Sinanpaşa Mahallesi'nde bulunan özel kız öğrenci yurdunda 4 gün önce elektrik kontağından çıktığı düşünülen yangında 10'u ortaokul öğrencisi 2 kişi hayatını kaybetmişti.

Bir kamu kurumunda şoför olarak çalışan 3 çocuk babası Veysel Dede (36), eşi Neslihan Dede'nin (26) yangın sırasında yurtta misafirlikte olduğunu ve yangın haberini alır almaz itfaiyeye haber verip yangın yerine koştuğunu anlattı.
İtfaiyenin yangın yerine geldikten sonra ekipman yetersizliği nedeniyle yeterince müdahalede bulunamadığını kaydeden Veysel Dede, vatandaşların kendi imkanlarıyla getirdikleri merdiven, battaniye ve yorganlarla yangından etkilenen kız öğrencileri kurtarmaya çalıştıklarını ifade etti.

"Eşim kendi imkanıyla kurtuldu"

Eşinin yangından kendi imkanlarıyla kurtulduğunu belirten Veysel Dede, Adana Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı itfaiye ekiplerinin merdiveni bulunmadığını, hortumu bile çevredeki vatandaşların kullandığını ileri sürdü. Yangına kendisi de hortumla müdahale etmeye çalıştığını ancak aşırı duman yüzünden içeride fazla kalamadığını belirten Dede, olaylar yatıştıktan sonra ise ayağının kırıldığını fark ettiğini dile getirdi. İtfaiye çalışmalarını eleştiren Dede şöyle konuştu:
“Aladağ'da elektrikle ilgili problemler var. Sayaçlar değiştirildikten sonra yurt yandı, ardından 2 ev daha yandı. Sebeplerinin iyi araştırılması gerekiyor. Adana Büyükşehir Belediyesi'nin itfaiye ekiplerine özel bir şirkete ait arazöz ile Aladağ Belediyesi'nin sulama aracı destek verdi. Bir itfaiyeci düşünün ki hortumu sivil vatandaş tutuyor. Yangından kurtulanlara sorun, hiçbirisi 'beni itfaiyeci kurtardı' demiyor. Hepsi vatandaşın çabasıyla kurtarıldı. İtfaiyeci neden var? Ekipman yok, yaş ortalaması yüksek, eğitim düşük. Dün meydana gelen yangında da bir ev kül oldu. İtfaiye müdahale etti can kaybı olmadı diyorlar. Evde kimse yoktu ki can kaybı olsun. Su sıkmakla müdahale olmuyor.”

Uğur: “Çocukların cenazeleri odadaydı”

Yangına müdahale eden vatandaşlardan Ahmet Uğur (37) ise Muhammet Kuran isimli arkadaşı ve bir polis memuruyla öğrencileri kurtarmak için yangın merdiveninden binanın üçüncü katına çıktığını kaydetti. Yangın merdiveninin giriş kapısı ve üçüncü kattaki kapının kilitli olmadığını savunan Uğur, kapı kolunun da yerinde olduğunu, savcının incelemelerde bulunduğunu ifade etti. Yangın sırasında yaşadıklarını anlatan Uğur, şunları söyledi:

“Yangın merdiveninin olduğu yer, dar alan olduğu için 3 kişi soğutma çalışması yapacağımızdan kapının çerçevesini kırdım. Hortumla rahat müdahale etmek için 3 kişinin geçebilmesi amacıyla kapının çerçevesini kırdım ve kenara attım. Muhammet arkadaşımız cesetleri görünce acı bir ses çıkardı. Polis arkadaş da içeri girdi. İçeri girince sol odada cenazelerle karşılaştık. Çocuklar duman nedeniyle boğulduğundan yangın merdivenini kullanamamış olabilir. 'Kapı kilitlidir', 'kolu yoktur' diyenler incelemelerde bulunması lazım. Çatıdan odanın içine çöken çinkoları polis abiyle koridora çıkardık. O esnada başka arkadaşlar da geldi. Savcı gelince ben de kalabalık olduğumuz için oradan geldim.”
Editör: Barış Köksal