Prof. Dr. Gümürdülü, yaptığı açıklamada, her 20-30 kişiden birinin yaşamının bir döneminde karşısına çıkan kolon kanserine yanlış beslenme alışkanlıklarından alkol ve sigara kullanımına kadar birçok faktörün yol açtığını belirtti. Prof. Dr. Gümürdülü, kalın bağırsağın yüzeyini örten mukoza tabakasının anormal büyümesi sonucuyla gelişen kabarcıkların (poliplerin) zamanla kanserli dokuya dönüştüğünü ifade etti.


Riskli grubun özellikle 45 yaş üzeri kişiler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, dışkıyla beraber kan gelmesi, çabuk yorulma, nefes darlığı, dışkı çapında incelme, kabızlık-ishal periyodları, dışkılama alışkanlıklarının değişimi gibi rahatsızlıkların kolon kanseri belirtisi olabileceğini dile getirdi.

Makattan kan gelmesine dikkat


Makattan kan gelmesinin kolon kanserinin en sık görülen belirtisi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Gümürdülü, “Maalesef böyle şikayetleri olan hastaların büyük çoğunluğu nedeninin basur olduğunu düşünerek uzun bir süre doktora başvurmuyor. Oysa makattan kan gelmesi, basurun yanı sıra kolon kanseri de dahil olmak üzere birçok hastalığın habercisi olabilir. Bu nedenle 45 yaş üzerindekiler, bilinen hemoroidal hastalığı olsa bile mutlaka kolonoskopik inceleme yaptırmalıdır” dedi.

Ana tedavi cerrahi müdahale


Kolon kanserinde ana tedavi yönteminin cerrahi müdahale olduğunu belirten Prof. Dr. Gümürdülü, ameliyat öncesi ve sonrasında hastalara kemoterapi veya radyoterapi uygulanabileceğini de söyledi.
Lifsiz sebze, meyve tüketimi ve sağlıksız beslenmenin yol açtığı bazı kolon kanseri vakalarında, bağırsaklarda tıkanıklık olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Gümürdülü, bu tip hastaların acil olarak ameliyat edilmesi gerektiğini vurguladı.

Tıkanan bağırsağa stent


Kolon kanserinin zaman zaman bağırsak tıkanıklığına yol açtıktan sonra tespit edilebildiğini dile getiren Prof. Dr. Gümürdülü, “Bu hastalar ya acil olarak ameliyat edilir ya da sorunlu bölgeye stent yerleştirilerek tıkanıklık giderilir. Stent sonrası gerekiyorsa tümöre yönelik ön tedaviler (kemoradyoterapi) uygulanır. Uygun koşullar sağlandıktan sonra hastaya cerrahi müdahalede bulunulur” şeklinde konuştu.

"Son 10 yılda teknoloji gelişti"


Prof. Dr. Gümürdülü, cerrahi müdahalede öncelikli hedefin hastalığın tamamen tedavi edilmesi olduğunu, bu mümkün değilse hastanın yaşam süresinin uzatılmasının amaçlandığını kaydetti. Prof. Dr. Gümürdülü, “Bir diğer amaç ise hastanın yakınmalarını gidererek yaşam kalitesinin arttırılmasıdır. Son yıllardaki yaşanan teknolojideki gelişmeler sayesinde bu amaca yönelik birçok ilerleme sağlanmıştır” ifadelerini kullandı.


Prof. Dr. Gümürdülü, özellikle son 10 yılda tanı ve tedavide sağlanan ilerlemeler sayesinde kalın bağırsak kanseri olan hastalara uzun ve kaliteli yaşam yolunun açıldığını da sözlerine ekledi.

Editör: Barış Köksal