmek suretiyle demlendikten sonra içilebilir."
Editör: Barış Köksal