İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi, Ceyhan depreminin 21. yıl dönümünde Ceyhan’daki Deprem Anıtı önünde Adana-Ceyhan depreminde hayatını kaybedenlerin anısına ve deprem önlemlerine dikkat çekmek için anma töreni düzenledi. 

İMO Adana Şube Başkanı Zekeriya Turanbayburt, deprem anıtı önünde yaptığı açıklamada 145 vatandaşın hayatını kaybettiği, bin 517 kişinin de yaralandığı 27 Haziran 1998 yılındaki depremin yaralarına dikkat çekti. 

Turanbayburt, 27 Haziran 1998 tarihinde meydana gelen Adana-Ceyhan depreminde, 48 bini az hasarlı, 19 bini orta ve 9 bini ağır hasarlı olmak üzere yıkılanlar da dahil, 76 bin konut ve iş yerinin olumsuz etkilendiğini vurguladı. 

Güvenli yapının önemine vurgu 

Depremlerin yaşandığı dönemde yaşattığı büyük acılarla insanları derinden etkilediğini, deprem bölgesindekilerin yardımına koşularak tüm yapılabileceklerin seferber edildiğini ifade eden Turanbayburt, “Yaşamın olağan akışı içinde bir anda yaşanan felaketin insan hayatında oluşturduğu değişim, insanların endişe içinde hissetmelerine neden olmaktadır. Takip eden süreçte ise yaşananların acısı ne yazıktır ki yakınlarını kaybedenlerin yüreğinde kalmakta ve toplum olarak depremin yıkıcı etkisi unutulmaktadır. İnşaat Mühendisleri Odası olarak depremlerin unutulmamasını, deprem önlemlerinin ne denli önemli olduğunun toplum hafızasında canlı kalmasını istiyoruz. Bu nedenle, her yıl 27 Haziran’da Ceyhan Deprem Anıtında üyelerimizle birlikte, kaybedilen canları anıyor ve yaptığımız açıklamayla güvenli yapının önemine vurgu yapıyoruz” dedi. 

Deprem önlemlerinde temel görev devletindir 

Bu yılki anma törenine, 21 yıl önce yaşananların boyutlarını açıkça gösteren fotoğraflarla geldiklerini beyan eden Turanbayburt, şunları söyledi: 

“Bu acıların, bir daha yaşanmasını istemiyoruz. Deprem bir doğa olayıdır, bir doğa olayını engelleyemeyiz ama alacağımız önlemlerle afete dönüşmesini engelleyebiliriz. Bunu sağlamak, devlet olarak, kurumlar olarak, vatandaş olarak her kesimin üzerine düşeni yapması ile mümkündür. Elbette ki bu konuda en temel görev devletindir. Yasalar, yönetmelikler, denetimler güvenli yapıyı üretmenin başta gelen temel yoludur. Ülkemiz dünyanın önemli deprem kuşaklarından birinin üzerindedir. Yapı stokumuzun ise, yüzde 60’ının mühendislik hizmeti almadan üretildiği bilinmektedir. 13 milyon civarında olan bu yapılar, olası bir depremde önemli bir risk teşkil etmektedir. Adana’da da tablo farklı değildir; kentimiz hızla gelişmiş, önemli ölçüde göç almış, hızlı ve çarpık kentleşme, imar afları nedeniyle sorunlu, can ve mal güvenliği olmayan bir yapılaşma süreci yaşanmıştır. Kentimizde afet ve deprem açısından riskli yapı stokunun bulunduğu alanlar oluşmuştur. Yapılacak şey, bu noktada açıktır. Mevcut yapı stoku üzerindeki bu riskleri ortadan kaldırmak için önemli bir kısmının yenilenmesi, kalanların da güçlendirilmesi gerekmektedir. Yeni yapıların deprem mevzuatına uyularak yapılması temin edilmeli ve denetimi ihmal edilmemeli; tüm bu süreçlerde rant, çıkar ve siyaset hesaplarından uzaklaşılmalıdır. Ancak üzülerek belirtiyoruz ki her yeni düzenleme, yapı üretim sisteminde yeni sıkıntılar oluşturmaktadır. Türkiye‘deki çarpık yapılaşmaya, plansız kentleşmeye karşı somut adımlar atılmamış yeni projeleri ve uygulamaları ile kentlerimiz birer rant alanı olarak görülerek sermayenin kullanımına açılmıştır. Ülkemizdeki kentsel dönüşüm projelerinin işleyişindeki mantık budur. Yine 18 Mayıs 2018 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren, imar barışı adı altında sunulan imar affı bu anlayışın ürünüdür. Bu af ile mühendislik hizmeti almadan, imara aykırı üretilmiş, çevre ve doğa tahribatına neden olan, deprem riski taşıyan yapıların yasallaştırılması, devlet eliyle onaylanmaktadır. Can ve mal güvenliğini sağlayan bir mesleğin insanları olarak deprem kayıplarının minimum düzeye indirilmesinin teknik olarak mümkün olduğunu biliyoruz. Bilimin, tekniğin ve aklın yolu, bugüne kadar yapılan çalışmalar, deprem öncesi alınacak önlemlerin deprem riskini önemli ölçüde azalttığını ortaya koymaktadır. İnsan hayatı değerlidir; sermayenin kar hırsına, denetimsizliğe terk edilemez. Odamızın deprem önemlerinin sıkı takipçisi olamaya devam edeceğini bir kez daha vurgularız.” 
Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar ise Ceyhan'ın bundan böyle deprem ve afetlerle anılan bir ilçe olmayacağını belirtti. Aydar, Adana Büyükşehir Belediyesi ve İnşaat Mühendisleri Odası ile imar planı çalışmalarında birlikte hareket ederek Ceyhan'da güvenli yapı üretimi sağlama yolunda çalışmalar yürüteceklerini söyledi. 1998 Depreminde hayatını kaybedenleri saygıyla anan Aydar, önümüzdeki yıl Ceyhan Kent Merkezinde depremlerin unutulmaması için yeni bir deprem anıtı yapacaklarını sözlerine ekledi. 
Tören anıta karanfil bırakılmasıyla sona erdi. 

Editör: Barış Köksal