Çukurova Genç İş adamları Derneği Başkanı Ömer Faruk Sakarya, Adana Ticaret Borsası Başkanı Muammer Çalışkan ve Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç ile birlikte Bloomberg HT'de ‘İş Dünyası’ programına katıldı. 
Sakarya, Çalışkan ve Kıvanç, canlı yayınlanan programda Hande Berktan'ın sorularını yanıtladı.

Çukurova GİAD Başkanı Sakarya, 2013 yılının Türkiye’de pek çok ekonomik ve diğer gelişmelere sahne olduğuna dikkat çekerek, “Bunların neticesinde de 2014 yılının ilk üç ayı, biliyorsunuz ülkemizdeki ekonomi yurtdışındaki finansal sektörlerle ve ekonomi ile eş güdümsel olarak gitmesinin dışında ülkedeki mevcut siyasal yapının da çok ciddi etkisi altında kalmaktadır. Bu bağlamda da yıl sonunda gerçekleşen bir takım gelişmeler yılın ilk 3 ayında geçtiğimiz yerel seçimler gerçekleşene kadar ki zaman diliminde ekonomi çevrelerinde çok ciddi bir durağanlığa sebep oldu” dedi.

“PARA EN UFAK BİR SİSTE KAÇAR”
Bu durağanlığın başlıca nedenin altında iş dünyasının önünde ne olacağını net görememesinin yattığını kaydeden Sakarya, şöyle devam etti:
“Para en ufak bir pusta, siste kaybolur kaçar. Bu dönemde de iş dünyası bekle gör pozisyonuna girdi. Yatırımcılar, istihdam yaratacaklar, yeni yatırım yapacak olanlar seçimler geçene kadar ki zaman dilimi içerisinde kendine daha güvenli daha korumacı hissetmek için pozisyon aldılar ve seçimlerdeki durumu görmek istediler. Nihayet sonunda seçimler gitti, gerçekten bu üç aylık dilim içerisinde ekonomide çok ciddi bir durağanlık çok ciddi bir bekleme dönemi yaşandı. Bu dönemde haliyle bizlere ticari hayatımıza, sanayicilerimize, yatırımcılarımıza gerçekten verim açısından düşük bir dönem geçirmemize neden oldu.”

“YURT İÇİNDEKİ DALGALANMA DAHA ÇOK ETKİLİYOR”
Ömer Fark Sakarya, yurt dışında çok ciddi krizler olduğunu ancak ekonominin yurt içindeki siyasal dalgalanma kadar etkilenmediğini vurgulayarak, “Yurtiçindeki siyasal bir dalgalanma yurtdışındaki krizlerden daha çok etkiliyor bizi. Şimdi Ağustos ayında yeniden seçim var. Yeniden ne olacak, ülke geleceğinde bizleri neler bekliyor düşüncesi var iş dünyasında. Hareket olacak ama olması gereken iyi hareketlenme, olması gereken seyirde olmayacak. Ağustosa kadar ben bir miktar daha yerel seçimler öncesinden daha iyi ama bir miktar daha durağanlığın devam edeceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
İşsizlik konusuna da değinen Sakarya, işsizliğin sadece Adana’nın problemi olmadığını söyledi. İşsizliğin bir çok şehrin problemi olduğunu belirten Sakarya, “Burada teşvik sistemi dışında belki işsizlik rakamını azaltacak, istihdamı artıracak istisna yaratılabilir. Nasıl? Baktığınızda son 10 yılda Türkiye’nin işsizlikte önde gelen illerinde ilk 10 içerisinde sırada değişiklik oluyor. Ama aynı iller Türkiye’de ilk 10 içerisinde yer alıyor. Denilebilir ki Türkiye’nin ortalama işsizlik rakamının üzerinde, bakıldığında ilk 5’teki illere il ismi belirtmeksizin ortalamada hangi il ilk 5’e giriyorsa istihdamı artırmaya yönelik özel teşvikler verilebilir veya bu iller 5. bölge teşviklerinden yararlandırılabilir. Bu bence sadece Adana için değil Türkiye’de işsizlik yaşanan diğer iller için gayet yararlı bir çözüm olacaktır. İstihdamı artırmaya yönelik bir adım olacaktır” diye konuştu.

“ADANA DÜNYANIN ENERJİ KÖPRÜSÜ OLACAK”
Çukurova GİAD Başkanı Sakarya, altyapı ve enerji yatırımları hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Adana’da enerji ihtisas bölgesi olduğunu hatırlatan Sakarya, “Lokasyon olarak çok özellikli bir bölgedir. Sadece Türkiye’nin değil Ortadoğu’nun Kuzey Afrika’nın ve Doğu Akdeniz’in en önemli lokasyonudur. Ceyhan ve Kuzey petrolleri ile Rus petrollerinin ve gazının aynı zamanda Kuzey Irak petrolünün ve gazının dünyaya açıldığı ve açılacağı noktadır. Ceyhan-Yumurtalık enerji bölgesinde Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattımız var, BTC hattımız var, planlanmış olan Samsun Yumurtalık boru hattı olacak. Planlanan çok önemli petrokimya tesisleri yatırımları var izinleri almışlar şu anda bir takım bürokratik sorunları geçmeye çalışıyorlar. Adana bu altyapıyı tamamladıktan sonra Türkiye’nin değil dünyanın enerji köprülerinden biri olacak. Rotterdam olmasını umut ediyoruz. Enerji koridoru olacak. Bir takım alt yapı eksikliklerinin giderilmesi bürokratik aşamaların tamamlanması gerekiyor. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bunlar da tamamlanacaktır diye düşünüyorum” şekline konuştu.

“MOODYS’NİN YAPTIĞI AÇIKLAMAYI DOĞRU BULUYORUM”
Ömer Faruk Sakarya, Moodys’nin yaptığı açıklamayı doğru bulmadığını kaydederek, şunları söyledi:
“Çünkü, yabancı para cinsiyle borçlanıyorsunuz, Türk Lirası üzerinden geliriniz var. Ne yazık ki bu mevcut gelişmeler, ülkenin ekonomideki bazı hassasiyeti nedeniyle bir dalgalı seyir izliyor olması bu tür kuruluşlar tarafından risktir. Eğer Döviz cinsinden borçlanıyor TL cinsinden kazanıyorsa dövizdeki dalgalanmaya çok açık firmalar olması nedeniyle Moodys’in yaptığı uyarı bence uyarı yadırganmaması gereken uyarıdır. Ama siz uzun dönemli borçlanmışsanız, borcunuz döviz cinsinden borçlanmışsanız ve döviz cinsinden kazancınız geliriniz varsa mali yapınız da güçlü ise elbette ki bu tür firmaların böyle bir uyarı sonucunda risk değerlerinin artmış olması doğru değildir. Ama tam tersi ise döviz borçlanıyor Türk Lirası kazanıyorsanız Moodys gibi firmaların bir dövizden dolayı risk varlığından bahsetmeleri çok normal görüyorum.”
Başkan Sakarya, tarımsal altyapının önemine de vurgu yaptı. Tarıma elverişli arazilerin ıslahının çok önemli olduğunu belirten Sakarya, “Bir arazinin tarıma daha elverişli hale gelmesi için toplulaştırılmasının yapılması, tesviyesinin yapılması, kapalı drenajının açıt drenajının yapılması, ardından da sulama sistemlerinin yapılması lazım. Bunların hepsi tarımsal altyapıdır ve ürünün verimini de kalitesini de artırır. Bir örnek vermek isterim. Türkiye’nin gurur duyduğu GAP Projesi var. Harran Ovası daha önce suya muhtaç bir yerdi. Ne yazık ki biz Harran’a tarımsal altyapıyı tamamlamadan suyu verdik, sulama sistemlerini bitirdik. Bunun yanında da çiftçiyi bilgilendirmedik. Modern tarım konusunda bilgilendirmedik, çiftçiyi eğitmedik. Eğitmediğimiz için çiftçi çok vahşi şekilde suya hasret olmanın da getirdiği bir özlemle vahşi şekilde sulama yaptı. Bugün inanılmaz büyük projeyle gerçekleşmiş olan Harran’da aşırı sulama nedeniyle verim kayıpları yaşanmakta, çiftçi gerçekten çoraklaşmakta eskiye dönmekte. Bu nedenle ülkemizde tarımsal altyapının düzgün ve doğru sıralama ile yapılması çok önemli” dedi.

ADANA ZATEN MARKA
Sakarya, sunucu Hande Berktan'ın “Adana’nın markalaştırma anlamında uluslararası düzeyde çıkarmak için neler yapıyorsunuz?” sorusuna “Adana zaten markadır” cevabını verdi. 
Türkiye’nin her yerinde “Adana” denildiği zaman insanın aklına pek çok güzel şeyin geldiğini ifade eden Başkan Sakarya, “Fakat, markamızı daha güzel tanıtabilmek için ben sadece Çukurova GİAD olarak yaptığımız şeylerden söz edeyim. Biz dünyanın önemli isimlerini belirli konularda belirli gündemlerde Adana’da ağırladık. Ünlü ekonomist Nouriel Roubini’yi, Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder’i, en son da yerel seçimler öncesinde Londra’nın ve Toronto’nun bir önceki dönem belediye başkanlarını Ken Livingstone ve David Miller’ı Adana’da ağırladık. Bizim bu isimleri ağırlamamızdaki sebep hem Adana kamuoyuna önemli isimlerin güzel bilgiler vermelerini sağlamak, hem de isimlerin getireceği bir artı değeriyle, bir PR değeriyle Adana isminin markasını daha güzel şekilde yansıtmak, insanların “Bu da Adana’da oluyormuş. Adana’da güzel şeyler oluyor, Adana’ya önemli isimler de geliyormuş” diyebilecekleri şekilde yüceltmek, yükseltmek amacıyla yapıyoruz. Biz Çukurova GİAD olarak bu şekilde kendimize yol çizdik” diye konuştu.

‘KRİZ GÖRÜNMÜYOR’ HAVASI ESTİ
Adana Ticaret Borsası Başkanı Çalışkan ise seçim öncesi ciddi bir gerginliğin yaşanmasının Türkiye’de iş hayatında bir tedirginlik oluşturduğunu kaydetti. İnsanların pek çok şeyi seçim sonuna ertelediğini belirten Çalışkan, “Seçimlerden sonra rahatlama olduğunu hissediyoruz. Kaldı ki bunu borsa ve dövizde de görüyoruz. İnsanlar biraz daha dövizim üstüne gittiler. Seçimlerde iktidar partisinin beklediği oyu alması önümüzde bir kriz görünmüyor havası estirdi. Biraz daha rahatlama oldu” şeklinde konuştu.
Adana’nın ihracatını sırtlayan sektörlerde tarımın öne çıktını aktaran Çalışkan, şunları kaydetti:
“Mesela Türkiye’de tarım ve tarıma dayalı ürünlerin ihracatının tüm Türkiye’ye ihracatının onanı yüzde 13’ler civarında. Bu rakam Adana’da yüzde 33 oranında. Türkiye’nin ihracatının neredeyse iki buçuk katı oran olarak. Bu da şehrin ekonomisindeki tarımın ağırlığını gösteriyor. Adana’nın aşağı yukarı 2 milyar 150 bin milyon dolar civarında ihracatı var. Bunun 600 milyon dolar civarında tarım ve ikinci bir sektör yine tarıma dayalı bir ucuyla. Tekstil ve tekstil ürünleri konfeksiyon hariç 400 milyon dolar üstünde. İkisi zaten bir milyar doların üzerinde. Adana’da ekonomi birinci derecede tarım ve tarıma dayalı sanayi, ondan sonra da tekstile. Pamuk tekstilin ham maddesidir. Ama buna yeterince önem vermiyoruz. Biz Türkiye’de bir milyon 400 bin ton civarında pamuk tüketiyoruz. 550-600 bin ton civarında üretiyoruz. Kalan 900 bin tona 2 milyar dolar para veriyoruz. Bu petrolden ve enerjiden sonra en çok döviz harcadığımız sektörlerden birisi. Bunun sebebini irdelersek esasında pamuğu Türkiye’de bir milyon ton üretme kapasitemiz çok rahat var. Niye üretemiyoruz; son 10 yılda mısıra daha fazla önem verdik. Mısırla pamuk birbirlerine alternatif ürünler. Mısırın üzerinde gizli bir teşvik var. Ama pamukta gizli bir destek yok. Bu mısırı cazip kılıyor.”
Muammer Çalışkan, dünyada mısır fiyatının tonu, lift pamuk fiyatının tonunun yüzde 10’u civarında olduğunu belirterek, “Bu oranlarda çiftçi birini tercih ediyor ve bir denge sağlanmış. Ama Türkiye’de bu oran yüzde 15’i civarında. Yani mısırın fiyatı 65-70 kuruş, pamuk 4 buçuk lira. Bu oran dünyaya oranla yüzde 50 daha fazla oranla. Yani dünyada yüzde 10’u, bizde yüzde 15’i. Bir tek bu bile niye Türkiye’de pamuk ekilmediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN YATIRIM YAPMASI LAZIM”
Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, piyasalarda bir durağanlığın yaşandığını ama kimsenin işletmesini seçim var diye tatil etmediği belirtti. Üretimin yapıldığını fakat ticarette ufak tefek sıkıntıların yaşandığını söyleyen Kıvanç, “Ticari hayatta, yatırımlarda ötelenen alışverişler var. Mevcut iktidarın güçlü bir oyla tekrar hayatına etmesinin bu yatırımların ve ticari hayatın önünün açmasını bekliyorum.
Türkiye’de işsizlik 10.1, ama Adana’da bu rakam biraz daha fazla. Bunun sebebi Adana’daki yatırım ortamının teşvik mevzuatından istifade edememesinden dolayı.
Türkiye’de işsizlik bu seviyede” diye konuştu.
Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için çok fazla yatırım yapması gerektiğine dikkat çekerek, “Mevcut kapasitemizin yüzde 70’i kullanıyoruz. Bu kapasite kullanımıyla 152 milyar dolar ihracat yapmışız. Mevcut kapasitenin yüzde yüzünü kullansak 215 milyar dolar ihracat yapabiliriz. Bizim 2023’de ülkenin ihracat hedefi 500 milyar dolar. Bunu gerçekleştirmek için çok yatırım yapmak lazım. Teşviklerin tekrar elden geçirilmesi lazım, yatırımın cazip hale getirilmesi lazım” dedi.
Zeki Kıvanç, ihracat bu sene geçen seneye oranla yüzde 6 oranında artışla devam etiğini ve Adana’da da bu oranın aynı paralellikle seyrettiğini ifade etti. Çukurova Bölgesinde tekstil önem arz ettiğinin altını çizen Zeki Kıvanç, “Tekstil yatırımları geçen yıl artarak devam etti. Bu yılda devam ediyor. Tekstil bizim bölgemizde biraz daha öne çıkacak ihracat açısından” dedi.
Editör: Barış Köksal