Mithat Özsan Amfisinde 2 gün devam edecek seminerin açılışında konuşan MMO Adana Şube Başkanı Hüseyin Atıcı, odaların en önemli görev ve amaçlarından birinin başta mühendisler olmak üzere tüm teknik elemanların eğitimi ve mesleki bilgi, deneyim ve birikiminin arttırılması olduğunu söyledi. Bir işin insan ile makina arasında paylaştırılması olarak da tanımlanabilen ve yaşamın her alanına giren otomasyonun, bu ilişkiyi fabrikalara, atölyelere, binalara, tesislere de soktuğunu makina, elektrik ve elektronik birleşimi olan bu makina ve cihazların tasarım, üretim, bakım ve onarım süreçlerinin farklı mühendislik disiplinlerinin alanlarına girdiğini ifade eden Atıcı şöyle konuştu:

“Yirminci yüzyılın sanayi ile ilgili en önemli teknolojik gelişmelerinin başında, imalat yöntemlerinin otomatikleşmesi ve buna bağlı olarak gelişen robot teknolojileri olmuştur. Üretimin otomatikleştirilmesi, makinalaştırılması süreçlerinin kusursuz yönetimi bütünüyle mühendislik bilgi ve deneyimi ile ilişkilidir.

Endüstriyel alanda rekabet sadece ürünün fiyatı ile değil kalitesi ve işlevi ile de ölçülmektedir. Bu sebeple kaliteyi artıran unsurlardan biri de daha az zamanda daha az hata ile daha çok üretim yapabilmekten geçer. Üretim süreçleri de daha yüksek kalite ve daha düşük üretim maliyeti esasına dayandığı için sanayi kuruluşlarında "otomasyon" kaçınılmaz bir öneme sahiptir.

Sanayide tüm dinamiklerin üretimi otomatikleştirme eğilimine girdiği bir iktisadi sistem ve dönemde yaşıyoruz. Üretim süreçlerinin otomasyon olanaklarının daha geniş alanlarda uygulanmasına, insan gücünün ise bu sistemlerin kontrolüne yönelttiği günümüzde sanayileşme ile büyüme, kalkınma, gelir dağılımı, istihdam, refah ve verimlilik arasındaki bağlar maalesef tamamen kopmuş durumdadır. Sanayide son 12 yılda emek verimliliği artışı yüzde 70 gibi hayli yüksek bir oranda gerçekleşmiş ancak çalışanların reel ücretleri % 12,5 oranında gerilemiştir.
Aslında emeğin üretkenliğinin artması hem kalkınmanın kendisidir hem de kalkınmanın hızını belirlemektedir. Ancak karşı karşıya olduğumuz temel sorunlardan birisi, emek, bilim, teknoloji, mühendislik ve otomasyonun endüstride ve bütün toplumsal yaşamda nasıl kullanılacağına dair ilişkinin tarif edilmesidir.

Bu tarif kapitalizmin azami kâr hırsı uğruna her krizde yıkıma uğratılan üretici güçler ve insan potansiyelini gözden çıkarma yönelimine karşı durabilmeli, otomasyonla emek arasında düzenleyici bir ilişki kurmalıdır. Otomasyon; çok kısa bir deyişle İnsan/Makina diyaloğundan başka bir şey değildir. Bu saptama ışığında unutmamalıyız ki, emeğin varoluşu insanın varoluşudur. Bu varoluş biçimi korunmalı, insanca kılınmalı ve üstelik geliştirilerek geleceğe aktarılmalıdır. “

Çukurova Üniversitesi Makine Alet Cihaz Tasarım-İmalat Araştırma ve Uygulama Merkezi (MACTİMARUM) Müdürü Prof. Dr. İbrahim Deniz Akçalı, ileri teknolojinin odak noktalarından olan otomasyon alanında düzenledikleri bu toplantı yoluyla sanayi, üniversite ve oda topluluklarının buluşturulması ile bilgi birikimlerinin genişletilmesi ve yaygınlaştırılmasını hedeflediklerini söyledi. 24 yılda 13 kez bu etkinliği gerçekleştirdiklerini belirten Akçalı, şunları söyledi.

“Bu yıl ki temamız, çevre sorunlarının aşılmasında otomasyon çözümlerinin yanı sıra enerjinin ölçümü ve verimliliğinde otomasyon, kablosuz haberleşmenin temelleri, özel yazılımların otomasyonda değerlendirilmesi, makine güvenliğinde otomasyon kavramları gibi konularla birlikte akış ve seviye ölçüm ve denetimi gibi konular olacaktır.

İnsan gücünün eğitimi ve sürekliliği toplumların gelişme kaydetmelerinin olmazsa olmaz koşuludur. Teknolojinin baş döndürücü bir hızla ilerlediği günümüzde, bu olgudan uzak kalmak olası değildir. Bu sorumluluğu paylaşan düzenleyici kuruluşlarımız büyük özveriyle gece-gündüz çalışarak kısa ana içeriğini açıkladığımız bu programı önünüze getirmiştir.”

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Adana Şubesi Başkanı Mehmet Mak, bir sürecin işleyişinde insan faktörünün yerine geçen ve bu sürecin daha hızlı, daha güvenli ve daha doğru bir şekilde işlemesini sağlayarak insan hayatını kolaylaştıran her türlü yazılım ve donanımın bir otomasyon sistemi olduğunu belirtti. Mak, şöyle konuştu:

“Değişen dünyada, yaşamın ve endüstrinin giderek artan verimlilik, güvenlik ve güvenilirlik gereksinimleri otomasyon teknolojilerine geniş uygulama alanları yaratmıştır. Bu alandaki bilimsel ve teknolojik gelişmelerin izlenmesi ve uygulanması gelişmekte olan ülkeler için hayati önemdedir.

Sanayi devriminin başlangıcının aksine, yakın geçmişimizde üretmek, tek başına yeterli olmaktan uzaklaştı. Tüm dünyanın açık bir pazar haline geldiği rekabetçi koşullarda üretimi; hızlı, standart, güvenli ve nihayetinde verimli kılmak, bir zorunluluk haline geldi. Endüstride bu zorunluluğun karşılığı şüphesiz ki otomasyondur ve bu da işletmeye zaman, kalite, hız ve maliyet azalması olarak geri dönmektedir.
Günümüzün ekonomik anlayışının dayattığı önce tüketim-önce kar anlayışı; Otomasyon sistemlerinin uygarlığın gelişmesinde, insanların yaşam standartlarının artmasında oynadığı çok önemli rolün kısıtlanmasına yol açmaktadır.

Tüm dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izleyen, kendi öz kaynaklarımıza dayanan, kamu ve özel sektörde AR-GE çalışmalarına özel önem veren bir anlayış, Ülkemizin ve insanımızın kalkınmasında en doğru çizgi olacaktır.”

Adana’da İki gün boyunca seminerde, belli bir sınai birikime ulaşmış on iki farklı uzman teknik elemandan, Çevre Otomasyonu, Enerji Verimliliği, Yönetimi ve tasarrufuna yönelik Otomasyon Sistemleri, Endüstriyel otomasyon ve Proses kontrol elemanları, Makina Emniyeti ve Güvenlik sistemleri, Lojik Kontrol gibi çeşitli konular anlatılacak.

13. Otomatik Kontrol Seminer ve Sergisinin açılışına Ç.Ü Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, Makine Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Akıllı ile çok sayıda sanayici ve oda temsilcisi katıldı.
Editör: Barış Köksal