Öğrencilerin temel bilimlerdeki gelişim ve üretkenliklerini artırmak amacıyla düzenlenen fuarda, en büyük ilgiyi, ortaokul öğrencisi Efe Yavuz’un “Egzozun ne olursa olsun, emisyonun sıfır olsun” sloganıyla hazırladığı, ozon tabakasının delinmesine neden olan zararlı gazları azaltan egzoz sistemi gördü.

“BİLİM FUARLARI, ÜLKENİN GELECEĞİ AÇISINDAN ÖNEMLİ”
Okulda gerçekleştirilen Bilim Fuarı’nın açılışında konuşan Adana Özel Başkent Okulları İlk ve Ortaöğretim Kurumları Koordinatörü Prof. Dr. Şeref Mirasyedioğlu, gerçekleştirilen bilim fuarlarının, ülkenin geleceği adına önemli olduğunu söyledi.
Öğrencilere, Başkent Üniversitesi Kurucusu ve Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal ile Rektör Prof. Dr. Ali Haberal’ın başarı dileklerini ve selamların ileten Mirasyedioğlu, “Öncelikle sizleri ve sizleri bugünlere kadar yetiştiren velilerinizi ve öğretmenlerinizi kutluyorum” dedi.
Bilimin 21. yüzyılda çok hızlı geliştiğini belirten Mirasyedioğlu, şöyle devam etti:
“Bilim fuarları ülkenin geleceği açısından çok önemli. O açıdan baktığımız zaman bilim, sanat, kültür ve eğitim çok yüce değerlerdir. Bu değerler toplumsal gelişimin temelini de oluşturmaktadır. Sizler geleceğin milli iradesi olacaksınız. Sizler geleceğimizin şekillenmesinde bilim alanında, sanat alanında ülkemizin temsilcileri olacaksınız. Bize bugünleri hazırlayan Prof. Dr. Mehmet Haberal’a teşekkür ediyorum” dedi.

ÖĞRENCİLERE PLAKET VE SERTİFİKA
Açılış konuşmasının ardından, projeleriyle Bilim Fuarı’na katılan öğrenciler ile TÜBİTAK’ın Bilim Fuarı’nda dereceye giren öğrencilere plaket ve sertifika verildi.
Fuarda, öğrencilerin yıl boyunca hazırladıkları projelerin yanı sıra, TÜBİTAK tarafından bölge ikincisi seçilen projeler sergilendi. Öğrenciler, Prof. Dr. Şeref Mirasyedioğlu ile öğretmen ve arkadaşlarına projelerini anlattı.
Fuarda en büyük ilgiyi, ortaokul öğrencisi Efe Yavuz’un hazırladığı “Egzozun ne olursa olsun, emisyonun sıfır olsun” isimli proje gördü. Geliştirdiği projenin, kireçli suyun karbonmonoksit tutma özelliğinden yararlanarak, egzozlardan çıkan ve ozon tabakasının delinmesine neden olan zararlı gazları azaltan bir egzoz sistemi olduğunu belirten Yavuz, “Motordan çıkan zehirli gazlar tahliye borusunda oluşturduğumuz karbon tutucu kireçli sudan geçip, filtre sistemine uğrayarak zehirli gazlardan büyük ölçüde arınacaktır. Kireçli su, karbonmonoksit tutma özelliğine sahip olduğu için egzozdan tahliye edilen bu gazın çevreye verdiği zararı büyük ölçüde önlemiş olacağız” diye konuştu.
Geçmişte soba bacalarının çıkışına konulan kireçli su sisteminin, egzoz projesine esin kaynağı olduğunu ifade eden Efe Yavuz, “Projemizle ilgili benzer ürün analizi yaptık. Bu konuda benim projeme benzeyen patentli bir ürüne rastlamadık. Projemizde kullandığımız benzinli motordan çıkan egzoz gazının emisyon ölçümünü aldık. Daha sonra prototip olarak hazırladığımız kireçli sulu filtre sisteminden geçirdiğimiz gazın emisyonunu ölçtürdük. Elde ettiğimiz sonuçları karşılaştırınca kireçli suda filtre edilen gazın emisyon değerlerinin daha düşük olduğunu gördük” ifadelerini kullandı.

TÜBİTAK BÖLGE İKİNCİSİ
Fuarda büyük ilgi gören projelerden bir diğeri ise, lise öğrencileri Çağla Işık ile Zeynep Karaca tarafından hazırlanan ve TÜBİTAK tarafından bölge ikincisi seçilen “Antibakteriyel bir kimyasal olan triklosanın plasenta kaynaklı kök hücre üzerine olumsuz etkisi” oldu.
Hijyen konusunun her geçen gün daha da önem kazandığı dünyamızda triklosan içeren antibakteriyel ürünlerden uzak durabilmenin neredeyse imkansız hale geldiğini ifade eden Işık ve Karaca, projeyle ilgili şu bilgileri verdiler:
“Evlerde hayatınızı kolaylaştıran kimyasallar, bilinçsiz ve uygunsuz kullanıldığı takdirde hem çocuk hem de yetişkin sağlığını tehdit edici ajanlardır. Bu bağlamda triklosan içeren birçok ürün direkt vücudumuzla temas ettiği için önemli bir yer tutmaktadır. Şu an güvenli olduğu düşünülerek kullanılan pek çok ürünün ileride ne gibi sağlık sorunlarına yol açacağı henüz bilinmemektedir. Kök hücreler ise, birçok hastalığın tedavisinde umut kaynağı oluştururken bilinçsiz kimyasal kullanımına dayalı olarak kök hücrelerimiz etkisiz hale gelebilmektedir. Bu çalışma ile çeşitli araştırmalarla insan sağlığını tehdit ettiği belirlenen triklosanın farklı konsantrasyonlarının plasenta zarı kaynaklı kök hücre serileri üzerine etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır.”
Editör: Barış Köksal